BÖLÜM 4

21 11 4
                                    

Bana anlamsız gözlerle bakıyordu...Ben de gözlerimi gözlerinden ayırmaksızın ona...
"Bana hesap sormak sana düşmez.Burası senin yerin mi ki bana hesap soruyorsun?"diyerek sert çıkmıştı.Enes ne olduğunu anlamadı ilk zaman ardından toplanarak"Bak,sen beni tamamen yanlış anladın.Amacım sana hesap sormak değildi.Ben sadece seni ilk gör..."
"Her neyse tamam kapatalım konuyu.Ben de bu üniversite de öğrenciyim"diyerek lafını kesti Enes'in.Enes inanmayan gözlerle bakıyordu.
"Neden bana anlamsızca bakıyorsun?"
"Üniversitede ki herkesi tanımasam da simâ olarak biliyorum.Sen bu üniversiteden değilsin."gülümsedi kız.
"Neden gülüyorsun?Komik bir şey mi söyledim?"
"Hayır.Ama burası bir üniversite.Yani nakil olabilirim değil mi?Ne yani başka öğrenci mi alınmıyor okula?"
"Haklısın ama ne bileyim işte...Immm o zaman seni tanımak isterim "diyerek elini uzattı Enes.Kız Enes'in eline baktı ilk önce sonra tekrar Enes'e dönüp"İyi niyetli birisi gibisin.Ama tanımadığım bir insanla ayaküstü bir sohbet sonucu da tokalaşacak değilim."Enes utandı bir ara ne diyeceğini bilemedi.Sonra zar zor kelimeleri seçerek düzgün bir cümle kurmaya çalıştı.
"Peki haklısın.Özür dilerim bu davranışımdan dolayı öyleyse."
"Önemli değil,özre gerek yok"soğuk tavrını son derece koruyordu.Enes hiç hoşlanmazdı bu tip insanlardan ama nedense bu sefer kaçmak yerine ona adım atmaya karar vermişti.
"Peki...Madem bu okuldasın,öyleyse adını söylemenin bir mahsuru yok değil mi?"gözlerini dikti Enes'e...Bir an yanlış bir söyleyip söylememenin kuşkusuna düştü Enes...

"Elbette bir mahsuru yok.Ama bir şey merak ediyorum.Sen her gördüğün kızın arkasına takılıp rahatsız mı edersin?"bu soru karşısında ne diyeceğini şaşırmıştı Enes.
"Ben kimseyi rahatsız etmem.Kendini bulunmaz hint kumaşı sanma neyse ya kime ne anlatıyorum ki ben?"Enes masasına dönüp özenle aradığı kitabını eline alıp kapıya yöneldi.
"Bir dakika..."arkasından seslenmişti.Bir umut pişman olduğunu umarak Enes olduğu yerde durdu.

"Sen...Sen,bu kitabı nerden buldun?Kitabi okuduğuna emin misin?"Enes elindeki kitaba baktı ardından
"Kütüphanedeyiz ve doğal olarak sen bana kitabı nerde bulduğumu soruyorsun...Hımmm,ilginç.Keşke şu laf sokma çabalarınız yerine biraz da mantığınıza egzersiz yaptırsanız...Ayrıca bu kitabı okumak için aldım,süs yapıp odama asmak için değil."Enes dediklerinde son derece haklıyım edasıyla kıza gözlerini dikti.Kız biraz olsun kızarmıştı.

"Tamam,daha yeni ki davranışımdan dolayı özür dilerim.Ama sen de hak ver.Selam verip borçlu çıkıyoruz.Ben sadece insanlara karşı biraz önyargılıyım.O kitabı arıyorum kaç gündür."

"Bir insanın konuşma şeklinden,bakışlarından seninle konuşma niyetini anlayabilirsin.Senin ki ön yargı meselesi değil.Bence ukalalık."

"Her neyse beni tanımıyorsun o yüzden yorumlarına karşı sessiz kalıyorum.Neyse,kitabı bitirdiğinde bana getirir misin?Bu arada adım Cemre.Sana iyi günler..."Cemre çantasını eline alıp Enes'in yüzüne bile bakmadan kapıdan çıkıp gitti...

"Vay anasını satıyım...Kıza bak ya,kendisi suçlu ben suçluymuşum gibi lafları saydı saydı arkasına bile bakmadan sallana sallana gitti...Bu arada adı da Cemreymiş.Kendini beğenmiş..."Cemre'nin arkasından da Enes çıktı kütüphaneden...

Uzun koridorları geçerken aklına İrem geldi.Beraber el ele geçtikleri koridorlarda artık iki yabancı bile değillerdi.İçi daraldı,bir an her köşede ona rastlama korkusuyla hızlı adımlarla ve endişeli gözlerle geçti kantine giden koridordan...

Kantine indiğinde Eren ve Cem hala aynı yerde birbirleriyle konuşuyorlardı.Eren,Enes'i farkedip "Oooo,şair beyimiz de gelmiş.Kendinizi kitaplarla ödüllendirip geldiniz şair bey nasıl hissediyorsunuz?Nasıl kitaplarda bir gelişme var mı?Yaşayacaklar mı şair beyyy?"diyerek dalga geçiyordu .Enes hem gülüp hem de sinirli olduğunu belli eden hareketler sergiliyordu.Cem hemen atladı"Hayırdı Enes ne oldu?"
"Ya yok abi bişey.Dengesizin biri canımı sıktı."
"Ne yaptı?Sana ters düşen bişey mi dedi?Kim Enes ?"
"Yok öyle değil."
"Eee anlatsana be oğlum.Elinde çekirdekle yeni dedikoduyu dört gözle bekleyen mahalle teyzeleri gibiyim.Ne meraklandırıyon adamı?"
"Abi...Ben kitabımı aldım,köşeme çekildim kitabımı okumaya başladım.Fazla değil bi on beş dakika sonra takır tukur sesler gelmeye başladı.Kaldırdım kafamı ne oluyor diye bakmak için,kızın biri kitapları karıştırıyor.Neyse insanlık bende kalsın diye gittim yanına yardım etmeye.Hay kitaplıklar üstüme düşseydi de gitmeseydim.Kıza bir seslendim bakmadı.İki seslendim artist artist dönerek baktı.Bu kız da sabah benim çarpıştığım kız.Neyse..."Eren hınzırca gülüyordu Enes'e.

"Ne gülüyon Eren?Abi bazen düşünüyorum acaba annen seni karnındayken falan bir yerlere çarptı mı?Hani yani senin beyninde ki hasar doğduktan sonra olacak hasar değil de?"Eren belli etmemeye çalışsa da bozulmuştu.

"Tamam abi madem bu kadar rahatsızsın giderim Enes."diyerek masadan kalktı uzaklaşırken Enes kolundan tuttu
"Olum kızlar gibi sende mi özel günler yaşıyorsun ne bu atar?Şurdan sana çikolata alıyım mı?Otur şuraya lan."

"Bende bunu bekliyordum fıstıklı olsun lütfen."
"Ulan ne beleşçi adamsın be.Ben parasını vereyim de kendin al hadi."
"Banane ,sen alıcaksın teklif eden sensin"Enes kantinden çikolata alıp geldi.

"Buyrun matmazel"diyerek Eren'e uzattı.Eren aldı elinden çıkolatayı yedi hemen.
"Olum bak bana matmazel falan deme bunlar erkek adamı bozar."
"Ha yani sen bunu o çikolatayı yedikten sonra söylüyorsun öyle mi?"Eren karnını ovuşturarak "Eee temkinli olmak lazm.Ne oluuur ne olmaz"güldü...

Enes onlarla mutluydu.Bazen yaşına göre biraz daha çocuksu davranan Eren,Enes ve Cem tarafından sevilirdi...Cem sessizliğini bozup
"Kitabı bitirince geri verecek misin peki?"

"Yani,bitirince gider kütüphaneye veririm.Bi de sınıf sınıf o egoisti mi arayım?"
"Bişey sorcam Enes?"dedi gülerek Cem.
"Sor?"
"Abi ,kız güzel miydi ama bak doğru söyle."Enes doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordu.

"Yaaaani...Öyle bulunmaz biri değil ama güzledi herhalde bakmadım yüzüne."
"Oha oha!Nasıl bakmadın be?Yerde ki fayanslarla mı konuştun sen yeme bizi"dedi Eren gülerek.

"Olum sen bi sussana.Gülüp durma cins cins...İdare eder işte.Ne bileyim ben."
"Tamam tamam anladım ben"dedi gülerek Cem.
"Neyi anladın abi?"
"Tamam işte durumu anladım"
"Ya bak siz ikiniz neyi ima etmeye çalışıyorsunuz?"Eren ve Cem birbirlerine bakıp gülüyorlardı.

"Olum valla bişey yok ya.Sadece konuştum "

"Tamam Enes,biz bişey mi diyoruz sanki "

"Hiç canım hiç bişey demiyorsunuz.Ondan böyle otuz iki diş karşımda sırıtıyorsunuz demi?"

"Aaaa Enesciğim.Yakışıklı,bilgili,karizmatik adamsın.Belki sen kızdan hoşlanmamış olabilirsin ama kız hoşlanmış olamaz mı yani?"dedi Eren imalı imalı konuşarak.Enes eliyle Eren'in ensesine sertçe vurdu.
"Siz ikiniz zekalarınızı zorlamayın tamam mı?O kız egoistin teki benden falan hoşlanmaz.Kesin sorsan hayalindeki erkeği Brad Pitt der.Sinirlerimi bozdu o kız.Susun artık."

"Tamam tamam kapattık konuyu.Eee derse 10 dakika var geçelim mi sınıflara?"
"Olur hadi ,zaten fazla konuştuk bugün."Hep birlikte sınıflara doğru yürümeye başladılar.Sınıfa bir kat kala İrem ve Mert el ele geliyorlardı.İrem,Enes'in gözlerine bakıyordu derin derin...Enes her ne kadar yeniden başladım dese bile her göz göze gelişinde içi yanıyordu alev alev...Eren,Enes'i çekti kenara.

"Bak Enes. Her ne kadar arada salak salak konuşsamda bu konuda ciddiyim.Şu saatten sonra sen o kızı hayatından silmezsen her anın sana acı verir.Senin değerini bilmeyen bir insana bu acı bile çok.Kendine gel kardeşim.O kız gerçekten seven bir kalbi ten ile değişti.Bırak o kaybetti,tamam mı?"
"Demesi kolay be Eren.İçimde ki acıyı bir bilsen sende yapamazdın bu dediklerini emin ol.Sen ona dokunamazken,bir damla gözyaşına kıyamazken elin adamı..."

"Tamam kardeşim.Haklısın ama o gününü gün ederken sen nereye kadar bu acıyı yaşayacaksın?Abi hatırlasana ergenlik zamanlarını hatırla.Az mı ağladın sevdiğin kız seni sevmedi diye?Şimdi o günlere döndüğünde ne yapıyorsun?Gülüyorsun değil mi?Bu da artık öyle.Kendine gel kardeşim.Bak seni böyle görmelerine izin verme.Toparla kendini hadi lütfen."dedi Enes'in haline üzülen Cem.

"Tamam sağolun kardeşler.Ben bi elimi yüzümü yıkayıp gelicem tamam mı?"

"Biz de gelelim Enes"
"Gerek yok,gelicem dedim.En fazla 10 dakika tamam mı?"
"Tamam çabuk ol ama."başıyla onaylayıp ayrıldı yanlarından Enes.Lavoboya geldiğinde tuvaletleri tek tek kontrol etti .Kimsecikler yoktu...

Elini yüzünü yıkadı kendine gelmeyi umarak.Aynada yansıyan kendine baktı.Beş dakika öncesi gülen Enes'ten eser yoktu.Ağlıyordu...Duvarı yumruklayarak ağlıyordu sadece...Kendini toparlamaya çalıştı.Tekrar elini yüzünü yıkayıp bekledi bir süre dengesini sağlamak için.Elini kağıt havluyla kurulayıp çıkacaktı.Ta ki aynada yansıyan simayı görene dek...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen'sizliğimden Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin