Sixteen

649 48 0
                                    

Koltukta bağdaş kurarak oturan çocuk, önünde bir ileri bir geri yürüyen adamı takip etmeye çalışıyordu. Gergin olduğunu dışarıdan bakan herkes anlayabilirdi. Seungri de anlıyordu. Oda en az adam kadar gergindi ama birinin soğuk kanlı olması gerekiyordu. Bu görevi de Seungri üstlenmişti.

"Jiyong, otur artık." çocuk bacaklarını koltuktan sarkıttı.

"Aish! Ne geçiriyordu ki aklından?" saçlarını karıştırıp çocuğun yanına,  bıraktı bedenini.

"Bu kadar endişe etmene gerek yok." elini adamın yanağına götürdü. Okşadı.

"Dedi, stresten tırnaklarını yiyen insan." yüzündeki eli tutup parmaklarına baktı. Çocuk sesli bir şekilde nefesini verdi.

"Tamam ama--" kırılırcasına açılan kapı ile sözünü tamamlayamadı.

"Geliyor." Daesung nefes nefese kalmış, kapıdan destek alarak ayakta duruyordu. Birden itilince sendeledi ama sonra kendini düzeltti.

"Geliyor." Daesung'u itip içeri giren ikili aynı anda söyledi. Hepsi nefes nefese kalmıştı.

"Anladık." gözlerini devirdi çocuk.

"Hadi siz de çıkın."

"Olmaz. Sizi yalnız bırakamayız." Seunghyun nefesini düzene sokmaya çalıştı. Söylediği kelimeler net bir şekilde ağzından çıkmasa da anlamışlardı.

"Ölüme gidiyormuşuz gibi davranmayın." Jiyong da dahil olmak üzere, hepsi evet öyle bakışı atmaya başladı.

"Kesin şunu." oturtulduğu yerden kalkıp kapıyı kapattı.

"Eninde, sonunda öğrenecekti zaten."

"Bu şekilde değil, Seungri." adam elleri ile yüzünü kapattı. Sesi ağlayacak gibi çıkıyordu.

"Özür filan dilemeyeceğim, Jiyong. Pişman değilim."

"Herkesin gözü önünde." Jiyong sesli bir şekilde düşündüğünün farkında değildi.

"Nasıl olacaktı? Ömrümüzün sonuna kadar saklamalı mıyız? Eğer bundan utanıyorsan-- Yanlış kişi ile berabersin.Kendine bir kız arkadaş bul." Seungri ağzından çıkan kelimelerin sertliğini ona gözleri dolu bir şekilde bakan adamı görünce anladı.

"Jiyong--bak--öyle demek--" omzunu, çocuğun koluna çarpıp odadan çıktı. Seungri gözlerini kapatıp sesli bir küfür mırıldandı.

"İyi bok yedin."

"Hyung, sen de başlama."  birden açılan kapı ile hepsi bakışlarını oraya çevirdi. Beklenilen kişi gelmişti.

"Başkanım--"

"Bizi yalnız bırakın." Seungri'ye bakarak söyledi. Seunghyun itiraz etmek üzereyken çocuk başını sallayarak önemli olmadığını belirtti. Ardından adamlar istemeyerek de olsa odadan ayrıldı.

"Jiyong nerede?" adam odadaki tekli koltuğa yerleşti. Seungri de onun karşısındaki ikili koltuğa oturdu.

"Bilmiyorum." olabildiğince dik durmaya çalıştı. Karşısında ezilip büzüleceği hiçbir şey yapmamıştı.

"Seni dinliyorum." adam bacak bacak üstüne attı ve gözlerini kısarak bakmaya başladı.

"Söyleyecek bir şeyim yok. Hayranlar--"

"Herkes bunun oyun olduğunu düşünmüş olabilir ama ben aptal değilim. O öpücüğün gerçek olduğuna eminim. Şimdi bana neler döndüğünü anlatmak için beş dakikan var."

Denial :: Nyongtory Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin