Bölüm 8

37.7K 2K 133
                                    

Aradan geçen iki günde Feriştah ve Adem hiç konuşmamıştı. Adem ne kadar geceler boyu mesaj atmayı düşünse de yazdığı mesajları harf harf siliyor tekrar düşüncelere dalıyordu. Feriştahı görme umuduyla işe giderken veya gelirken gözleri Feriştahı arıyor ama bulamıyordu.

Feriştahın ise annesinin ona tavırlı davranması dışında herşey normaldi. Bu olacak evliliği oyun sanıyordu. Mahalleden duyan kızlar soluğu yanında alıyor dedikodu malzemesi arıyordu. Şimdi yine o anlardan biriydi. Öğrenin sıcağında terasta oturmuşlar Feriştahı  köşeye sıkıştırmaya çalışır gibi soru yağmuruna tutuyorlardı.

"Yüzüğü de takmışsınız düğün ne zamana "

Feriştah ne kadar alaya alsa da asla tavrından taviz vermiyor tüm havası ile gene konuşuyordu.

" İki üç aya olur tam tarih yok daha "

Feriştahın kolunu dürten Armağan ağzındaki sakızı patlatarak konuştu.

" Ademle Yeliz diyorlardı o iş ne oldu?"

Feritah tüm sorulara ustalıkla bir kılıf uydururken bu soruya çok sinirlendi. Yeliz ve Ademi aynı cümlede duymak istemiyordu.

"Yelizin kendi kendine gelin güvey olmasından başka bir şey olduğu yok."

Mahallenin ağzı bozuk Neclası atıldı bu sefer konuşmaya.

"Ay Allah çirkin şansı versin. Gül gibi kız insandan bozmaya gidiyor ya. Kız Feriştah nasıl kandın da evet dedin şaşılır "

Feriştah ta şaşıyordu nasıl evet dediğine. Ademe bu şekilde hitap edilmesi ne olursa olsun onu sinirlendiriyordu. İçinde amansız duygular gene açığa çıkıyor ve Ademi koruma iç güdüsüyle doluyordu.

"Aşık oldum." dedi alaya alarak. Dudağının kenarı kıvrıldı. Saçlarını arkaya doğru savurdu. Bacaklarını bacak bacak üstüne attı. "Onun o sakallarına vuruldum"

Terasta kocaman bir kahkaha koptu. Herkes Feriştahın bu olayı alaya aldığını görüyordu. Söylenen sözün hiçbir duygu içermediğini de biliyorlardı. Çok zaman vermiyorlardı bu söz olayına. Yakında Feriştahın eğlencesi biterdi. Elindeki yüzüğü de çıkarırdı. Feriştah saatin geç olduğunu görünce omzundaki şalını başına attı. Saçları görünmeyecek şekilde kapattı. Terastaki kızlarla vedalaşıp eve doğru yol aldı.

Tam bakkalın köşesinden geçecekken Yelizin orada beklediğini gördü. Başını karşıya çevirdiğinde ise Ademin yorgun omuzları çökmüş başını yere eğmiş bir şekilde geldiğini gördü. Bol pantolonunun içine soktuğu kareli krem rengi gömleği onu olduğundan en az beş yaş daha yaşlı göstermiş. Kendisini farketmeyen Yelizden önce Ademin yanına doğru yürüdü. Ademin koluna girdi aniden. Onun şaşkın gözlerine baktı. Gülümsedi. Ademin gözleri ne kadar gülüşüne takılsa da kendini hızlı topladı. Feriştahın kolunu kolundan çekti. Bu temas onun için heyecan verici olmasına rağmen Feriştahınkoluna girmesine izin vermedi.

Feriştah yelizin önünde sakallının bu yaptığına bozulsa da belli etmedi .

"Bende seni bekliyordum. Konuşmamız lazım "

Bu konuşmayı isteyen Adem direk kabul etti. Başını olumlu anlamda salladı. Feriştah tekrar koluna gireceği vakit eliyle önünü gösterdi.

" Buyrun siz önden gidin. Yukarıdaki çay bahçesine gidelim "

Feriştah önde Adem arkada yürürken onları izleyen Yeliz donmuş bir şekilde arkalarından bakıyordu. Buraya Ademle son kez konuşmaya gelmişti. En azından içindeki umutları söylemek istemişti. Ademin bir şeylerden haberi olsun istiyordu. Adem anlayışlıydı. Yeliz olduğu köşeye biraz daha söndü.

SAKALLI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin