Bla Bla Bla

2 0 0
                                    

İçimdeki boşluğu kendimle büyütüp geliştiriyorum sanki. Her geçen gün daha çekilmez hale geliyor. Katlanılası değil artık. Sonu yokmuş gibi bu iğrençliğin. Uyuyamıyorum sabahlarcasına. Uyanamıyorum ölüycesine. Uzaklaşıyorum herşeyden yokmuşcasına. Birtek kendime iyi gelmiyorum terziymişcesine. Susuyorum hissizcesine. Ama aslında en büyük çığlıklarımı o suskunluğa sığdırıyorum. Haykırıyorum ama susarken çığlıklarımı duyuramıyorum. Suskunluğuma onca acı , göz yazı , haykırışları sığdırıyorum ki benim bile aklım almıyor bazen. Mutluluk bir nebze sevgi olsa dileğim ama her dileğimiz gerçekleşecek diye birşey yok işte.

Her geçen gün feryadımın sesi yükseliyor. Sessiz çığlıkları duymamaları normal ama içim yavaş yavaş durmamacasına yanıyor. Ama arada hafifler kendini unutturur gibi oluyor bitti derken kötükleniyor. Küçücük şeyler canımı yakıyor artık. Yoruldum , yıldım , tükendim. Can çekişmek tabirine uygun ilerliyor bu yangın. Artık rol yapmaktan yoruldum. Uzaklaşmak istiyorum dünyadan bile kimse iyi hissettiremiyor. İçim çürüyor sanki. Ruhum bağırıyor acı acı hissedebiliyorum. İçimdeki boşluk bunu geçirmeye yetmiyor ve körüklüyor. Nefes almak acı verir oldu. Ne yapıyorum , ne yapmalıyım bilmiyorum.

Seni kaybettim ben. Bu ne kadar büyük bir acı bilemezsin. Sevmeyi sen olarak tanıdım ve bildim. Artık tanımıyorum ve bilmiyorum artık olmanın yada olmamanın bir önemi yok. Ve artık birçok şey anlamsız. Herşey boş en çokta ben hemde bom boş. Aslında senden ziyade bendeki seni ve en çokta beni kaybettim kendimi kaybettim ben. Aşk ne demek bilmiyorum. Sevmek sevilmek bunlar unuttuğum şeyler. Sanki uzay boşluğu yaşadığım günler , aylar , yıllar artık. Kaçamıyorum , sen yoksun artık ama kendimden nasıl kaçabilirim?  Acı acı hüzün şarkıları çalıyor içimde ve bunlara kan pıhtıları eşlik ediyor ve yine yine yeni kesikler oluşuyor ızdırap diyebilirim bunun adına. İçim gitti artık. Onu da aldın benden duygularımı da ve seni dahi sevemiyorum. İçimde kaçış planlarının sesi yükseliyor. Ama kaçamıyorum çünkü en büyük kaçışı kendimden yapmalıyım. Artık şarkılar bile anlatamıyor sanki beni. Nerdeyim nasıl bir evredeyim bilemiyorum. Olmayan birşey acır mı içim acıyor.

Kimimiz yorgun kimimiz bitsin kimimiz de pişman bir hayli. Haklıyız yorulmuş ve tükenmiş hissedebiliriz. Çünkü hayat zaten bunun için programlı. Hissizliklik bize bir hayli yakın veya yapışmış. Sığamıyoruz kendimize çünkü benliklerimizi kayıp aradığımız şey aslında ta kendimiz. Bulabilir miyiz meçhul. Aslında neyi istediğimizi bilmiyoruz desek yeridir. Kendimizi bulmadan başkalarından birşeyler umuyoruz. Bunu da çok bencil yapıyoruz geçici hevesler buluyoruz kendimize. Dediğim gibi geçici ve geçip gidiyor bizde yıkılmakla kalıyoruz ve hala aslına varamıyoruz gerçeğin.

Hayat bir maraton kimimiz yarışıyor kimimiz diğerlerinin yarışına seyirci kalıyoruz. Kimimizde hoyratça savaşıyor kıran kırana ama yinede birileri yine seyirci bazıları kendi hayatlarını yaşarken  mutsuz kimileri de seyirci ve figüran olarak. Hepimiz üzülüyoruz üzülebiliyoruz. Üzgün kalmaya hapiste olabiliyoruz. Hayat şarkısı kimilerine geç hareketleniyor kimisine erken kimisinede hiç. Bir türlü koşuşturma karmaşanın içinde savruluyoruz da diyebilirim. Ve bunların hepsi yıpratıyor hepimizi kimisi ders alıp mutlu olmak için çırpınıyor. Kimiside çoktaaan ümidi kesmiş. Bunun nedeni sadece sensin. Sen istemiyorsun belki de kendince isteyemiyorsun. Öyle yada böyle zaman daralıyor ve belki de böyle giderse mutsuz gideceksin toprağa.

Hepimiz kendi acıklı dıramatik hikayemiz de rol alıyoruz yoruluyor yıkılıyor tükeniyoruz. Öyle anlar yaşıyoruz ki bittim daha kötüsünü kaldıramam derken daha da  büyük yaralar ediniyoruz. Savruluyoruz öylece. Kaçamıyor saklanamıyor ve gizlenemiyoruz. Bir şekilde o darbeleri alıyor tekrar tekrar yıkılıyoruz yılıyoruz. Ama tekrar  kalkıp günler neye gebe maruz kalıyoruz hepsine. Her darbeyle birşey öğrenmeliyiz aslında ama öğrenmeyince tekrar tekrar alıyoruz o darbeleri belki daha büyüklerini. Uslanmadan devam ettiğimiz için derdimiz kederimiz son bulmuyor. Çünkü kabullenemiyoruz hazmedemiyoruz birçok şeyi bir sürü soru buluyoruz kafamızı kurcalayacak. Dolduruyoruz ağzımızı cam kırıkları ile boğazımızdaki yumruyu da unutmamak lazım takılı oraya.

.. Hayatımdan Kesitler Kısa Notlar.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin