Bölüm şarkısı:
Koray avcı / Hoşgeldin
2.Bölüm "KIRGINLIK"
"SENN Senn arabamın üzerindeki yumurta tavanı hemen alıyorsun."
Yüzüne baktığımda sıktığım biber gazı hedefi şaşırmış olduğunu anladım. Çünkü gözleri çok az kızarmıştı.
Yeni ısınmış tene değen, buz parçası gibi karşımdaki adamın sinirli yüzüne baktıkça bitmek bilmeyen öfkem tekrar kendini belli ediyordu.
İlk üç saniye, hissetiğim şoktu.
Olayı anlamam beşinci saniyedeydi.
Hissettiğim çirkeflik duygusu yedinci saniye de gün yüzündeydi.
İşte sekizinci saniyede benden korksundu.
"Asıl sen hemen evimden defolup gidiyorsun. Hiç kimse benim evimde benimle konuşurken, bu kadar yükses sesle konuşamaz !" Sesim yükselmişti. İkimizde gözlerimize istediğimizi almak ister gibi bakıyorduk. Her ne kadar dıştan böyle konuşsamda içten hafif bir korku gelmiyor değildi.
Karşımdaki adamın öfkeli yüzünde tek kaş havaya kalktı ve keyifli gözükmeyen tebessümü ile tüm gücünü kapıya yasladı. Yüzü tam yüzümün önüne gelesiye kadar eğildi.
"Şimdi sinirli bayan aşağı gelip hemen arabamı temizliyorsun. Sana herhangibir seçme hakkı verdiğimi hatıramıyorum." Ürkütücü ses tonu değişik bir kibarlıkla harmanlanmış öfke. Tükürdüğünü yalamıycak olan bir ben.
"Gelmiyorum." Üstüne basarak demiştim ki anlasındı.
"Seçim yok dedim."
"Gelmiyorum dedim. Naparsın zorla mı indirirsin." Dediğimi uygulamalı göstermek için dibinde bittim. Zaten yüzlerimiz karşı karşıyaydı. Bedenimi ona yaklaştırmak zor olmadı.
"Sana o yumurtayı yedirtirim." Bir an o yumurtayı yemeyi düşünce kusacağımı düşündüm. Daha sonra o yumurtayı bu herifin temizleyeceğini düşününce keyiflendim.
"Hayal gücüne hayran kaldım." Dedim ve dizimi iki bacak arasına sert bir dabeyle vurmamla. Kendimle gurur duydum.
"Ahh siktir siktir. Napıyorsun lan." Yüzünden acı çektiği belliydi ama yeterli değildi. Her an benim canıma okuycak gibi duruyordu. Eğer şimdi kaçamazsam hiç kaçamayacağımı anladım. Ve elimdeki biber gazını bu sefer hedefi şaşırmayacağına dikkat ederek, yüzüne sıktım.
O kadar çok küfür ediyordu ki kulaklarımı ellerimle kapatmak istedim. Karşımdaki adam hiç tartışmasız dağ gibi bir adamdı. Gözlerini elleriyle kapatarak kapımın önünde oturmuş ayaklarını uzatmıştı. Bacakları o kadar uzundu ki gozlerimle takip ettiğimde gözlerim yorulmuştu. Üzerinde siyah takım elbisei vardı. Kimin aklına evimin kapısında boylesine güçlü ve yakışıklı birini yıkabileceğim gelirdi ki.
"Ulan seni bir gün elime geçireceğim. Geçirdiğimde benden kork. Hatta elinde fırsatın varken, kaç git buralardan."
"Gideceğim yakışıklı. Sen bunları düşünme." Sesimden güldüğüm o kadar belliydi ki gözlerinin görmesine ihtiyacı yoktu.
"Elimden bir kaza çıkmadan git." Bu sefer tehditini solumuştum. Bu yüzden üzerine gitmek biraz showa kaçacağından.
"Mutfakta ihtiyacın olan birkaç şey var onları kullanabilirsin. Sehpanın üzerinde yeni aldığım viskim var. Onu bir özür olarak kabul et." Dedim ve içerden anahtar ve cüzdanımı alıp gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buğulu KALP
Teen Fiction"Aldığın her nefeste ölmek ne demek biliyor musun ?" Genç kız öfkeyle başına silahı yasladı. "Ya sen, soluduğun her nefesten, nefret etmek ne demek biliyor musun ?" Adam kıza baktı. Ve diğer silahı kendi başına yasladı. Kız başını salladı. "Aynı...