4.Cadı : Lucy

40 5 10
                                    

Elizabeth : Defterin 2. kısmını ele geçiremezsek hiç bir şey anlayamayız. Bu defter bizim için yetersiz, yarısı olmadan işe yaramıyor.
Jon : Ama öptüğüm kızların gücünü kopyaladığımda onların neye sahip olduklarını anlamak kolaylaşıyor, değilmi ?
Elizabeth : Her kızımı ?
Jon : Şimdi yani güçlere sahip olanlar işte..!
Mariya : Bir şeyler düşünmeliyiz. Öyle elimizi kolumuzu sallayarak diğerlerini bulamayız ki..!?
Jon : Tabikide bize gelmelerini beklemiyorum. Şüphelendiğiniz her kızın ayağına gidip, onu öperim. Sadece bu cadıları bulalım da ne yapmamız gerektiğini anlayalım.
Robert : Hayır ! Sadece meme !
Jon sinirlendi. Hemen gidip Robertı öptü.
Jon : Şimdi de "Meme" de, duyalım. Piç herif seni !
Robert : Öp lan beni yeniden. Bu gücü çok sevdim yaa...

Cadı araştırmalarından günler sonra, yeniden okulda...

Bizimkiler için yine okul vakti gelmişti.
Jon : Sadece bu son yıl ve artık okul hayatı bitiyor değilmi ?
Mariya kolunu Jonun koluna değdirdi.
Mariya : Merak etme, ben yardım ederim.
Jon : Saol Mariya.
Mariya gülümsemekle yetindi.

Kulüp odasında...

Bizimkiler yine kulüp odasında Cadılar hakkında tartışıyorlardı. Odaya ilk girdiklerinde artık defterin olmadığını fark etmiştiler. Her şey buradan taşınmıştı.
Elizabeth : Her tarafı kolaçan ettik ama defteri bırak, fareye bile rastlamadık !
Diğerleri hepsi gülmeye başladı. Robert masaya bir kız fotoğrafı attı.
Robert : İşte ! Arayacağımız 4. Cadı. İsmi : ****** Lucy (Soyad gizli)
Yaşı : 18
Hobileri : Spor yapmak, eğlenceli vakit geçirmek, erkeklerle alay etmek. Tam bir "seks" manyağı !
Jon : Oopss....Demek ki, bu bombastik kız hem de "seks" manyağı ha !
Bir şeyler fısıldamaya başladı. Mariya bu duruma göz yummadı.
Mariya : Jon !
Jon : Ne ?
Mariya ona sinirli-sinirli baktı.
Jon : Ne ama ? Bu "seks" manyağı kızımı kıskanıyorsun ?
Mariya : Hayır ! Asla kıskanmam.
Jon : Neyse, Robert gel gidip onu bir an önce görelim !
Bunu istekli bir şekilde, hem de Roberta göz kırparak söyledi. Mariya deliye döndü.
Mariya : JONNN !!!! SENİ SAPIKK !!!
Jon gülmeye başladı.
Jon : Hadi ama Robert. Vaktimiz kısıtlı.
Robert : Gidelim kanka.
Odadan önce Jon çıktı, sonra Robert. Mariya deli olmuştu. Aslında Jon bunu Mariyanı kızdırmak ve kıskandırmak amacıyla söylemişti. Yaptığında başarılıydı bile...

Jon ve Robert, Lucynin evinin önünde...

Bizimkiler taş duvarın üzerinden bahçeye zıplamaya çalışıyordu. Birden-bire bir kız belirdi. Jon onu tanıdı. Bu kesinlikle Lucydi.
Lucy : ^Hi, guys ! What are you doing in here ?^
Jon : İspanyolcan yokmu ?
Lucy : Hahahaha....Çok komiksiniz.
Lucynin elinde poşetler vardı. Anlaşılan alış-verişden geliyordu. Jon ona yardım etti ve poşetleri eve taşıdı.
Lucy : Eeee...çocuklar ? Neden buradasınız ?
Robert : Jon, ben dönüyorum. İşini hallet sen de gel kanka.
Jon : Tamam kanka.
Robert diğer arkadaşlarının yanına gitti.
Lucy : Anlatacakmısın ?
Jon : Ne diyeceksin bilemiyorum ama gerçeği söylemek gerekirse, buraya seni öpmek için geldim.
Lucy : Ama benim gücüm diğerlerininkinden çok farklı bir şey.
Jon : Nereden biliyorsun bunları ?
Lucy : Cadılar sayılarına doğru seviyyelenir. Ben 4. cadıyım. Bilgim elbette çok olmalı. Yalnız, 1. ve 2. cadıya hiç bir şey anlatılmaz.
Jon : Peki buna razımısın ? Yani...seni öpmem gerekiyor. İzin verirmisin ?
Lucy : Büyük bir zevkle !
Lucy gelip Jonu öptü. Lucy öperken bir az abartmıştı. "Seksi" olduğu söylentisi doğruydu.
Jon : ^Neden Fransız öpücüğü olmalıydı ki ?^
Birden-bire Jon bir şeyler görmeye başladı. Öncelikle kulüp odasını gördü. Dora ve Mariya yukarıdan ona bakıyorlardı. Jonun yüzünde tokat izi vardı. Sonra ise görüntü birden değişti. Eski okul binası yanıyordu ! Bunun suçluları ise Jon ve Lucy olacaktı.
Lucy : Sanırım bitti ?
Jon : Evet.
Lucy Jona sessiz bir şekilde söyledi
Lucy : Boş zamanın olduğun da yine uğra. Öpücüklerin güzelmiş...
Jon : Tamam ama...18 yaşın var. Neden okula gelmiyorsun ?
Lucy : Gördün ya şimdi, okul binasının yandığını ve ikimizin suçlu olarak çağırılmamızı, işte ben bunu daha önce de görmüştüm.
Jon : Bunu engellememiz mümkün ama.
Lucy : Benim okula gelmemem bunu engeller haklısın.
Jon : Gelecek geçmişin esasında kurulur. Kendini bu kadar içeriye kapatman doğru deyil.
Lucy : Eeee...görüyorum ki, Jon efendi benim için endişeleniyor. Duygulandım doğrusu....
Jon : Neyse, o zaman ! Ben gideyim. Diğerleri bekliyordur.
Lucy : ^Okeee...see you !^
Jon gülümseyip evden çıktı. Arkadaşlarının yanına yol aldı.

Okulda...

Bizimkiler oturmuş, Jonu bekliyorlardı. Jon kapıyı aniden açıp içeriye geçti.
Jon : Selam arkadaşlar !
Robert : Selam kanka. Ne oldu ? Bir şeyler öğrendin mi ?
Jon : Evet hem de çok şey !
Jon Lucyle olan konuşmasını ve gelecekte gördüklerini bir-bir anlattı. Sonra da Roberta döndü. Sessizce boynundan tutup konuşmaya başladı.
Jon : Hey, Robert ! O kızı öpmelisin adamım. ^Fransız öpücüğü^ atıyor.
Robert : Yemin et la !
Jon : Yemin ederim kanka !
Robert : Nasıl bir histi ?
Jon : Ağzımda ^Fransız öpücüğü^ diyorum oğlum ! Sen düşün. Hem de öpmek istediğim de direk kabul etti. Bu arada benden boş vakitlerimde ona uğramamı istedi.
Mariya : J ! O ! N !
Jon : Efendim, maviş gözlü ?
Mariya Jona bir tokat attı. Öyle güçlü vurdu ki, elin izi yanakta kaldı.
Jon : Ndn sdc bn ?
Dora : Bir dakika...bir dakika ! Jon az önce benle Mariyanın ona yukarıdan baktığımızı ve onun yanağında tokat izi olduğunun söylemişti.
Jon : Yani...Arrtggghhh.....acıyor. Elin kurumasın, yazık sana Mariya !
Mariya : Ama hakkettin. Değilmi Dora ?
Dora : K E S İ N L İ K L E !!!
Jon : Arghhh...hala izi ve acısı geçmedi yaaa...
Jon Mariyaya sinirli bir bakış attı. Çok ciddi olduğundan Mariya üzüldü, kafasını yana çevirdi, gözleri dolmuştu. Elinde değildi işte, seviyorsan kıskanacaksın ! Bunun başka bir kanunu yok.
Dora : Yani Lucy sana yakın gelecek göstermiş sanırım. Bu da demek oluyor ki, binanın yanması bir kaç hafta ve ya aya olabilir.
Robert : Bence 1-2 haftaya kalmaz, gerçekleşir. Ay sohbeti var burada, inanmıyorum ama. Birden-bire Luis ve Elizabeth belirdi.
Jon : Görüyormusun Robert !?
Robert : Evet ! Kesinlikle ! Çok güzel bir manzara.
Elizabeth : Sizin için bir kaç yeniliğimiz var !
Jon ve Robert Elizabethe aç kurt gibi bakıyorlardı.
Elizabeth : Ne oldu ama ?
Jon : Oha lannn !!!
Elizabeth : Konuşun yaaa !!!
Elizabeth onların baktığı noktaya baktı. Elizabeth : HAYIRRRRR !!!! OLAMAZ !  GEBERTECEĞİM SİZİ SAPIKLAR !!
Aslında Elizabethin gömleğinin düğmeleri açıktı, alt taraf gözüküyordu.
Elizabeth koşarak sınıftan çıktıktan sonra Mariya Jonu kendine taraf çevirip ona bir tokat daha attı.
Jon : HADİ AMA NEDEN SADECE BEN LANN !!!???
Mariya : Gerekliydi seni sapık kurt !
Dora : K E S İ N L İ K L E !!!
Jon : Mariya, ama çok oluyorsun haa... Bu tokatı anladık, peki diğeri niçindi ?
Dora : Sus LAN !
Jon : Ben senin...Arrtggghhhh...Hala acıyor.
Mariya : Üzgünüm.
Dedi ve odadan çıktı. Jon da arkasından hemen çıktı. Ellerinden tutup, duvara çekti.
Jon : Mariya, yine ne oldu sana ?
Mariya : Ne zamana kadar saklayacağımı bilmiyorum. Diğerlerini çok kıskanıyorum. (ona sarılarak) Kimsenin sana sarılmasını, seni koklamasını ve öpmesini istemiyorum.
Jon : Maviş gözlüm ! Sana otelde de söyledim, burada da söyleyeyim : Ben senden başkasına aşık olamam, ama unutma sanada aşık değilim ! Olursam sadece sana aşık olur, yalnız seni severim !
Mariya : O zaman neden aşık olmuyorsun ?
Jon : Bal dudaklım, benim elimde olan bir şey değil. Kalbim seni seçerse sana aşık olurum. Demek ki, ben bir şekilde senin kalbinde yuva kurmuşum...
Mariya : O zaman izin ver ben de kurayım. Sıcacık yüreğinde bu küçücük kuşun yuva kurup ısınması için lütfen izin ver, lütfen, lütfen !!!
Jon : Dediğim gibi, benim yapabileceğim bir şey değil. Orada yuva kurmak için yer bulunursa izin veririm. Aslında Jonun bunu söylemesi çok kötü bir şeydi. Mariya Jonun gözlerine dolu gözlerle baktı.
Mariya : Yani diğer kızlar yüzünden bana yer kalmadı mı ? Tamam Jon...
Dedi ve koşup gözden kayboldu.

Okuldan sonra...
Jon : Bu gün Mariyayı konuşmamızdan sonra hiç görmedim. Acaba başına bir işmi geldi ya ? Tanrım, sen onu koru !
Dora : Ne oldu Jon ?
Jon : Hiç..Neden arkadaşım.
Robert : Yüzün asık.
Jon : Hayır, merak etmeyin...bir şey yok ?
Dora : Hayır kesin var ! Mariyayı da görmedim. Aranızda bir şeyler olmuşşş. Ayyy...heyecanlandım ! Yoksa bir ilişkiniz mi var ?
Jon : Ne ilişkisi be kızım !?
Arkadaşları konuşmayı bıraktılar. Birden-bire havadan Jonun kafasına bir kağıttan uçak deydi. Yukarı baktığında 3-4 tanesinin daha olduğunu fark edip okulun çatısına koştu....

Cadılar Okulu *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin