BÖLÜM 1

13 3 4
                                    

    SEVGİLİ GÜNLÜK


    "Hayatımın en garip döngülerinden birindeyim sanırım sevgili günlük. Doğma büyüme İstanbullu olmama ve lise sona kadar İstanbul' da okumama rağmen bugün bu garip ilçedeyim. Hatta ilçe bile değil, ağız alışkanlığı işte sevgili günlük... Burası bir belde, hatta öyle sanıyorum ki son yasadan sonra belde olma özelliğini de yitirmiş bir mahalle. Evet, Seferihisar ile Gümüldür arasında yer alan Ürkmez isimli ne idiği belirsiz bir bölgedeyim... İzmir sınırları içerisinde bulunsam da bulunduğum yer İzmirliler tarafından bile umursanmayan hatta pek bilinmeyen bir yer.


    Yoğun trafiğiyle ve kalabalığıyla dev bir kaos deryasına benzettiğim İstanbul' a da zaman zaman sövmüşümdür fakat buraya yerleşmemle birlikte sevgilimden ayrılmış gibi hissediyorum sevgili günlük. İstanbul meğerse benim için arada çemkirse de çok tatlı olan bir sevgili gibiymiş, bunu İstanbul' dan ayrı kalınca çok iyi anladım. Tam da üniversite sınavlarının olduğu sene de bir polis olan babamın yanına taşınmış olmam da beni bunaltacak gibi sevgili günlük... Babamın tayini bu bölgeye çıktığından beri Ürkmez' den ayrıldığını duymadım... Bu can sıkıcı yerde huzur buluyormuş... Hatta annemle evliyken bulamadığı huzuru burada bulduğundan bahsediyor. Yani yakın bölgelerdeki daha canlı bir yere taşınmak için babamı ikna edemeyeceğim çok açık görünüyor. Ha bu arada sevgili sözlük, böyle sızlanıyorum diye beni İstanbul' un altını üstüne getiren hovarda bir kız sanma sakın! Aksine tek derdi kitaplar olan bir kızım. Bu lanet olası yerde de ne kütüphane var ne de doğru düzgün bir kitapçı. Aynı şekilde sinema da yok. Çevremdekiler beni asosyal olarak tanımlasa da yaşıtlarımın yapmacık dünyasında yer almaktansa kitapların yapay dünyasında yer almayı tercih ediyorum sadece. Sanırım bu konuda anneme çekmişim, o da benim gibi asosyalliğin doruklarında gezmiş gençliğinde, hatta erkeklerden bile uzak durmuş çoğu zaman. Sanırım babam ile evliliklerinin yürümemesinin nedenlerinden biri de buydu.


    Sevgili günlük burada okula başlayalı ise bir hafta oldu. Okul küçük ve gösterişsiz olsa da yeni müdürün devrim niteliğinde çalışmalar yaptığından ve yakında bu çalışmaları hayata geçireceğinden bahsediliyor. Bu çalışmalardan biri de dev bir kütüphaneymiş. Bunun açlığını daha ilk haftadan çeken bana ilaç gibi gelecektir bu. Tabii asfaltın bile olmadığı yolları gördükten sonra okuldan da pek beklentiye giremediğim için bu projeler ben de baya heyecan yarattı. Bu arada Ürkmez' e çok fazla sövüyor olsam da aslında biraz haksızlık ettiğimin farkındayım. Yeşilliği ve sessizliğiyle aslında fena da bir yer değil. Ayrıca benim için hayat kurtaracak olan denizi de tek tesellim gibi bir şey. Üstelik İstanbul' daki gibi deniz göreceğim diye toplu taşımalarda, trafikte mahvolmam da gerekmiyor. Deniz ayağımın altında ve ulaşabilmem de çok kolay. Deniz, göl, nehir gibi su kaynakları beni her zaman rahatlatır sevgili günlük. Masmavi denizi izlerken düşüncelerde ve hayallerde kaybolmayı her zaman sevmişimdir, dolayısıyla buradaki deniz ve sessiz sakin ortam bana iyi gelecek... Tabii kültürel aktivitelerin kısıtlı olması dışında...


    Biraz da okuldan ve ortamdan bahsetmem gerekirse eğer, tek kelimeyle bunaldığımı söyleyebilirim. Gösterişsiz, kendi halinde bir kız olsam da İstanbul' dan geldiğim için beni bir şey sananlar yüzünden bunalıyorum. Hatta büyük şehirde doğup büyüdüğüm için kolay bir kız olduğumu, her önüme gelenle düşüp kalkabileceğimi düşünen erkekler bile var ve beni bazen bunaltıyorlar... Ama sanırım yavaş da olsa huyuma suyuma alışacaklar. Bu saçmalıklardan bunaldığımı fark edip de korumacı bir tavır sergileyen, bu konuda gerçekten samimi olan iyi insanlar da yok değil. Kısacası küçük yerde olmanın zorluklarını her alanda yaşayacağım sanırım. Belki de polis kızı olduğumu bilmeselerdi çok daha ileri gidebilirlerdi. Sanırım babam ilk defa bu konuda bir işe yaradı. Babam demişken babamla yaşamak da çok zor oluyor... Bekar hayatına çok alışmış durumda ve evde bir bayanın olduğunu takmıyor bile... Ne maçını izlemekten geri kalıyor ne de evde bir kızın olduğunu idrak edebiliyor... Kendi yaşam tarzını aynen devam ettiriyor ve beni de bu yaşam tarzının içine dahil etmeye çalışıyor. Halbuki tek yapması gereken, yıllar sonra kızıyla aynı evde yaşadığını ve tadını çıkarması gerektiğini sürekli kendine hatırlatmasıydı ama henüz bu olgunluğa erişemedi.


    İşte bugünlük böyle sevgili günlük. Günlük yazmak falan çok saçma gelirdi ama buraya geldiğimden beri beni rahatlatan bir etken oldun çıktın sevgili günlük, görüşmek üzere..."


    Alya günlük defterini kapatıp kaldırdıktan sonra dişlerini fırçaladı ve babasının ne durumda olduğunu görmek için aşağı kata indi. Babasının, yine kucağında patlamış mısır ile uyuya kaldığını gördü. Babası Çetin Yıldız iyi bir polis memuru olmasının yanı sıra iyi bir baba değildi... Ancak iyi bir baba olmadığı, kötü kalpli bir baba olduğu anlamına da gelmezdi... Sadece yapısından kaynaklı şeylerden ötürü çocuğuyla çok ilgilenemiyordu. Alya tek çocuğu olmasına rağmen yıllar içerisinde çok az bir araya gelmelerinin soğukluğunu da yaşıyorlardı... Çetin Bey kızıyla pek vakit geçiremediği için babalık konusunda tecrübe de edinememişti ve tüm bunlar da birlikte vakit geçirmeye başladıkları ilk hafta da ortaya çıkmıştı bile. İki katlı ve bahçesi olan bu müstakil evi  çok seven Çetin Bey' i hiçbir güç buradan koparamazdı. Bu durum bile, Alya' nın gelmesiyle birbirlerine girmelerine neden olmuştu. Çetin Bey kesinlikle yaşadığı bölgeyi ve evi değiştirmeyecekti... Kullandığı telefonu bile bozulmadan değiştirmiyordu, halen akıllı telefon kullanmıyordu örneğin... Böyle bir insanın polislik gibi göçebeliğe yol açan mesleği seçmesi bile inanılmazdı aslında.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KATİLİN NEFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin