Fifteen

799 51 12
                                    

"Şimdi siz gerçekten birliktesiniz, öyle mi?"

"Bilmiyorum."

Seungri ve Daesung bir şeyler hazırlamak için mutfağa, Youngbae ise ufak sorunlardan ötürü banyoya gitmişti.

Jiyong ile yanlız kalan Seunghyun, hiç vakit kaybetmeden konuya girmişti. Sorduğu soru karşısında aldığı cevabın hoşuna gittiği pek söylenemezdi.

"Ne demek bilmiyorum, Jiyong?"

"Bilmiyorum işte Hyung. Her şey çok hızlı gelişti." adam sıkıntı ile dışarıya nefesini üfledi.

"Nasıl olmasını isterdiniz, beyfendi? Bir altı, yedi yıl daha beklemek mi?"

"Onu kast etmediğimi biliyorsun Hyung."

"Ne kast ediyorsun? Aydınlat beni." Seunghyun'un bakışları fazla sertti. Adam kanepede kendini biraz geriye doğru çekti.

"Bak Jiyong--" Seunghyun bağdaş kurup adama doğru döndü. Üstüne gitmek istemiyordu ama bu konu onunla birlikte herkesin canını sıkıyordu.

"Bunlar sana hızlı gelebilir ama kesinlike değil. Dışardan bakan biri olarak, geç kalınmışlıktan başka bir şey göremiyorum." Seunghyun, Jiyong'un dizine elini koydu.

"Kendini kasmayı kes artık. Bak ne kadar mutlu--" mutfakta tabaklara bir şeyler koymaya çalışan çocuğu gösterdi. Gülmekten ağzı yırtılacaktı ve ortada komik hiçbir şey yoktu.

"--Mutlusunuz." Seunghyun dizini pat patlayınca ona doğru döndü. Gülümsediğinin farkında bile değildi.

"Akışına bırak. Bak göreceksin, her şey çok güzel olacak." samimi bir tebessüm etti Seunghyun.

"Olacak mı gerçekten?"

Olmasını istiyordu. Adam gerçekten mutlu olmak istiyordu.
Bunun Seungri ile olacağını da biliyordu ama yinede korkuyordu. Onun elinde olan bir şey değildi. Bu zamana kadar sevdiği adamdan uzak durmasının en temel nedeni korkusuydu. Şimdi de korkuyordu. Çıkabilecek aksiliklerden korkuyordu. Tepkilerden korkuyordu. Çok korkuyordu.

"İstersen neden olmasın? Önce iste Jiyong. Bütün yükü onun taşımasına izin verme---Biliyorum sende bu zamana kadar kolay şeyler yaşamadın ama--- demek istediğimi anlıyorsun değil mi?" hafif bir baş sallaması ile karşılık verdi.

"Hadi gidelim." kendini, yanlarındaki kanepeye atan Youngbae'ye bakışlarını çevirip güldüler. Üzerine giydiği pembe ayıcıklı pijama ile fazla gülünesi duruyordu.

"Kızların pijama partisinden fırlamış gibi duruyorsun." adamın üstünü işaret ederek söyledi.

"Kes çeneni." bastırdığı kahkahasını anında serbest bıraktı Seunghyun. Onunla beraber Jiyong'da gülmeye başladı.

Jiyong ve Seungri'nin birlikte olduklarını öğrendiklerinde, daha doğrusu düşündüklerinde, evde yaptıkları garip hareketler sonucunda bundan zararlı çıkan Youngbae oldu.

Seunghyun kutlamak için şampanya patlatmak istedi. Fazla adrenalin ile patlayan şampanyadan nasibini alan Youngbae oldu. Evden çıkarken üstüne sadece ince bir çeket alması onun için iyi olmamıştı. Şuan da arkadaşlarının dalga konusu olmuştu.

"Bu kadar komik olan--" sehpaya atıştırmalıkları bırakan Seungri, başını kaldırdığı an sözünü tamamlamaya ihtiyaç duymadı. Gülerken geriye doğru sendeledi. Arkasında ki arkadaşını fark etmedi. Zavallı Daesung için çok geçti.

"Ah!-- Ayağım!"

"Hyung! Hyung! Özür dilerim. Görmedim." çocuk telaşla arkasını döndü.

Denial :: Nyongtory Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin