BÖLÜM 4

19 2 2
                                    

     Beren elinde telefonu mesajlara bakarak ağlamayı sürdürürken Ayça da o kafeye ulaşmıştı.Hemen yanına gidip:
- Noldu benim kuşuma? Hemen anlatıyorsun.
    Bunları söylerken de elindeki peçeteyle Beren'in gözyaşlarını silmeye çalışıyordu.Beren biraz  sakinleşince tüm olanları Ayça'ya anlattı.Son olarak da mesajları gösterdi.Ayça:
- Tatlım kim senden böylesine nefret ediyor olabilir ki? Bi anlam veremiyorum.
- 2 gün önceye kadar herşey yolundayken bugün yaşadıklarıma baksana. Çıldırmak üzereyim. Ya bana birşey yapmaya kalkarsa...Korkuyorum Ayça.
- Sakin ol kuşum, gel polise felan  gidelim. Mesajları gösterirsin.
- Bana polis deme Ayça. Uydurduğumu sanıyorlar. Kendi başıma halletmek zorundayım.
- Saçmalama Beren. Ben varım ya.Beraber atlatıcaz...
       Uzun bi süre sessizlik oldu.2 kız da konuşmuyordu.Sonunda saatin 8'e geldiğini farkedince kalkmaya karar verdiler.Ancak 2 kızın evleri farklı yerlerde  olduğundan ayrılmak zorunda kaldılar.

    Yolda giderken Beren kimin kendisinden böylesine nefret ettiğini düşünüyordu.Ancak genç kız bir anlam veremiyordu. Arkadaş  çevresinde sevilen biriydi ve herkes onu seviyordu.Bu kim olabilirdi??
O sırada geçtiği sokakta kimsenin olmadığını farketti.Başta normal gibi gelmişti.Çünkü o an saat 9 olmak üzereydi.Gecenin bu vaktinde kim sokakta napabilirdi ki?
Böyle düşüncelere dalmış yürürken yan tarafındaki boş ve yıkılmak üzere olan binadan birinin adını sayıkladığını duydu.Oldukça ürpertici bir yerdeydi ve korkmuştu. Tam koşmaya başlayacakken arkadan biri kolunu tuttu. Beren tam arkasını dönecekken adam:
- Arkanı dönmeye kalkarsan yüzüm göreceğin son şey olur, dedi.
 
    İyice  korkmaya başlamıştı. Adam yavaş yavaş kıza yaklaşmaya başladı. Beren'in korkudan titrediğini görünce kahkaha attı. Cebinde bulunan bıçağı Beren'in koluna sapladı. Zavallı kız acıyla inlemeye başladı. Çünkü o yanındayken çığlık atmaya korkuyordu. Adam bıçakladığı kolu sıkmaya başlayınca acısı 2' ye katlandı. Daha sonra kolunu serbest bırakınca Beren ardına bakmadan koşmaya başladı. Kolu çok ağrıyordu. Eve hemen varmak ve bu geceyi unutmak tek isteğiydi...

      Yaklaşık 10 dk sonra evdeydi. Hırkasını üzerine giydiğinden dolayı ailesi kolundan akan kanı fark etmemişti. Duş alma bahanesiyle banyoya girip kolundaki kanı temizlemeye çalıştı. Ancak  suyla temas ettikçe daha fazla acıyordu. Sonunda yarayı sardı ve hemen kendini yatağına attı. Yaşadıklarını  hatırladıkça delirecek gibi oluyordu ve kolu daha fazla acımaya başlamıştı. Yarın doktora giderim diye düşünürken evden çıkmaya korktuğunu farketti. Böyle düşünceler içinde gözleri ağırlaşmaya başladı. Çok Yorulmuştu. Tam uyuyacakken telefonuna gelen mesajla irkildi.
- Canın çok mu yanıyor ? Bu daha başlangıçtı. Bunun verdiği acı ileride  çekeceğin acıların yanında hiç kalacak...
      Ne yazacağını bilemez halde telefonun ekranına bakarken Beren'in gözleri yine doldu. Korkuyordu hem de fazlasıyla... O sıra bir mesaj daha geldi.
- Seni görüyorum. Uyusan iyi edersin. Yarın uzun bir gün olacak...
    

Sessiz ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin