5.BOLUM

431 24 7
                                    

Okul bitmişti ve Melis ile vedalaşıp eve yol aldım.Yolda kafamı öne eğmiş annemle kardeşimi düşünürken birisine çarptım. "Pardon!" deyip kafamı kaldırdım.Karşımda uzun boylu,siyah saçlı,siyah gözlü bir çocuk duruyordu.Bana bakıp gülümsedi:

-Yoo!Sorun değil.Asıl ben özür dilerim.Ben Kerem,dedi.

Sanırsam benim de ismimi söylememi bekledi ama ben sokak ortasında çarparak karşılaştığım birisine adımı söyleyemem.

Başımı öne eğdim ve yürümeye devam ettim.Tam ilerliyordum ki bir el kolumu tuttu.Geriye doğru döndüm.Kerem denen çocuk bana bakıp:

-İsmini söylemeyecek mi...Aa Deniz sensin.Ben de "bir yerden tanıyorum" diyordum.Hatırlamadın mı?Aynı apartmanda oturuyoruz,dedi göz kırpıp.

Evet.Hatırlamıştım.Bizim oturduğumuz binanın en üst katında oturuyordu Kerem.Aslında hoş çocuktur ama pek tanımıyordum.Ben:

-Evet.Şimdi hatırladım,dedim.Kısa kesmek ve eve gidip anneme bakmak istiyordum.

Ama o :

-Nereye gidiyorsun?diye sordu.Bırakmaya pek niyeti yoktu sanırım.Ben de:

-Eve! dedim.O :

-İyi ne güzel.Ben de eve gidiyorum.Beraber gidelim,dedi.

Çok şaşırmıştım.Şu zamana kadar hiç konuşmadığım zengin çocuğu şimdi ne diye benimle konuşmaya çalışıyordu ki?Cevap verdim:

-Yok.Kendim gidebilirim,dedim ve büyük adımlarla ilerlemeye başladım.Ama o peşimden gelmeye devam etti.Onunla hic uğraşamayacaktım:

-Seninle uğraşamayacağım.Eve gitmem lazım.Sana iyi günler,dedim.

Ben ilerliyorum o da peşimden geliyordu.Sonra evimi görünce içimden "YAŞASIN!!" diye bağırıyordum.Hemen koştum.Tam kapıyı açıcaktım ki Kerem benden önce davrandı.Kapının kolunu başımın üstünden tutup çekti:

-Buyrunuz efendim,dedi alaycı gülümsemeyle.Ben de:

-Saol.Sana iyi günler,dedim ve evimin kapısının önünde durdum.Kerem:

-Size de iyi günler Deniz Hanım,diyerek merdivenleri çıktı.

Ben küçük bir apartmanın kapıcı dairesinde 1 oda ve 1 salondan oluşan duvarları yıkık dökük olmuş bu evde yaşıyordum.Aşırı yağmurda duvarlardan su sızıyor ve evin içi suyla doluyordu.

Kapının önüne geldiğimde içimde bir sızlama duydum.Yavaşça kapıya vurdum.Kardeşimin koşarak geldiğini ve "Anne!Ablam geldi!" diye bağırdığını duyunca içim rahatladı.Kapı açıldı.

Karşımda küçük kardeşimi görünce onu kucağıma alıp sımsıkı sarıldım.Sonra yere bıraktım.Çantamı da yere koydum ve eğildim.Kardeşimin suratına baktım.Bir gözünün kenarı çizilmiş,diğer gözünün ise altı morarmıştı.Sinirle:

-Ne oldu sana?Bunu kim yaptı?dedim.

Umut kafasını eğdi.Gözünden yaşlar geldi.Umut'un omuzlarından tutup onu sarstım ve bağırdım:

-Kim yaptı bunu sana diyorum!Kim yaptı?

Umut sessizce: "Kimse..." dedi.Ben:

-Yalan söyleme!O yaptı değil mi?O Allahın cezası,babamız olacak herif yaptı değil mi?dedim.

Sonra Umut ağlamaya başladı.Ona çok üzüldüm bu yüzden sakin olmaya çalıştım ve:

-Yalvarıyorum,sana zarar vermesine izin verme!Kendini koru!dedim.

Umut,kafasını salladı."Annem nerede?"diye sordum.O sırada annem banyodan çıkıp mutfağa geldi:

-İlk olarak hoşgeldin kızım.İkincisi kardeşine niçin bağırıyorsun? Ben de:

-Hoşbulduk anne.Hiç konuşuyorduk öyle,dedim.

Mutfağa girdim ve kapağı kırılmak üzere olan dolaptan bardak aldım.İçine su doldurdum ve içmeye başladım.Annem bulaşıkları yıkamaya koyuldu.Ben:

-Ben okuldayken bir şey yaptı mı?dedim.

Annem:

-Hayır!dedi.

Ben sinirimi sesime vurmamaya çalışarak:

-Sana yapmamış am o herif Umut'un gözünü morartmış,dedim

Annem:

-Hayır!O bugün olmadı,önceden vardı,dedi.

Ben:

-Kendinizi koruyun anne.O hayvan...

Annem sözümü kesti.Elindeki bulaşıkları bırakıp:

-Laflarına dikkat et!O "Hayvan" dediğin kişi senin baban.Kızabilirsin ama saygısızlık etme!

Ne?Babam mı?Ne diyordu annem böyle?Sinirlendim:

-O benim babam değil!dedim ve elimdeki bardağı sıktım.Bardak elimde paramparça oldu."Lanet olsun!" diye bağırdı ve lavaboya koştum.

Elim baya kanıyordu.Hemen suya tuttum.Canım çok yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum.Annem elinde sargı beziyle geldi ve:

-Ver bana elini,dedi.

Çok sinirliydim:

-Bırak elimi ben yaparım!diye bağırdım.

Ama öyle davranmak istemezdim.Annemin öne eğik başını görünce içim sızladı.Babam o kadar eziyet çektiriyordu zaten ona.Benim böyle davranmam gerekmezdi.Annemin kırılmış kalbini paramparça etmemeliydim.Anneme doğru döndüm.Elimi uzattım:

-Üzgünüm!Galiba kendim beceremeyeceğim,dedim.Hafif de olsa gülümsemeye çalıştım.

Annem de karşılık verdi.Benim soğuktan çatlamış yara bere içindeki ellerimi tuttu.Kanayan elimi sararken:

-Asıl ben üzgünüm!Sana bağırmamam gerekirdi.Neyse küs müyüz?dedi ve elimi sarmayı bitirdi. Gülümsedim:

-Hayır tabiki de canım annem,dedim ve ona sarıldım.Annemin iki sıcak kollarının arasında ısınmıştım biranda.

Umut,ağlayan bebek taklidi yaparak yanımıza geldi.Mızmız bir biçimde ve suratını büzerek:

-Ben de sarılmak istiyorum!deyip üzerimize atladı.

Hepimiz gülmeye başladık.Birbirimize sarıldık.İlk defa gerçekten gülüyorduk.Bunlar sevgi kahkahasıydı.Ne de güzeldi.Ümitsizliği,kötü durumu üzerlerinden bir an da olsa çekip alan kahkahalar...

İNTİHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin