Fourteen

1.1K 79 4
                                    

"Günaydın."

Burnunun üzerinde hissettiği kelebek öpücüğü ile gözlerini açtı Jiyong. Yavaş yavaş açtığı gözünü, olanlar aklına gelince irileştirdi. Karşısındaki beden sırıtmaya başlayınca adam gözlerini kırpamayacak kadar transa girmişti. Dün yaşadıkları şeyler gözünün önünden geçmeye başladı. Sert bir şekilde yutkundu. Beline sarılan kolar iyice sıkılaşmaya başladı ve çocuk adamı kendine iyice yaklaştırdı. Jiyong gözlerini ona bir çok duygu ile bakan gözlerden çekti. Yatakta bir bütün olan bedenlerine baktı. Sıcaklandığını hissetmesi uzun sürmedi. Dışarıda havanın soğuk olduğu barizdi ama o yaniyordu. Daha fazla bakmak istemediğini düşündüğünde kafasını kaldırdı ama görüş alanı sınırlı olduğu için direk gözleri onu saran ellerin sahibi ile buluştu.

Seungri pis bir gülümseme ile adama bakmaya devam etti. Bu halleri fazla hoşuna gidiyordu.

Adam rahatsızca kıpırdandı. Çok fazla utanıyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Bedenleri bu kadar yakınken, ona öyle bakarken nefes almayı bile unutmuştu. Bir an önce bu yataktan kalkmak isteyen tarafına uyup daha fazla hareket etti ama çocuğun kollarından kurtulamadı. Aksine elleri daha fazla sardı belini. Kurtulamayacağını anladığında son çare başını çocuğun omzuna gömdü. Seungri buna kıkırdarken adam sadece yerin dibine girmek istiyordu. Dün gece resmen birlikte olmuşlardı. Bütün olmuşlardı. Birbirlerine ait olmuşlardı. Jiyong bunu düşününce dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. Utancından ölebilirdi belki ama mutlu olduğunu da saklayamıyordu.

Seungri teninin üzerinde hissettiği hareket ile adamın gülümsediğini anladı. Yatakta hafifçe aşağı doğru kaydı. Bu hareketi ile Jiyong ile yüz yüze geldiler. Çocuk bir elini adamın yüzünüze götürüp baş parmağı ile yanağını okşamaya başladı.

Jiyong gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve geri verdi. Ardından gözlerini açtı. Burnunun dibinde duran yüz bütün kanın yanaklarında toplanmasına sebep oluyordu.

Çocuk sakin bir şekilde adamın yüzüne yaklaştırdı yüzünü. İlk önce şekilli buruna bir öpücük kondurdu. Sonra çenesine indi. Bununla beraber Jiyong bilinçsizce gözlerini kapattı. Hemen ardından gözlerine de konan birer öpücük hissetti. Çocuk en son dudaklarını adamın alnına değdirip geri çekildi. Yanaklarında olan elini adamın saçlarına çıkarttı. Dağılmış kırmızılıkları arkasına doğru taradı. Saçlarının hareketi ile o çok sevdiği leylak kokusu doldu çocuğun burnuna. Kirlilerdi ama adam hala çok güzel kokuyordu. Seungri her gün bu kokuyu alarak uyanmak için her şeyi yapabilirdi.

"Bu hallerini çok fazla seviyorum." Burunlarını birbirine sürttü çocuk. Yaptığı bu hareket adamın titremesine sebep oldu. Belki sadece hareket değildi titremesine sebep olan. Varlığı bile yeterdi.

"Jiyong bana bak." Jiyong mümkünmüş gibi daha çok kapattı gözlerini. Sırtında hareketlenen parmaklar ile dişlerini dudakların geçirdi.

"Bu bana lazım. Zarar verme." Çocuk parmaklarını Jiyong'un dudaklarında gezdirdi. Dişlerinden kurtardığında minik bir öpücük kondurdu. Jiyong şu yatak beni içine çekse diye dua etmeye başladı. Hayatı boyunca hiç bu kadar utandığı bir an hatırlamıyordu.

"Jiyong..." Çocuğun ağzından isimini duymak bile tüylerini bir bir yapmaya yetiyordu.

"Ben seni sonsuza kadar böyle izleyebilirim ama sen sonsuza kadar böyle kalamazsın." nefesini adamın dudaklarına doğru üfledi. Üzerlerinde kalın bir yorgan olmasına rağmen Jiyong üşüdüğünü hissetti.

"Gözlerini açmasan bir tur daha yaparız." Adam duyduğu şeyler ile hızla gözlerini açtı. Seungri büyük bir kahkaha patlattığında çatmış olduğu kaşları ile ona baktı.

Denial :: Nyongtory Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin