Bölüm şarkısı :
Onur can özcan
Kibrit3. Bölüm "Teşekkür"
Hep aynı yalan.
Hep aynı kendini avutma biçimi.
Hep aynı şarkılar.
Hep aynı yutkunuş.
Hep aynı bakış.
Yine heplerin çok olduğu fakat iyikilerin az olduğu bir cümlenin öznesinde olmak beni tekrardan yutkundurmuştu.
Bazen kendimi yalnızlığımla birlikte samanlı bir posta kağıdının içine hapsetmiş de başkalarının yardımıyla da üzerime erimiş kırmızı mumla mühürlendiğini hayal ediyorum.
Göz pınarlarım buğulanmış, içkimi yudumlamış, daha önceki içime çekemediğim derin nefesleri içime çekiyordum.
Derin derin çekiyordum sanki bir daha nefes alamıyacak gibi.
Kimse şuan benim karanlık bir gecede ıssız bir odada saçma bir şekilde aşırı duygu yoğunluğu yaşadığımı bilemiyecekti.
Kimse şuan göz yaşlarımın nedenini bilemiyecekti.
Çünkü zaten anlatsam bile anlayabilecek değillerdi. Nasıl ben başkasının bir sıkıntısını anlayamıyorsam, bir başkası da beni anlyamayacaktı.Ama bu benim hiçbir zaman ağlamadığım anlamına gelmezdi.
Bende bir insandım. benimde duygularım benimde hislerim benim de bir gururum benimde bir yaşamım vardı.
Aynı diğer insanların olduğu gibi.
Neden benim duygularım yokmuş gibi herşey böyle zor olmak zorundaydı.
Neden hepsi aptal bir matematik problemi gibiydi.
Anlamsızlık çarpı kök yalnızlık eşittir bilinmezlik.
Formulumüz kolay elde edilebilirdi fakat bırakmak zordu.
Birde içler dışlar çarpımı yaptık mı tadından da yenmez .
Tabi bu formülü uygulamak matematik zekası ister. Sorun şuydu ki hiçbir zaman matematiğim iyi olmamıştı. Baştan sınıfta kalmışım nasıl birde buna anlam yükleyebilirdim.
Günler geçiyordu.
Günün iyi yada kötü.
Hüzünlü, mutsuz, mutlu, öfkeli yada yalnız olarak bir şekilde günler geçiyordu.
Duygularım yine birbirine girmiş karanlık oda beni içine çektiğinde derin bir nefes aldım ve yüzümü silerek ayağa kalktım. Pencereden dışarıyı seyrederken, aklıma yakın olduğum tek bir kişinin gelmemesi ağırdı.
Aslında biri gelmişti.
Şuan konuşmak istediğim biri gelmişti ama onu arayamazdım.
Onu arasam bile ne diyebilirdim ki
Selam naber falan diyemezdim. Sadece onunla karşılaşmayı dileyebilirdim. Yada hayır hayır bu lafı tam üç gündür söylüyordum. Aptal gururumu o aptal kaygan çizmelerimle tepmek istiyordum.
Üç gün önce o uçurumda uyuya kalmıştım ve uyandığımda evimde üzerimdeki battaniye ile koltuktaydım. Birde evde benden başka kimse yoktu. Sabah uyandığımda kendimi böyle bir duruma getirdiğim için öfkelenmiş daha sonra mimarın bu kibar bir davranışından dolayı etkilenmiş en sonunda da mimarın hangi hakla benden izin almadan evime girdiği için sinirlenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buğulu KALP
Teen Fiction"Aldığın her nefeste ölmek ne demek biliyor musun ?" Genç kız öfkeyle başına silahı yasladı. "Ya sen, soluduğun her nefesten, nefret etmek ne demek biliyor musun ?" Adam kıza baktı. Ve diğer silahı kendi başına yasladı. Kız başını salladı. "Aynı...