-Gıybet! Çekemiyorlaaaaaar biizi, kıskanıyorlaaaaar biiizi, deliriiiiiyor-aah! N'oluyor be!
Okuldan çıkmıştık otobüs durağına doğru gidiyorduk. Ve tam yanımda bana sinirli sinirli bakan bir Zümra vardı. Yine ne yapmıştım acaba? Bu kız da her hareketime bir tepki veriyordu. Ne yapacağımı şaşırdım. Tamam, anladım. Ağır başlısın ama yani ben böyleyim. Sokak ortasında şarkı söylemenin ne zararı var ki!
-Melek n'apıyorsun Allah aşkına!
-Şarkı söylüyorum.
-Görebiliyorum. dedi sitemkâr bir şekilde.
-Onu görüyorum da ne diye sokağın ortasında söylüyorsun?
-Kimse yok ki etrafta.
-Ah Melek ah! Sen beni anlayacaksın da ben de görücem.
Gözlerimi devirip önüme döndüm. Asıl o beni anlamıyordu. Yaşlı kadınlar gibi giyinimişti. Ve ona kalsa beni de öyle giydirecekti.
Ya öyle diyorum ama kız bir asil duruyor yaa. Yani erkek olsam yanaşmazdım herhalde. Bir de şunu farkettim: Yolda yürürken bakışları sertti ve kolay kolay gülümsemiyordu. 'Uzak durun' sinyalleri veriyordu.
-Ya Zümra, hazır yalnızken sorayım. Çok merak ettim çünkü. Niye bu kadar koyu giyiniyorsun?
Yine aynı sorular... Yine aynı gülümseyiş...
-Allah rızası için.
-Başka?
-Başkaaa yok.
-Sadece Allah rızası için mi?
Şaşırmıştım. Sadece Allah rızası için bu kadar koyu giyilebilir miydi? Zümra Allah'ı çok seviyordu sanırım. Böyle güzel sevecek kadar ne yapmıştı Allah ona? Kafamda birbirine girmiş kulaklıklar var sanırım. Kesin yani yoksa böyle ikide bir karışmaz.
-Evet Melek.
-Neden Allah rızası için peki?
-Çok soru soruyorsun ama doğru soru soruyorsun k-
-Kankadır kankidir söyleme böyle şeyler sen. Şu an yakıştıramadım sana.
-Niye ki? Gerçi kardeşim diyecektim ama istersen onu da demem.
-Yok yok diyebilirsin. 3 tane var zaten 4 oldu şimdi.
-Kardeşin mi var? En büyüğü sen misin?
-Hı hı benim. Ablayım maalesef.
-E güzel bir şey bu. Kıymetini bilmelisin bence. Ben tek kardeşim.
-Sen şimdi tek kardeşsin ya bilmiyorsun. Yemeğine bakımına okuluna falan annemler kadar ben de bakıyorum. Abla demek emek demek. Mesela onların yanında küfür etmiyorum. Gerçi ben normalde de etmiyorum. Sonra ödevlerrrr... Bir saat ders anlatıyorum. Öyle.
-Hakikaten emeğin varmış.
Otobüs durağına gelince kenarda durup beklemeye başladık. Daha otobüsün gelmesine vardı. O sırada karşı kaldırımda Yiğit'i gördüm. Yüzümde yine o aptal sırıtış meydana geldi. Maalesef onunla ters taraflara gidiyorduk.
Ben Yiğit'e bakakalırken aklıma Zümra'nın söyledikleri geldi. Haram dairesi falan demişti. Ya haram tamam ama n'apayım yani seviyorum çocuğu. Haram diye sevemeyecek miyim ben? Sevmem haram mı? Ya sanki ben de çok müslümanım da. Zaten benim çok günahım yok bu o kadar da şey olmaz. Hem herkes yapıyor bunu, bütün gençler sevgilileriyle birlikte geziyorlar. Onların içinden bir tek bana mı günah yazılacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR PARÇAM: HUZUR
SpiritualBaşımı duvara yaslayarak yavaşça aşağı doğru kaydım. Gözlerim yanıyordu ağlamaktan. Kendimi berbat hissediyordum. Nasıl hissetmem? Yaptığım onlarca hata tek tek yüzüme bir tokat gibi çarpıyordu. Nasıl hissetmem? Tüm zinalarım tek tek gözlerimin önün...