24.02.1993
Yoongi'nin titreyen, bütün rengi bir anda çekilmiş dudaklarından bir isim döküldü.
"Jungkook."
Jungkook tebessüm etti ve sağ gözünde birikmiş tek damla, yerçekimine dayanamadı. Yoongi elini ağzına götürdü, gözyaşları sanki hazırmışcasına birer birer düştü. Tek ve ani bir hamleyle ileri atıldı, yıllar sonra kendini yine o güvenli kolların arasında buldu. Şimdi ikisi de ayaktaydı. Ne barmen, ne diğerleri onlarla ilgilenmiyorlardı; herkes kendi derdindeydi.
Birbirini tamamlayan iki bedenin, iki ruhun, iki insanın bırakmayacakmışcasına sarılmaları ve sessizce ağlamaları kimi ilgilendirirdi ki?
Bar boşalana kadar öylece durdular, ağlamaya ve sarılmaya devam ederek, saatlerce, sabaha varana dek; barı kapatması gereken barmen bile onları rahat bırakarak üst kattaki odaya gitti.
Kollarının arasındaki minik bedenin gerçekliğine inanmak istercesine sıktı Jungkook, Min Yoongi ağladı. Zayıf elleri Jungkook'un ensesini buldu.
Yoongi'nin küçük burnu olması gereken yeri, Jungkook'un boynunu, buldu. Senelerdir kokusu değişmemişti, Jungkook Yoongi'nin saçlarını öptü; hâla siyah saçlara sahipti.Min Yoongi'nin kalbinde tozlanmış bir örtü kalktı, örtünün altındaki isim, kokusunu aldığı her saniye daha çok parlıyordu; Jeon Jungkook, o duygusuz Jeon Jungkook; ağladı, kalbinin taşıyamayacağı kadar ağırlaştığını hissetti.
Anladı Yoongi, zaman sadece isimleri, anıları ve simaları unutturabilirdi insana. Sevgiyi değil. Aşkı değil.
Yoongi artık ayakta durmakta güçlük çekiyor, böylesine bir mucizenin kendisini buluşuna hâlâ inanamıyordu. Bitap düşmüştü saatlerdir ağlamaktan ve onsuz geçen her saniyenin yükü omuzlarına çöktü, kendini bir uçurumdan aşağı bırakmış gibi hissediyordu, midesinde çeşitli rüzgarlar esiyor ve esen her rüzgarda Jungkook'un, altı yaşındaki Jungkook'un kulağına her gece fısıldadığı ninnide geçen dizedeki gibi hatırlıyordu. Rüzgarlar fısıldıyordu Jungkook'u ona, Yoongi hatırlıyordu.
Jeon Jungkook, Yoongi'nin yüzünün her bir santiminden öptü. Seneleri kondurdu usulca yüzünün her yerine, on üç kere değdi dudakları Min Yoongi'nin yanaklarına, gözlerine, alnına, burnunun ucuna. Alnını alnına yasladı.
Ve on dördüncü öpücüğü dudaklarına bıraktı.
▪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angelot, yoonkook
Short Storyrüzgara karışmış fısıltım gelirse kulağına, hatırla benim küçük meleğim seni sonsuza ve sonsuzluk kadar seveceğim