~ Dudaktan Selamlaşma ~
Xavier beni görünce kadını kendinden uzaklaştırdı. Kadın güldü. İlişkiler hakkında pek bilgili olmasam da dudaktan öpmenin bir anlamı olmalıydı. O türden bir ilişki gibi gelmişti bana. Tanrım! Niye gözlerim dolmuştu?
Xavier kadınla konuşmaya devam etti. Yanıma gelip açıklama yapmayacak mıydı yani? Pardon ya niye açıklama yapsın ki. Ben neyiydim ki sonuçta? Sinirle koltuklardan birine oturdum. Mankenler ile işi bitince giderken bazıları ya Xavier'ın yanağından makas aldı ya da yanağından öptü. Niye bu kadar yakınlardı? Niye Xavier izin veriyordu? Sinirle püfledim. Yanımdaki koltuğa sarışın kız oturdu.
" Ne sanıyordun? Seninle mi ilgilenecek? " dedi. Bu kızın derdi neydi ya? Tuvalette bana yaptıkları yetmemiş miydi? Ne istiyordu benden?
" Ne istiyorsun benden? " diye sordum.
" Seni düşünüyorum sadece. Boş umutlara kapılma. " dedi.
" Merak etme ne yapacağımı biliyorum. " dedim. Kızda püfleyerek;
" Peki sen bilirsin " dedi ve çekip gitti. Burası niye böyle gıcık kızlarla kaplıydı? Sinirle soludum. Lanet olsun! İçimdeki bu duygu da neyin nesiydi? Kıskanmıyorum canım. Niye kıskanayım. Sarışın kız geri döndü ve;
" Haa..bu arada öptüğü kişi bu giyim mağazasının sahibi. O da ünlü ve zengin. Bilirsin ünlüler ünlülerle takılmalı. " deyip sırıtarak gitti. Banane canım!! Neyin sahibi olursa olsun.
Xavier sonunda yanıma geldi ve;
" Not tut bu mankenler yarın birde gelecekler. " dedi. Bıraktığım defter ve kalemi yerinden alıp not tuttum. Yazmak da garip ber şeydi ve onu okuyabilmekte.
" Hadi gidelim buradan işim bitti. " dedi. Ayağa kalktım ve peşinden gittim. Asansörü çağırdı ve bindik. İkimizin de sesi çıkmıyordu.
" Sıkıldın mı bugün? " diye sordu, Yoo... niye sıkılayım ki? Sen git herkesi öp ben oradan izleyim niye sıkılayım ki? Tabi bunları söyleyemedim. Başımı sıkılmadım anlamında sağladım.
" Buna sevindim. Peki arkadaş edinebildin mi? " dedi. Evet, çok iyi arkadaş edindim beni tuvalette bir dövmedikleri kalmıştı. Bunları söyleyemeyeceğim için olumsuz anlamda kafamı salladım.
" Odan bugün hazırlanmıştır. " dedi. Gülümsemekle yetindim. Hiçbir şey beni mutlu edemezdi. Asansörün kapıları açıldı ve şirketten dışarı çıktık. Arabasına bindik ve yola çıktık. Hiç konuşmadık ama arada sırada göz ucuyla bana baktığının farkındaydım. O kadını öpmek zorunda değildi ki. Üf... banane ya. Düşünmek istemiyordum. Bunlar için çok erken. Daha Dünyaya yeni yeni alışıyordum. Xavier arabayı durdurdu ve bana döndü;
" Ne oldu? " diye sordu. Ona bakamadan;
" Hiçbir şey " dedim.
" Bir şey olmuş bugün. Benimle konuşmuyorsun ve bana bakmıyorsun. " dedi.
" Yok bir şey. "
" O zaman bana bakar mısın? " dedi . Kafamı çevirip ona baktım.
" Oldu mu? " diye sordum ters bir şekildi.
" Anlat. " dedi.
" Neyi!? "
" Olup biteni. " Adama bak ya... Beni gördü! Onları öpüşürken gördüğümü biliyordu ama bilmezlikten geliyordu!
" Hadi ama " falan demeye başladı sonunda kendimi tutamayarak patladım.
" Ne olabilir ki? Bugün iki kız beni az kalsın tuvalette dövüyordu! Sen benim yanımda olacağını söylediğin halde yanıma hiç gelmedin! Haa.. birde o kadını öptün! " dedim. Peki.. içimdekileri boşaltmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize
Teen FictionBir gezegen olduğunu düşünün... Dünya dışında yaşam olan bir gezegen... Xan'lar... Ve bir şatoya hapsedilmiş, kırmızlar içerisindeki bir kız... Dünyadaki farklı renkleri görmeye can atan ışıl ışıl bir genç kız... Yeşermesi için sadece dış dünyaya aç...