Bazen yazmak isterim, çok yazmak...
İçimde kaynayan duygulara kılıf bulup dökebilsem kelimelere,
Denizin mavisini, baharın yeşilini anlatmak isterim.
Doyumsuz bir muhabbetin sonunda, bir kare fotoğrafa mahkum etmek yerine gülüşlerimizi, sayfalarda ölümsüzleştirmek isterim.
Hatta kağıt yüzü görmemiş kelimeler ve hiç bir şiire uğrak vermemiş benzetmeler bulabilsem, seni bile anlatmak isterim.
Gözlerini, ellerini, saçlarını, en çok da saçlarını...
Seni sevmenin verdiği o acı ve sevinç arasındaki muhteşem çelişkiyi anlatmak isterim.
Ama ne mümkün.
Hiçbir kelime yaşanmışlık kadar taze ve temiz değil.
Hiçbir şiirde rastlamadım sana bakmanın tadına.
Bazen yazmak isterim, çok yazmak.
En çok seni en çok seni...
Ama nafile,
Ne yazarsam yazayım hep eğreti kalacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇÌMDEKİ DENİZ
PoetryYeni bir hesap, yeni bir kitap Kalem ve kağıt arasında bir sır olarak kalacak aska olan bu kahırlar. Seni anlatacak bir kac cumle bulabilirsem dolacak bu satırlar.