Selamünaleyküm canlarım yeni bir bölümün başlangıcındayız umarım beğenirsiniz...
Şarkı önerisi ; ECE MUMAY :VAZGEÇ GÖNÜL
👉İYİ OKUMALAR 👈
Ben ne yapıyordum herşey yine aynısı gibi olmuştu yine başa dönmüştük kerem hayatıma geri girmeye çalışacaktı biliyorum en başından istanbula gelmemeliydim ama keremden vazgeçtim sanmıştım öylemiydi karar veremiyordum. Dün savaşı yanımdan kovduktan sonra bizimkiler geri kafeye dönelim dediler ama ben gitmedim çünkü keremde gelecekti onları orada bırakıp sahile indim nerede kalacağım hakkında bi fikrim yokken yanıma özge geldi beni onlara götürdü sabaha kadar oturduk ben anlattım özge dinledi anlattım güçlü gibi ama yorulmuştum belli etmek istemediğim için başka odaya geçip bir kaç dakika ağlamıştım. Üzerime bu kadar gelinmesi herkesi kendi kendine bir havalara girmesi ve dahası babamın bize dur bile dememesi bana yetiyordu hayatımda güvendiğim iki erkektende darbe yemiştim artık kime nasıl güvenecektim babam bile bana bunu yaptıysa herkesten herşey bekliyorum ama sadece dedem benim için önemliydi çünkü o bana üzüleceğim ya da kırılacağım hiçbir şey yapmazdı ona kendimden bile çok güveniyorum.
"özge ben çıkıyorum"
"nereye gidiyon?"
"savaş aradı toplantı için hazırlıklar yapılacakmış oraya gidiyom "
" bana bak o adamla samimi felan olma normal bey demeye devam çıkışta da doğru eve gel"
"off özge ne samimisi hem zaten o yanlış bişey yapmak istemedi sadece beni korumak istedi "
" bana bak doğru söyle ona karşı bişey hissediyonmu? "
" saçmalama, hadi byy ben çıktım" diyerek evden çıktım. Savaş beyin evinin önüne gelince arabadan inerek yürümeye başladım tam kapıdan girecekken bi araba dikkatimi çekti ama umursamadan içeriye girdim zile bastım savaş kapıyı açtı;
"gelebildinmi? "
"derken"
"ben dünkü olaydan sonra izin alıp gelemessin sanmıştım"
"kavga etmek için mi çağırdın beni "
" hayır, yukarıda masamda dosyalar var git son bi kez kontrol et sonra toplantıya gireceğimiz cem beyleri ara toplantı saatini al "
" tamam" yukarıya çıktım söylediği tüm işleri yaptım.
"Savaş bey"
"ne "
" ben cem beylerle görüştüm toplantı saati yarın akşam saat:06:00 da olacakmış "
" tamam başka bişey var mı? "
" haa bide ünal beyin asistanıyla konuştum defile için bizden onay bekliyorlarmış bende koray beyi aradım ve son bi kez defile için hazırlıkları kontrol etmesini söyledim"
"tamam iyi yapmışın"
"dosyayı kontrol etmemi söylemiştiniz ettim dosyada bi kaç tane eksiklik var izniniz olursa dosyayı götürüp eksikleri tamamlamak istiyorum"
"tamam götür toplantının olacağı restorantın adresini aldın mı? "
" evet ben nerede olduğunu biliyorum"
"tamam o zaman yarın görüşürüz "
" peki ben buraya mı geleyim yoksa orada buluşurmuyuz"
"hayır ben seni alırım"
"peki o zaman ben gideyim" dedim ve evden çıktım taksi felan çağırmak istemedim yürümek istedim içeriye girerken dikkatimi çeken arabaya dönüp baktığımda ise 2 genç oturuyordu umursamadan yürümeye devam ettim. Sahile doğru yürüdüm bi banka oturdum abimi aramak geldi içimden;
"abi"
"efendim beren"
"napıyorsun nasılsın? "
" birazdan uçağa bineceğim "
" rizeye mi geliyorsun? "
" evet sen döndün mü istanbuldan"
"daha işim var benim burada"
"kerem felan çıkmadı demi karşına"
"yok abi kimse çıkmadı karşıma"
"beren"
"gerçekten abi kimse çıkmadı"
"umarım öyledir"
"öyle zaten "
" ben şimdi uçağa bineceğim inince arasam olur mu? "
" tamam abi sana iyi yolculuklar "
"saol kardeşim" telefonu kapattım ardından sessizce otururken telefonum çaldı arayan yelizdi
"efendim"
"neredesin? "
"sahildeyim"
"ne yapıyorsun sahilde"
"temiz hava alıyorum"
"biz her zaman ki yerde oturuyoruz istersen gelirsin tamam mı? "
" tamam biraz kafamı toplamaya ihtiyacım var özgeye bişe demezsen sevinirim"
"ayıp ettin kardeşim sen kendini ne zaman iyi hissedersen gel olur mu? "
" teşekkür ederim yeliz"
"rica ederim " dedi ve telefonu kapattık sahilde ne kadar oturdum bi fikrim yok ama biraz daha geç kalırsam özge meraktan çatlayacaktı bunu bildiğim için hemen yüzümde ki hüzünü kaldırıp yerine sahte gülüşümü takarak yürümeye başladım. Özge'nin beni düşündüğü kadar annem beni düşünseydi belki de istanbulu terk etmez annemle birlikte yaralarımı sarardım annem ne olursa olsun annemdi ama ben bunu derken bile içim rahat değilse annem hiç mi bizi düşünmüyordu ya da özlemiyormu insan çocuklarından bu kadar ayrı kalmaya nasıl dayanır bilmiyorum ama ben asla çocuklarıma bunları yaşatmayacağım. Bunları düşünürken yine o kafeye gelmiştim bu kafeyi bu kadar sahiplenmemizin nedeni burası zaten gürkan ve altanındı onlar açmıştı bunun içinde her gün burada otururlardı bizimkiler yine aynı masadalardı yanlarına gidip oturdum;
"slm"
"a. s"
"napıyonuz "
" hiç boş boş oturuyoz"
"serkay nerede " bu sorunun cevabını gürkan hemen verdi
" sence nerededir? "
" bilmem"
Altan:"kızım sen gidince bizi unutmuşun"
"o nereden çıktı hiçte bile unutmadım"
Gürkan:"serkayın nereye gidiği hakkında bilgin yok ya onun için söylüyo"
Biricik:"gerçekten serkayın nerede olduğuna dair fikrin yok mu? "
" aaa saçmalamayın tabiki var "
Yeliz:" nerede? "
" mutfakta yemek yemeye gitti" ben bunu söyleyince herkes bi kahkaha patlattı. Bir anda düşündümde bana herkes ihanet ederken yanımda olan kişiler sayılıymış onlara bişey yapıp teşekkür etmeliydim çünkü herşeye rağmen yanımdalardı napabilirim acaba diye düşünürken serkay geldi;
Serkay :"oo gençler Allah neşenizi artırsın neye gülüyorsunuz böyle kahkayla"
Gürkan :"senin öküzlüğüne kardeşim"
Serkay :"haaa o zaman sorun yok"
Biricik:"aşkım yediğin yemek beynine mi gitti? "
Serkay:"yoo noldu ki"
"ne dediklerini anlamadın mı? Sana öküz dediler ve sende haa sorun yok dedin"
"öylemi demişim "
Altan:" Allah yardımcın olsun biricik bunun beynide artık yemekten başka bişeye çalışmaz olmuş"
"ee zaten öyleydi altan"
Gürkan :"yok lan önceden bir kısmını bize ayıra biliyordun şimdi o da kalmadı" gürkan bunu söyleyince serkay umursamaz bir tavırla masaya oturdu. Bende bu sırada onlara neyle teşekkür edebileceğimi bulmuştum;
"şeyy arkadaşlar 1 dakika beni dinlermisiniz? "
Özge:" buyur söyle beren"
"ben sizi rizeye gezmeye götürmek istiyorum tabi kabul ederseniz"
Altan: "özgeyle benim nişandan sonra olursa bize uyar"
Gürkan : "aynen kardeşim bizede uyar ama nişandan sonra olursa"
"peki o zaman nişandan sonra gideriz, serkay size uyar mı?"
Serkay: "tabikide uyar siz ne derseniz biz varız"
Sohbet biraz daha koyulaşmıştı kendimizi nasıl kaptırdıysak artık zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık. Ben özgeye söyleyip kafeden çıkacaktım bizimkiler nereye gideceğimi sordu bende sahile ineceğimi söyleyince onlarda gelmek istedi serkay ve biricik gitmek zorunda olduklarını söylediler onlar gidince bizde kafeyi kapatıp sahile indik denize karşı oturduk altan bir ara yanımızdan gitmişti döndüğünde elinde gitarla gelmişti ;
Altan: "beren hadi ben çalayım sende söyle"
"olur ama ne söylim"
Gürkan :"içinden geleni" altan çalmaya başladı bende söylemeye başladım.
Feride hilal akından :sen ağlama
Hasret oldu, ayrılık oldu
Hüzünlere bölündü saatler
Gördüğüm akan iki damla yaş
Ayrılıkta sevgiyle beraber
Bir şarkı, bir şiir gibi yaşadım canım acıları
Senden bana hatıra şimdi sakladım sevgili kederler
Bir sır gibi saklarım seni
Bir yemindir gizlerim düşlerim
Ben bu yükü taşırım sen git
Bir tadılanlar,
Sen ağlama dayanamam, ağlama göz bebeğim sana kıyamam
Al bu yüreğim senin olsun, yüreğin bende kalırsa yaşayamam...Şarkıyı bitirdiğimde gözlerimden akan yaşlara engel olamadığımı anladım daha fazla anlamamaları için göz yaşlarımı sildim
Altan: beren ağlama"
"boşver sen beni "
Gürkan :" nasıl boşversin ağlıyorsun kızım "
Altan:" herşey benim yüzüme oldu eğer sizi tanıştırmasaydım bun- " sözünü kestim ve
" ben keremi tanıdığıma pişman değilim sadece ona bu kadar güvenmem ve bu güvenimin boşa çıkması beni ağlatan yoksa başka bişey olduğundan değil"
Yeliz: "beren sen kimi yiyon yaa biz seni tanımıyozmu sanıyon keremin sana yaptıkları zoruna gidiyo işte"
Özge:"anlatmak istermisin? "
" tamam beni iyi tanıyorsunuz ben neyse anlatmak istemiyorum "
Yeliz:" sen bilirsin " tam konuyu değiştireceğim sırada kerem geldi;
" beren "
" ne"
"konuşabilirmiyiz? "
" ne konuşucağız kerem konuşacak ne kaldı? "
" bak bana bağır çağır ama beni umursamazlık yapma" ayağa kalktım ve yüzüne baktım
"ben senden nefret ediyorum bunu mu duymak istiyordun? "
" hayır sen beni seviyorsun "
" kerem git başkasını sev"
"ne diyorsun beren"
"altan, gürkan, yeliz, özge ve sen beni dinleyin ben seni sevmiyorum sende beni sevme git başkasını 'Sev'... Koşarak oradan uzaklaştım hem ağlıyor hemde koşuyordum ben keremden nefret mi ediyordum bilmiyorum tek bildiğim herşeyin dahada zorlaştığıydı...İnşallah beğenmişinizdir...
Vote-yorumlarınızı bekliyorum.
Kalın sağlıcakla 💜💚

ŞİMDİ OKUDUĞUN
_SONSUZA KADAR_
Teen FictionHerşey güzel giderken hayatım dediğim insanın bana ihanet etmesi. Bütün hayatımı, duygularımı mahvetmeye yetiyordu. Bir yandan da bana söylenen yalanlar... Beni alt üst ediyordu... Bana ihanet eden ama benim körü körüne aşık olduğum insanı affedebi...