BÖLÜM 2

57 27 20
                                    

Sabah uyandığında tıpkı bir ölüden farksızdı Enes.Kafası şiddetli bir şekilde ağrıyordu.Dün olanları unutamamıştı.Nasıl unutsun ki?Canından çok sevdiği kız onu kardeşi gibi gördüğü çocukla aldatmıştı.Bunu hazmedemiyordu.Kim bunu kaldırabilirdi ki?..

Dün ağlamaktan şişen gözlerini zorla da olsa aralayabilmişti.Gözlerini açıp tavana saatlerce baktı.Anlamsızca sadece oraya sabitlemişti gözlerini.Gözlerinden akan bir damla yaş yanaklarından yastığına damladı...

İçi paramparçaydı hâla.Canı yanıyordu.Yavaşça doğruldu,sırtını yasladı ve yine sessizce ağlamaya başladı.Artık ağlamaya,bağırmaya hali yoktu...Her ne yaparsa sessizce yapıyordu...Sessiz çığlıkları arasında boğuluyordu adeta...

Enes o günden beri üniversiteye adım bile atmamıştı.Onu görmemek için...Çünkü biliyordu.Görürse dayanamazdı...Hâla onu deli gibi severken onun bir başkasının olduğunu bilmek canını yakıyordu.

Kapı zili çalmaya başladı.Zorda olsa kalkmayı başarmıştı Enes.Kapıya kadar sendeleyerek gitti.
"Kimsin?"dedi zorda olsa.Ama karşı taraftan ses yok.Arkasını dönüp gidecekti ki yine çalmaya başladı zil.
"Kimsin dedim sana!"yine ses gelmedi.Açmadı kapıyı o sinirle tekrar odasına kapattı kendini.Yatağa attı kendini.Tavana dikti gözlerini...

Suçlu o değildi ki...Neden onlar yüzünden kendini mahrum bırakıyordu hayata?Kimse için bu denli üzülmemişti hiçbir zaman Enes.Ama İrem...Onun ilkleriydi...

Onu derin düşüncelerinden ayıran yine kapı zili olmuştu.Söylenerek kapıya ilerledi.Ard arda durmaksızın çalıyordu kapı.Bir hışımla açtı kapıyı.Karşısında İrem'i görünce hem sinirlenmiş hem de sevinmişti.Donup kalmıştı kapıda Enes...

Bu sessiliği bozan İrem olmuştu.
"Beni içeri almayacak mısın?"dedi kızarmış gözleriyle.Donuk bir ifadeyle İrem'e bakıyordu Enes.
"Sen...Hangi yüzle buraya geldin?"diyebilmişti sadece.İrem son derece halsiz görünüyordu.
"Bak...Enes,ne desen haklısın.Ama be..."
"Ama ne İrem ama nee?Seni evime ne olarak alacağım?Hayatımın kadını olarak mı?Sevgilim olarak mı?Yoksa bedenini satmış bir fahişe olarak mı?Lan ben seni kendimden çok sevdim.Sana ömrüm dedim.Sana ömrümü adadım.Sen ne yaptın?Öz kardeşim bildiğim çocukla beni boynuzladın lan!Şimdi kalkmış buraya gelmişsin.Hangi yüzle ha hangi..!"İrem ağlıyordu.Hıçkırıklara boğulmuştu adeta.Sonra derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalıştı.

"Bak...Şu durumda ne söylenir bilmiyorum.Ama ben böyle olmasını istemedim.Ben de en az senin beni sevdiğin kadar seni sevd..."
"Sevmedin!Sen benim seni sevdiğim gibi beni sevmedin.Eğer sevseydin...Tenine başkalarının dokunmasına izin vermezdin.Benim kadar sevseydin gözyaşlarıma kıyamazdın!Sen sevmedin.Sen sadece benimle alay ettin!Haklısın!Ben senin hayallerinde ki erkek olamam hiçbir zaman.Tip desen yok,para desen yok,hiç bi bok yok bende sende haklısın..!Şimdi kimin koynundan geldiysen ona git!"Enes bu sözleri söylerken içi kan ağlıyordu.Kapıyı sertçe kapatmak için eliyle iteledi.Fakat İrem var olan gücüyle kapıyı itti.Bir adım attı kapıdan içeriye.Enes bir adım geri çekildi.İrem ona yaklaştı.Aralarında  çok az bir mesafe vardı.İrem sıcak nefesini dudaklarına üfledi Enes'in.Enes'in bacaklarının bağı çözülmüştü birden.İrem bir adım daha atarak Enes'in beline sarıldı.Enes birden heyecanlanmıştı.Sonra kafasını kaldırıp dudaklarını Enes'in dudaklarına bastırdı...

Enes ona karşı koymak istiyor ama bunu yapamıyordu.Çünkü yıllardır arzuladığı bir şeydi bu.Enes ilk defa böyle bir his yaşıyordu.Karşı koymak istese de bunu yapmak istemiyordu.Yıllardır arzuladığı kız şuan onun ellerinin arasındaydı.Hala ona dokunmaya kıyamıyordu ama ayrılmaya çalışsa da İrem onu daha fazla sıkıyor ondan ayrılmasına izin vermiyordu.Enes birden sendeleyerek kendine gelmeye çalıştı.İrem'i kollarından tutup ayırdı bedeninden.

"Sen...Başkasının kadınısın.Ya da başkalarının!Şimdi de o hünerini bana mı sergilemeye geldin?Böyle mi baştan çıkardın Mert'i de?Başkalarını öptüğün dudakla beni öpme!Benden uzak dur!Sen bir zamanlar benim hayatımdın.Şimdi ise bir fahişesin!Uzak dur benden de hayatımdan da hayallerimden de!.."

"Enes...Ben seni seviyorum.Hem de deliler gibi.Ne olur bir şans ver!Yalvarırım.Çok pişmanım.Haklısın,ben her şeyi para sanmıştım.Para olursa severim sanmıştım.Ama Mert bana senin baktığın gibi bakmıyor.Senin beni sevdiğin kadar sevmiyor.Ben..."
"Sus İrem sus!Çık git burdan!"İrem'i kolundan tutup kapıya doğru sürüklemeye başladı.İrem ona direniyor Enes ise onu daha fazla sıkıyordu.İrem bir çırpıda kolunu çekti Enes'in ellerinin arasından.

"Bırak beni!Senin için geldim buraya.Ne yaptığını zannediyorsun sen?"Enes bu sözlerin üstüne çok sinirlenmişti.İrem'e nefretle baktı birde Enes.Son gücüyle tokat attı yüzüne İrem'in.İrem yere düştü ve kalkmadı.Enes ilk anda inanmadı ama hiç kımıldamayınca yanına gitti.

"İrem...İrem iyi misin?İrem,sana zarar vermek istemedim.İrem,kalk!İrem...İrem!"öylece halsiz yerde yatıyordu İrem.Eli ayağı titremeye başladı Enes'in...

İrem yerde hareketsiz yatarken o da bir köşeye çekilip ağlamaya başladı...

Terler içinde uyandı Enes.Nefes nefese...Boğazı kurumuştu.Yutkunmakta zorlanıyordu.İrem artık ona rüyalarında bile rahat vermez olmuştu.Eli ayağı titriyordu.Duvarlardan destek alarak mutfağa doğru ilerledi.Bir bardak su içip kendine gelemeye çalıştı Enes...

Artık bir yol seçmeliydi.Ya hayatına yeni bir sayfa açıp yoluna devam etmeli ya da tüm gerçeklerden kaçıp hayata küsmeli...

Arkadaşlar,yorumlarda eksik bulduğunuz ya da sevmediğiniz  yönleri belirtirseniz çok sevinirim.Bölüm kısa oldu.Ama 3.bölüm uzun olacak.Umarım beğenirsiniz.Desteklerinizi bekliyorum...<3

Sen'sizliğimden Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin