2.PERDE

293 26 0
                                    

(Maçka taraflarında bir apartmanın büyük salonu. Karşısında ve orta yerde, bir buçuk metre


genişliğinde, kapısız bir geçit. Bu geçit, salonun yarısı büyüklüğünde, son nısfa isabet eden bir iç


odaya açılır. Salonun ortasından, iç odanın yalnız sağ köşesi görünür. Bu köşede, kenarları


yastıklarla çevrili bir duvar, duvarın önünde, duvara bitişik bir tabure. Taburede bir abajur. Salonun


sağ duvarının ortasında bir kapı. Kapının bir adım ilerisinde, sağ duvara muvazi bir kanape;


kanapenin sağ yanı bir paravanaya dayalı. Salonun cephesinde ve sağ köşeye yakın bir yerde


antreye açılan ve paravananın arkasında kaldığı için görünmeyen bir kapı vardır. Her tarafa


serpilmiş koltuklar, iskemleler, sigara masaları vesaire. Salonun sol duvarı ortasında, kocaman bir


endam aynası.)


BĐRĐNCĐ SAHNE Husrev - Ulviye


(Husrev orta yerde, sağ dizini bir iskemleye dayamış garip bir vaziyette. Keskin bir «irapla yüzü,


artık eski


51


Husrev'inki değil. Saçları karma karışık, gözleri sabit, kemikleri çıkık. Hatları, mecnun kıvrımlarla


akıyor. Ulviye kanapede ezgin bir halde yüzünü elleriyle örtmüş.)


ULVĐYE - (Ellerini yüzünden indirir) Oğlum, daha ne söyleyeyim? Ne söylesem o!


HUSREV - Bir kere daha söyle!


ULVĐYE - Kırk kere söylesem yine o!


HUSREV - Kırk kere daha söyle!


ULVĐYE - Oğlum yok, söylenecek bir şey yok.


HUSREV - (Tane tane) Babam, kendisini niçin


bahçedeki incir ağacına astı?


ULVĐYE - Ah oğlum, o vakit yine böyle Maçka taraflarında oturuyorduk. Babanın halinde hiçbir


şey yoktu. Sevimli, soğukkanlı, tabiî. Bir kış gecesiydi. Eve gelmedi. Ertesi sabah haberini aldık.


Đçinde in cin olmayan yalıya gitmiş. Geceyi orada geçirmiş. Sabaha karşı o işi yapmış. Günlerce


şaşkın gezdim. Günlerce ağladım. Daha ne


söyliyeyim?


HUSREV - Babam bir deli miydi?


ULVĐYE - Dünyanın en sıhhatli insanıydı. Kendisine o kadar hakimdi ki...


HUSREV - O halde onu kim deli etti?


ULVĐYE - Etme Husrev! Sen ne biliyorsan ben de


onu biliyorum.


HUSREV - (Sakin, fakat korkunç) Sen babamın


karısı değil miydin?


ULVĐYE - (Birdenbire ürker) Husrev, o da ne demek?


HUSREV - Madem ki karışıydın, bir şeyler bilmen


lâzım. Benden biraz daha fazla bilmen lâzım.


ULVĐYE - Bilmiyorum Husrev, bilmiyorum. Baban kendisini vermeyen bir insandı.

BİR ADAM YARATMAK. (NECİP FAZIL KISAKÜREK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin