10.12.1978
Başını cama yaslamış olan Jeon Jungkook, dışarıyı seyrediyordu. Koyu kahve gözleri doğuştan bir hüzün barındırıyordu sanki. Mahzun ve suskun bir çocuktu. Altı yaşında olmasına rağmen olgundu. Kurallara tamamiyle uyuyor, asla sorun çıkarmıyordu. Bayan Park bu durumdan oldukça hoşnuttu. Zira bu yaşlardaki çocukların yaramazlıklarına karşı hiç tahammülü yoktu. Sabırsız bir insandı. Yoongi onu hiç sevmezdi. On yaşında haylaz yapısıyla sürekli bir şeyleri karıştırıyordu Min Yoongi. Bayan Park ondan haz etmiyordu, yaramaz çocukları sevmezdi.
Yine bir gün yaramazlık yaparak bulundukları trenin lavabosuna onunla dalga geçen kızı kilitlemişti. Zavallı kız korkudan neredeyse krize giriyordu ve onu kendine getirmek uzun zaman almıştı. Yoongi ceza alacağını bilmesine rağmen yaptıklarına asla son vermiyordu. Asıl merak konusu olan ise Yoongi'nin tuvalet anahtarını nasıl aldığıydı. Çünkü anahtar Bay Kim'in cebindeydi.
Zekası iyi işliyor diye düşündü Bayan Park, ancak yaramazlıklara kullanıyor bu zekayı.Aklına az önce çıktığı kompartımandaki çocuk, Jeon Jungkook, geldi Bayan Park'ın.
Ve neden olmasın diye düşündü. En azından şans verilebilir bir öneriydi. Bay Kim'in yanına gitti ve bu düşüncesini ona açıkladı. Bay Kim olumlu cevap verince sevinçle, koridorda dikilen Yoongi'nin yanına gitti."Eşyalarını topla Yoongi, yeni bir kompartımana yerleşeceksin."
▪
yaaa taslaklarımda buldum, o kadar şaşırdım ki... 2 sene önce yazmışım; o zaman saçlarımda beyaz yoktu, şimdi saysam birçok beyaz telim çıkar
büyüyor muyum, yaşlanıyor muyum?
bilemedim.
bir de, taslakta duruşuna kıyamadım, klasik ben işte.
iyi akşamlar ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angelot, yoonkook
Kurzgeschichtenrüzgara karışmış fısıltım gelirse kulağına, hatırla benim küçük meleğim seni sonsuza ve sonsuzluk kadar seveceğim