~ O Sen Misin? ~
Gözlerinin yeşilinde boğuluyordum sanki. Böyle güzel gözler kime ait olabilirdi? Gözlerinden kendimi alınca karşımdaki adamı incelemeye başladım. Kumral saçları vardı ve oldukça yakışıklı duruyordu. Elindeki şeylerle alnıma bir şeyler yapıyordu. Bir süre daha karşımdaki adamı süzdüm. Tanrım! kalbim niye bu kadar hızlı atıyordu? Heralde gördüğüm ilk erkek olmasından dolayıdır.Ya da Aşk dedikleri şey bu adam olsa.
" Beni daha ne kadar süzmeyi planlıyorsun ? " diye sordu.Birden heyecan yaptım ne demeliydim ki? Dadım dışında - Cini saymazsak - konuştuğum tek kişiydi.
" Konuşamıyor musun? " dedi. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki ne diyeceğimi şaşırdım. Ne demeliydim? Mantıklı hiçbir şey düşünemiyordum.
" Adın ne? Hatırlıyor musun? " dedi sıkkın bir halde. Kendimi sakinleştirmeye çalışarak ;
" Eeeelouise. " dedim kekeleyerek.
" Hatırlıyor musun? " dedi.
" Neyi? " dedim.
" Nerede yaşadığını? " dedi. Ne cevap vermeliydim ki? Bu Dünyadan olmadığımı mı söylemeliydim? Bunu söyleyemezdim.
" Hatırlamıyorum " dedim.
Üfleyerek " Desene başıma kaldın " dedi.Boş gözlerle ona baktım.
" Şöye bakmayı keser misin ? "dedi.
" Nasıl ? "
" Şuan baktığın gibi! "
"Nasıl bakıyorum ki ?" dedim masumlukla.
Kızgınlıkla kafasını salladı." Bu gece burada kalabilirsin fakat yarın seni Polise getireceğim." dedi. Bir süre odadın içinde dönüp durdu.
" Başında yara vardı temizledim " dedi. Başımı salladım. Üzerime baktı .
"Böyle uyuyamazsın. Gel sana gömleklerimden vereyim " dedi. Kalktım ve peşinden gittim. Kocaman dolabını açtı ve beyaz bir gömleği bana doğru fırlattı.
" Ben çıkıyorum sen giyin " dedi ve çıktı.
Üzerimdeki kırmızı elbiseyi çıkarıp beyaz gömleği giydim ve düğmelerini düğmelemeye başladım. Gömlek baldırlarımdaydı ve bacaklarımı açık bırakıyordu. Kapıyı açtım ve koridora bakınmaya başladım. Koridorda üstü açık kocaman bir resmi vardı ve kalbimin hızlı çarpmasına neden oldu . Yanlara doğru gittiğimde bir çok resmi vardı .
" Resimlerime bakmayı bitirdiysen içeri gel. " dedi ve yerimden sıçradım. Ne ara arkama gelmişti ?
Peşinden içeri gitim.
" Benim bilgisayarda işim var geç otur " dedi ve daha önce görmediğim bir şeyin yanına giti. Sandalyesini çekip oturdu. Bende oturmak yerine etrafı gezmeye başladım. Askıya bir çok şey açmıştı. Bir tanesini elime aldım. Tanrım! bu neydi böyle. Burnumda yaklaştırdım ama kokmuyordu.Ağzıma götürdüm ve dişledim.Ve ağzımdan bir " Ah! " çıkması bir olmuştu. Dişimi acıtmıştı neydi bu böyle!?
" Canonumu ısırmayı keste yerine otur " dedi kızarak . Elimdekini aldığımı yere koydum ve koltuklardan birine oturdum.Canon neydi ki!? Onun için önemli bir şey olduğuna benziyordu kızdığına göre ama bir sürü vardı aynısından.
" Canon ne biliyorsun değil mi? " diye sordu.
" Bilmiyorum "
" Şaka yapıyorsun heralde "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize
Teen FictionBir gezegen olduğunu düşünün... Dünya dışında yaşam olan bir gezegen... Xan'lar... Ve bir şatoya hapsedilmiş, kırmızlar içerisindeki bir kız... Dünyadaki farklı renkleri görmeye can atan ışıl ışıl bir genç kız... Yeşermesi için sadece dış dünyaya aç...