Evet diyormusun !?

33 4 6
                                    

Küçük bir sarılmanın ardından odadan çıkıp diğerlerinin yanına döndüler. Bedenlerini değiştirmiştiler.

Jon arkadaşlarının yanına geldiğinde bir az endişeliydi. Eğer bu kız anlarsa, eğer Jonu anında öldürürse ? Hayır, hayır ! Jon bu düşünceleri aklından çıkarmalıydı. Asıl sorun o kızın cadı olup-olmamasıydı. Ama bundan da büyük dert vardı. Eğer kız bir cadıydısa, Jon onu nasıl öpecekti ? Jon arkadaşının sesiyle kendine geldi.
Robert : Hadi Jon, bundan sonrası sende.
Jon : Hhh...Tamam
Jon odadan içeri girip kapıyı kapattı. Beyaz saçlı bir kız masada oturmuş, saçlarıyla oynuyordu. Yarı çıplak giyinmişti. Jonu görüp saçını bıraktı ve gülmeye başladı. Jon bu kızın psikopat ve deli olduğunu zann etti.
Jon : Niye gülüyorsun ?
??? : Haline !
Jon : Ne olmuş bana ?
??? : Benim akılsız olduğumu düşünme sakın ! Beden değişme gücünü kullandığını biliyorum.
Jon : Hmm...Nasıl kanıtlarsın ?
??? : İsmini söyleyerek.
Jon : Söyle hadi.
??? : Ahhahahaha...Ama ben söylersem, bana birinin söylediğini ve ya şanslı olduğumu düşünürsün.
Jon : Söyle !
??? : Senin ismin....
Jon : Evet ?
??? : Buldum ! Senin ismin Jon !
Jon : Robert söyledi değilmi ?
??? : Ahhhhahaha....Şimdide sen benim ismimi tahmin etmeye çalış bakalım !
Jon : Nereden bile bilirim ki ?
??? : Robert söylemedimi ?
Jon : Hatırlamıyorum.
??? : Hep öyledir zaten. Benim hakkımda hiç kimseye iyi şeyler anlatmaz.
Jon : Ama zaten bunu sen istemişsin !
??? : Biliyorum ama...
Jon : Benim ismimi biliyorsun ama ben senin ismini bilmiyorum.
??? : Bilden neyine yarar ?
Jon : 7. cadı olup-olmadığını bilmeme.
??? : Demem bunun için gelmişsin...Benim ismim Ashly.
Jon : Memnun oldum Ashley.
Ashley : Teşekkürler. Bu arada, eğer 7. cadıyı bulmak istiyorsanız, önce diğer 6 cadı sizde olmalı.
Jon : Bulmak istiyorsanızla neyi kast ettin ?
Ashly : Benim artık cadı olmadığımı....
Jon : Artık ?
Ashly : Her şeyi bilmen gerekmez. Bu arada kaç cadı buldun ?
Jon : Bir dakika. Mariya, Elizabeth, Lufia, Lucy, Lufia ve...
Ashly : Ve ?
Jon : Başka bulamadık.
Ashly : Eğer 6. cadıyı bulursan, sana 7. cadının ismini söylerim. Başka türlü olmaz !
Jon : Tamam. O zaman ben gidiyorum.
Ashly : Bir şey göstermem gerek sana. Öyle gidersin.
Jon : Neymiş ?
Ashly : Gözlerini kapat. Sizin buraya geleceğinizi önceden biliyordum ve senin için bir şey hazırladım.
Jon : Peki...
Jon gözlerini kapatıp beklemeye başladı. Ashly gülümsedi ve Jonun dudaklarına yapıştı. 17 dakika kadar Jonla öpüştü. Jon şoktaydı.
Jon : Ashly ?
Ashly : Bunu yapmayı çok istiyordum. Sana minnettarım.
Jon Ashlynin dediklerinden bir şey anlamasa da odadan çıkıp gülmeye başladı. Ashly bu sesi duyarak içeride (içerdemisin XD) gülmeye başladı. Jon arkadaşlarını yanına döndü. Olan-biteni anlattı ama öpüşme sahnesini anlatmadı. Zaten Mariyanın kalbini kırdığının farkındaydı ve onu daha fazla üzmek istemedi.
Robert : O zaman işimiz bitti. Artık gidebilirsiniz.
Mariya : Baybii.
Dora : Baybay.
Elizabeth : Hoşçakalınnn..
Jon : Görüşmek üzere.
Luis : Hoşçakalın.
Her kes dağıldı. Jon eve geldiğinde huzursuzdu. Hemen odasına geçti ve kapıyı kapattı...

Ertesi gün, okulda...

Bizimkiler okulda sohbet ediyorlardı.
Misa : Eee...Jon ?
Jon : Efendim ?
Misa : Benimle gelirmisin ? Sana söylemek istediğim bir şey var.
Misa ve Jon hariç her kes : Oooo....Jon ?
Jon : Susun lan !
Misa Jonu boş sınıflardan birine götürdü. Kendisi Jon onu gördüğü ilk zamanki gibi camda oturdu. Jon da masanın üzerinde oturdu.
Jon : Anlat. Neymiş derdin ?
Misa : Yalnızlık...
Jon : Ama arkadaşların var.
Misa : Arkadaşlarım benim her tarafıma işlemiyor. Yalnız olan kalbim !
Jon : Ve kalbinden bu derdi uzaklaştırmak için ne yapabilirim ?
Misa : Ben...şş...
Jon : Evet ?
Misa : Ahh...Ş..Şşey
Misa kızarmaya başlıyordu. O kadar kızardı ki, domatese döndü. Jon yanına yaklaştı ve gülümsemeye başladı. Misanın kalbi daha hızlı atmaya başladı.
Misa : Hep seninle konuşmaya başladığımda kalbim sanki yerinden fırlayacakmış gibi hızla atmaya başlıyor. Anlayamıyorum, neden seninle konuştuğumda utanmaya, heyecanlanmaya başlıyorum. Ben...Ben...Ben seni seviyorum !
diyerek boynuna sarıldı. Jon da karşılık olarak sarıldı.
Misa : Evet diyormusun ? (Bölümün ismi)
Jon : Hm..
Misa : Yoksa...
Jon : Hmm...
Misa : ...başka birinimi seviyorsun !?
Jon : Ben her kesi seviyorum, ama arkadaş olarak.
Misa : O zaman lütfen beni sevgilin olarak sev !
Jon : Bilemiyorum...
Misa : Lütfen lütfen !
Jon : Daha karar vermedim ama !
Misa : Lütfen Jon, sana ihtiyacım var ! Bu hayatta sevdiğim biri varsa, o da sensin, sen olacaksın ! Daha fazla yalnız hayat yaşamaya dayanamam !!!
Misanın gözünden yaş geliyordu. O Jona kafasını yasladı. Jon ne yapacağını bilmiyordu. Eğer kızı reddederse, tüm hayatıyla oynamış olur. Eğer evet derse, bu seferde Mariyanın hayatıyla oynamış olur. Böyle bir durumdan nasıl çıkacağını hiç bilmiyordu. Aklına bir fikir geldi.
Jon : Tamam. Sevgilin olmayacağım ama-
Misa : Ama ?
Jon : O rölü yapabilirim.
Misa : Gerçektenmi ?
Jon : Evet.
Misa sevincinden bir şey diyemedi Jonun üzerine zıpladı. Jon onu havada yakalayıp, sarıldı. Bir kaç adım da geri gitmek zorunda kaldı. Ama ben hiç bir zaman kötülük olmadan size hikaye sunmayacağım. Şimdi bakalım ne olmuş.
Misa : Sana minnettarım ! Sevgilimm !
Jon : Daha sevgilin değilim.
Misa : Ama o rölü oynayacağım demiştin (çocuk sesiyle söyler)
Jon : Tamam..
Misa yeniden Jona sarıldı. Jon bir şey demedi, sadece gülümsedi. Ama aslında olanlardan hiç haberleri yoktu bu ikisinin. Robert, Elizabeth ve Mariya kapının arkasından bakıyorlardı. Bizimkiler konuşmayı bitirdiklerinde bunlar da kulüp odasına doğru ilerledi.

Odada...
Robert : İşte bu bir yenilikti yhhaa...
Elizabeth : Bunu kim hayal ederdiki ?
Robert : Ben Jonun "Hayır" diyeceğine emindim ama....
Elizabeth : Ben de böyle olacağını hiç tahmin edememişim.
Robert : Şimdi ne olacak ?
Elizabeth : Nasıl yani ?
Robert : Jon sadece rol yapacağını söyledi, ama eğer bu rol yapma oyunu daha da büyür ve büyük bir aşka dönerse !?
Mariya bir şey demden ayağa kalktı. Deminden beri yüzünü duvara çevirmişti. Kapıya doğru ilerlemeye başladı.
Elizabeth : Mariya ?
Robert : Nereye gidiyorsun ? Zaten deminden konuşmuyorsun.
Mariya bir şey demeden yürümeye devam ediyordu.
Robert : MARİYA !!!
diye bağırdı ve Mariyayı kendine dönderdi. Mariyanın gözlerinden sel gibi yaş dökülüyordu....

HER KESE SELAM ! NASILSINIZ CANLARIM ? DÜN YENİ BÖLÜM ATAMAMIŞTIM, BU YÜZDEN LÜTFEN BAĞIŞLAYIN. AMA BU GÜN BÜYÜK BİR BÖLÜM ATTIM ! HER KESE İYİ ŞANSALAR DİLERİM ! SEVDİKLERİNİZLE KALIN !!!

HOŞÇAKALIN..

Hey sen, evet evet sen ! Bölümü beğendiysen yıldız bırakmayı ve güzel yorumlar yazmayı sakın unutma. Seni burada görmek beni çok sevindirdi can-ciğerim. Eğer yanlışlarım varsa beni bunun hakkında bildir.
Sana yine çook teşekkür ederim.

Cadılar Okulu *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin