4.BOLUM

483 21 1
                                    

Sınıfa girdik.Cam kenarında önden üçüncü sırada Melis ile oturuyorduk.Hoca sınıfa geldi.En çok sevdiğim Türkçe dersiydi fakat moral bozukluğu nedeniyle dersi dinlemek istemiyordum.Tam o sırada kapıdan müdüre ile o burnunu kanattığım kız geldi.Kız sırıtarak bana baktı."Başın belada!" mesajını veriyordu adeta.Ben bir şey demeden müdürenin diyeceğini dinledim.Müdüre,hocanın kulağına bir şeyler fısıldadı.Hoca da kafasını sallıyor, "Aaa!Öyle mi?" diyor,değişik tepkilerle bana bakıyordu.Müdüre susunca hoca beni çağırdı.Ne olduğunu anlamıştım.Kesin o "Deli Kız" beni şikayet etmişti ama umrumda değildi.Melis'e baktım ve yavaşça sıradan kalktım.Müdürenin yanına geldim.Müdüre bana kızgın baktı ve kolumu sımsıkı tutup:

-İyi dersler hocam!dedi ve dışarı çıktık.

Müdüre,kolumu çok fena sıkıyordu.Canım çok yanmıştı.Müdürenin odasına gidiyorduk.Tam odaya gelmiştik ki kapının önünde kolumu kadının elinden kurtardım.Kolum kıpkırmızı olmuş hatta kadının parmak izleri gözüküyordu.Yanımdaki kızsa sırıtıyordu bana bakıp.Odaya girdik.Müdürenin odası sanki oda değil saraydı.Duvarın üzerinde kocaman bir televizyon,televizyonun karşısında koltuklar ve müdürenin lüks masası vardı.Masanın üstünde bile beyaz bir örtü,üzerinde çiçek,birkaç resim ve kağıtlar vardı.Oda mis gibi kokuyordu.Benim evimden daha güzel bir yerdi burası.Arkada küçük bir kapı ve kapının arkasında lavabo vardı.Biranda "Müdür olmak ne güzel şeymiş." diye düşündüm.

Müdür uzun,sivri ve kırmızı renkli topuklu ayakkabısıyla yerdeki halının üstüne bastı.Kadının üstünde siyah bir etek,kırmızı gömlek ve siyah ceket vardı.Masasına oturdu ve bacak bacak üstüne attı.Deli kızın burnunun üstünde yarabandı vardı ve o da masanın karşısındaki sandalyeye oturdu.Müdüre oturmam için kızın karşısındaki sandalyeyi işaret etti.Ben de oturdum.Müdür ince sesiyle kıza:

-İyi misin sevgili "kızım"  Dilara?diye sordu.

Ne demişti bu kadın? "Kızım mı?"Hayır canım olamaz.Lafın gelişi söylemiştir,derken Dilara:

-İyiyim "Anneciğim"!Ama burnum hala sızlıyor,dedi

Bu sefer kesinlikle inanmıştım.Dilara "Anneciğim" kelimesini bana bakıp manalı manalı söylemişti.Şaşırmıştım ama korkamdım.Artık kimseden korkmuyordum.Bu hayatın bile benim için öenmi yoktu.Kardeşimle annem olmazsa şuracıkta öldürürdüm kendimi.

Dilara'nın ANNESİ bana sinirle bakıp:

-Ne yaptığını sanıyorsun sen?Burası bir okul.Dövüşme yeri değil!Üstelik kızımın burnunu kırmışsın.Kan kaybından ölebilirdi,dedi havalıca.Konuşması o kadar garipti ki gülmemek için kendimi zor tuttum.

Kafamı öne eğdim.Bir şey söylemedim.Oysa söylemek istiyordum.Bağırmak,konuşmak istiyordum.Onlara kim olduğumu göstermek...Ama yapmadım.Uğraşmaya değmezdi.Sonra müdüre sessizliğimi kullanarak:

-Eğ kafanı tabi eğ!Aileni çağırayım da gör sen,dedi.Dilara salağı gülüyordu.Bu sefer susmadım ve:

-Haksız değilim hocam!Kızınızın da benim gibileri ezmeye hakkı yok.Telefonumu parçaladı.Üstelik de bir şey yapmamıştım.O zorladı,dedim.Müdür:

-Hahaha!Kızımın suçuymuş.Baakkk burslu okuyorsun bir de.Bursunu da alırım okuyamazsın.Hem telefon diyorsun.Telefonun önemli, pahalı mahalı bir şey olsa anlayacağım da... dedi.

Ama bu sefer çok sinirlenmiştim.Ne diyordu bu kadın?Kızı gibi aynı.Kendimi tutmadım ve masaya vurup bağırdım:

-Kızınız da size çekmiş.Fakirleri eziyorsunuz.Sizin birgünde kazandığınız parayı benim annem bir ayda kazanıyor.Üstelik siz burada oturup para kazanıyorsunuz.Arabayla gidip geliyorsunuz.Rahatsınız yani.Benim annem başkalarının pis evlerini gidip temizliyor.Her akşam yorgun argın geliyor.Niye?Ben ve kardeşim için!Siz anlayamazsınız tabi.Çünkü durumunuz fakirleri ezecek kadar iyi.O telefon annemin zar zor çalışarak kazandığı parayla alındı bana.Sizin için önemsiz olabilir ama benim için önemli.Biz büyük zorluklarla kazandıklarımıza değer veririz.Çok yazık!Bize ezik diyerek siz kendinizi eziyorsunuz.Sağolun.Çok iyisiniz.İyi günler.Zaten hiç kötü gününüz de olmaz sizin,dedim ve kimseye bir şey dedirtmeden odadan çıktım ve kapıyı sertçe kapattım.Kapının arkasından Dilara'nın sesini duydum:

-Haha!Büyük felsefe yaptı.Off anne! Ne iğrenç bir kız.Bu okulda okuması bile hata,dedi.

Sonra müdürün bağırmasını duydum:

-Çık şu odadan.Fakir ama çalışıyor.Sense paranın kıymetini bilmiyorsun.Çabuk çık ve beni yalnız bırak!dedi.

Sonra kapı açıldı.Dilara bana sinirle baktı ve koşarak yanımdan gitti...

İNTİHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin