Merhabalar canlarım bu bölüm çok güzel olacak İnşallah beğenirsiniz... 👍👍
Şarkı önerisi ; Buray:seni sevmiyorum artıkBerenden
İstanbuldan geleli 2 ay olmuştu. Abim amerikaya gitmişti ama hala gelmedi bende çalışmaya başladım bir şirkette yöneticilik yapıyorum herşey çok güzel ama bir patron var çok gıcık o giderse herşey daha güzel olacak. Patronun adı; SAVAŞ GÜNEYSİ bir ailenin en büyük oğlu 2 tanede erkek kardeşi var onların adıda :BARIŞ GÜNEYSİ diğerinin adı: UFUK GÜNEYSİ ve bu aile Rizenin en zengin ailelerinde 1.sırada sadece Rizede değil İstanbuldada tanınan bir aile her neyse yine onun asistanı geliyo niye geliyosa artık hayırlısı
"beren hanım"
"efendim büşra ne vardı? "
" savaş bey sizi odasına çağırıyo "
" tamam geliyorum "
" peki" dedi ve gitti gıcık gene napıcaksa beni odasının kapısına tıklattım 'gel' sesini duyunca girdim eliyle koltuğu işaret etti oturdum
"Beren "
" buyurun Savaş bey "
" hazırlan gidiyoruz"
" iyi de nereye? "
" sorgulama uygula dememişmiydim"
"demiştiniz ama bilmek hakkım sizinle her dediğiniz yere gitmek zorunda değilim bunu sizde iyi biliyorsunuz " ayağa kalkmıştım söylediklerimden sonra o da ayağa kalkama ihtiyacı duymuştu karşı karşıya gelmiştik ve konuşmaya başladı;
" ben burada patronum ve sende çalışan sende şunu iyi biliyorsun ki bende gidiceğimiz yerleri sana söylemek zorunda değilim "
" neden? "
" bak hala yapıyorsun "
" neyi? "
" Ya sabır bilerekmi yapıyorsun? "
" bilmem sizce? " iyice yaklaştı ve
" sabrımı zorlama bence"
"eğer nereye napmaya gideceğimizi söylersen bende sabrını zorlamam"
"anlaşmamı yapıyorsun sen"
"herşey karşılıklı"
"bana bak beni sinir etme git hazılan" bununla daha fazla uğraşıp canımı sıkamazdım en iyisi kestirip atmaktı
"peki ben gidiyorum"
"nereye"
"hazırlan demediniz mi? "
" iyi çıkabilirsin" sanki izin aldım. Dışarıya çıktım savaş beyin şoförünü görünce yanına gittim belki ondan bişeyler öğrenebilirim
"selam"
"aleykümselam "
" savaş beyin şoförümüsünüz? "
" evet ama siz kimsiniz? "
" ben bu şirkette yöneticiyim adımda beren"
"memnun oldum bende sadık"
"bişey sorabilirmiyim? "
" tabi buyurun"
"biz savaş beyle yola çıkıcaz ama nereye gidiceğimizi bilmiyorum siz biliyormusunuz? "
" evet, istanbula topöantı için gideceksiniz "
" teşekkürler "
" rica ederim"
2 ay sonra ilk defa istanbula gidicektim ve heyecanlıydım babamı, arkadaşlarımı ve bide keremi çok özlemiştim...Çağataydan
Dedemler beni amerikada sanıyorlar ama ben Trabzon'a annemi bulmaya geldim istanbuldaki bi arkadaşım annemi bulamada bana yardımcı oluyordu. Annemi bulmaya yanlız gelmemiştim yanımda hazalda vardı. Köyün girişinde kavhane vardı hazalla birlikte arabadan inip kavhaneye vardık ben girer girmez 'selamun aleyküm' dedim onlarda hep bir ağızdan 'aleykümselam' dediler. Yanımıza bir adam geldi
"hayırdır siz necisiniz?"
"şey muhtar yok mu? "
" var çağralımmı? "
" zahmet olmassa evet" muhtar gelmişti tanışma merasimi bitmiş karşılıklı çaylarımızı yudumluyorduk umadığım bi şekilde hazal söze girdi
"muhtar bey aslında biz buraya birini bulmaya geldik yardımcı olurmusunuz? "
" tabikide ama kimi arıyorsunuz? "
" Pınar ak diye biri varmış onu arıyoruz"
"siz kimlerdensiniz? "
" Biz Rizeliyiz"
"kimlerdensiniz? " bu soruyu duyunca ben hemen devreye girdim
" orası bizde kalsa olmazmı? "
" peki siz bilirsiniz buyurun sizi onların evine götüreyim kabul etmezlerse karışmam"
"neden kabul etmesinler ki? "
" biz yabancıları evimize almayızda ondan "
" olsun sen genede götür bizi"
annemi bulamanın bu kadar kolay olacağını hiç düşünmemiştim. Evin önüne gelmiştik içeride annem vardı eğer beni gördüğünde tanımassa ona kendimi tanıtırdım yeter ki onu yıllar sonra tekrar göreyim ben bunları düşünürken muhtar söze girdi
"işte burası" heyecanım artmıştı ne tepki vereceğimi bilmiyordum onu en son çocukken görmüştüm nasıldı iyimiydi merak ediyordum biraz endişeliydim ya sağlığı yerinde değilse diye ama bişeyden çok emindim güzelliği hala aynıydı...
Hazal "çağatay iyimisin?" hazalın sorusuyla kendime gelmiştim "iyiyim ama, birazcık heyecanlıyım"
"o kadarı da olsun artık yani" dedi ve gülümsedi. Muhtar kapıyı çaldı kapıyı açan 7-8 yaşlarında bir çocuktu muhtar çocuğa dedi ki;
"oğlum deden nerede? "
" içerde muhtar emmi çağrayımmı? "
" e çağır bakalım" dedi çocuk koşarak içeriye girdi 10-15 dakika sonra dedem dışarıya çıktı evet dede diyorum çünkü onu tanıyorum annemin babası nasılda yaşlanmış onun beni tanıyacağından hiç umudum yoktu ama neyse...
"selamün aleyküm sadık dede"
"aleyküm selam oğlum buyur ne vardı? "
" bu gençler senin kızı arıyorlardı" ben hemen söze girdim
"Pınar hanımı görebilirmiyiz?"
"siz kimsiniz, kızımı napıcaksınız? " muhtar kimlerden olduğumuzu tam söyleyecekken onu susturdum ve" içerde konuşabilirmiyiz? " dedim " kusura bakmayın yaşlılığıma verin "
" önemli değil " dedik ve içeriye girdik kapının girişinden sonra yukarıya giden uzun bir merdiven vardı bu evi çok iyi biliyorum çünkü çocukken buralarda koşuşturuyorduk şimdi ise yabancı gibi bu eve gelmek çok zoruma gitti. Yukarıya çıktık yerlerde minderler vardı odanın heryerini kaplıyordu o minderlerden birine oturdum aynı çocukluğumdaki yerime oturdum . Sessizlik vardı konuşamak istiyordum ama nasıl konuşmaya başlayacaktım bir türlü kendimi hazır hissetmedim. Tahminim birkaç dakika sonra içeriye saçları beyazlamış birazcık yaşlanmış birisi girdi ve konuşamaya başladı;
"buyur baba bizi çağırtmıssın"
"oğlum şu gençler pınarı soruyorlar onlara yardımcı ol ben pek duymadığımdan anlayamıyorum"
"tamam baba" galiba bu kişi annemin ağabeyi felandı İnşallah öyledir adam elini uzattı ve;
"ben vedat pınarın abisiyim " çok mutlu olmuştum onu ilk gördüğümde tanımamıştım çünkü yaşalanmıştı evet o benim en sevdiğim dayım.
" bende çağatay" adımı söyleyince dayımın yüz ifadesi değişti acaba beni tanımışmıydı... Benimle tanıştıktan sonra kalktı ve karşımdaki mindere oturdu sessiz bir şekilde otururken muhtarın telefonu çaldı ve gitmek zorunda olduğunu söyledi. Dayım muhtarı yolladı ve mutfağa doğru seslendi "emine" bunu bir kaç kez tekrarladıktan sonra berenin yaşlarında bir kız geldi "buyur baba" "kızım çay koyda içelim misafirlerle"
"peki baba " dedi ve kız çekildi dayım konuşmaya başladı;
"eee, gençler kardeşimi neden arıyorsunuz?" ben hemen konuşmaya başladım.
"kendisi burada mı acaba? "
" ne bu telaş oğlum napacağını söyle bende sana yardımcı olayım olamazmı? "
" kusura bakmayın ben biraz heyecanlıyım"
"niye? "
" bakın onun nerede olduğunu söyleyin bende size herşeyi anlatayım lütfen "
" oğlum ben seni anlamakta güçlük çekiyorum "
" bari buradamı değilmi onu söyleyin"
"burada değil" bunu duyunca hayal kırıklığına uğramıştım. Ama pes etmeyecektim onu bulacaktım çok özlemiştim ben bunları düşünürken dayım tekrar konuşmaya başladı;
"iyimisin oğlum "
" şey... İyiyim "
" yüzün beyazladı "
" yok iyyiyim" hazal hemen kalktı ve bana su getirdi bi yudum aldım hazal "daha iyimisin canım" "evet" dedim ve sustum dayım konuşmaya başladı ;
"anlatacak mısın oğlum? " derin bir iç çektim ve konuşmaya başladım;
" benim Pınar hanımı arama sebebim "
" eee oğlum anlat"
"ben onun oğluyum" dayım bunu duyunca gözleri doldu ve
"sen bizim çağatay mısın? "
" evet " ayağa kalktık ve sarıldık
" yeğenim "
" dayı" bir kaç dakika sarıldık sonra dedemin elini öptüm dedemle, dayım ağladı tabi benimde gözlerim doldu oturduk ve konuşmaya devam ettik;
"çağatay "
" buyur dayı "
" diğerleri nerede? "
" diğerleri, kardeşlerimimi soruyorsun dayı? "
" evet oğlum onları soruyorum "
" onlar rizedeler "
" ikisidemi? "
" evet dayı ikiside"
"peki napıyolar biliyorlarmı senin anneni bulmaya geldiğini? "
" hayır bilmiyorlar onlar beni amerikeda sanıyorlar ve annemiz dediğimiz insanın öz olmadığını bilmiyorlar...Bir bölümde böyle son buldu İnşallah beğenirsiniz...
Her türlü yoruma açığım beğenmediğiniz ya da saçma bulduğunuz yerleri çekinmeden söyleyin lütfen...
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..
Sizi seviyorum, sağlıcakla kalın...
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
❤💙💚💛💜❤💙💚💛💜❤💙💚💛💜❤💙💚💛💜❤💙💚💛💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
_SONSUZA KADAR_
Teen FictionHerşey güzel giderken hayatım dediğim insanın bana ihanet etmesi. Bütün hayatımı, duygularımı mahvetmeye yetiyordu. Bir yandan da bana söylenen yalanlar... Beni alt üst ediyordu... Bana ihanet eden ama benim körü körüne aşık olduğum insanı affedebi...