Sesler geliyordu, algılamaya çalışıyordum. Gözlerim yarı açıktı. Sanırım hastanedeydim. Kolumda bir agrı hissedince kafamı koluma taraf çevirdim, Serum takmışlardı. Doğrulmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Başım ağırıyordu. Kapı açıldı ve içeri mavi gözlü,tahminimce boyu1.80 olan,kumral tenli bir doktor girdi.
-'Merhaba Elif Hanım,ben doktor Ömer İLTER.'
-'M-merhaba. Ne zaman buraya geldim? Kim tarafından getirildim?'
-Öncelikle sakin olun. Bende tanıştığıma memnun oldum:)Iş yerinde çarpıntınız başlamış ve saat gece yarısını geçtiği için orada sadece Levent bey varmış ve o bayıldığınızı farketmiş. Farkettiği gibi de ilk iş olarak sizi hastaneye getirmiş.Simdi ise kritik olan bir durum yok. Ilaçlarınızı ihmal etmişsiniz. Ve buna bağlı olarak da kalp çarpıntınız başlamış.
-Teşekkür ederim. Artık evime gidebilir miyim?
-Tabi,evet. Son kontrolleri de yaptık mı tamamdır. Gidebilirsiniz.
☆☆☆
Son işleri de hallettikten sonra kendimi ilk iş olarak hastanenin kapısına attım. Hava almam gerekiyordu. Üstümdeki kıyafetler inceydi ve üşümüstüm. 10 dakika oyalandıktan sonra taksi durağına doğru yürümeye başladım. Bu ne baş ağrısıydı. Hiç böyle feci olmamıştım. Evet,hastayım. 9 yaşındayken dışarı da mahallenin erkekleriyle futbol oynarken bayılmam üzerine hastaneye götürülmüşüm ve kalp damarlarımda fazla damara rastalanmış. Aslında doktorlar ameliyat etmek istemisler. Her ameliyatta olduğu gibi bu ameliyatında riskleri vardı. Ama ben ameliyat olmak istememiştim. Istemememin sebebi riskleri değildi. Büyüyünce özel harekatta astsubay olmak istiyordum ve bunun için vücudumda herhangi bir izin olmaması gerekiyordu. En büyük hayalimdi. Bu sebepten ötürü ailem bana söz geçiremedi ve ben ameliyat olmadım. Hayatımda kısıtlamalar oldu ... eskisi kadar top oynayamamaya başladım,koşamamaya başladım. Sorun etmiyordum bunları. Ama içten içe de deli gibi koşmak,yürümek ve top oynamak istiyordum.Hani nasıl anlatsam...
Böyle koşarken sarı renkli saçlarımı savurmak,boyumun uzunluğuna aldırış etmeden millete sarılmak istiyordum ama yapamıyordum. Çünkü sınırlarım vardı. Eğer sınırları aşarsam yine o hic gitmek istemediğim hastaneye giderdim.
Ben bunları düşünmeye dalmış bir şekilde taksi durağına doğru ilerlerken kolumda bir el hissettim. Resmen yerimden zıpladım. Arkamı döndüğümde ise kalakaldım. Karşımda teni bronzlaşmıs,yaklaşık 1.90 boyunda,gözleri simsiyahtı ve nefes kesen yüz hatlarıyla adını bilmediğim bir adam duruyordu. *Ne bağırıyosn be* dercesine baktı.O daha lafa girmeden:
-'Ne yaptığınızı zannediyorsunuz siz?' diye kafa tuttum adama. Başından beri aynı olan yuz ifadesiyle konuşmaya başladı:
-'Affersin küçük hanım. Ceketin bende kalmış onu vermeye geldim. Bende kalsın istemem.' dedi.
Ben şok olmuş bir şekilde ona bakarken ceketi hiçte kibar olmayan bir şekilde elime tutuşturup 'Bir daha karşılaşmamak üzere!' deyip gitti. Girdiğim şoktan uzun bir süre çıkamadım. Taksinin korna sesiyle kendime geldim. Arabaya binince evi tarif ettim ve yol ayağımın altından kayıp giderken o adamı düşünmeye başladım. Neden o kaba hareketlerine karşılık veremedim. Benim tanıdığım Elif adamın tepesine sıçrardı. Neden sadece bakmakla yetindim. Bu ben değildim. Başım tekrar ağrımaya başlayınca çok düşünmemeye karar verdim ve yolu izledim. Bunu sonra tekrar düşünebilirdim. Eve varınca taksi şoförüne ücreti uzatıp arabadan indim. Anahtarı ceketimin cebinden çıkardım ve evin bahçesinin kapısını açtım. Eve doğru bir kaç adım attıktan sonra evin kapısına geldim. O kapıyıda açtım. Kapıyı açınca gördüğüm manzara karşısında tekrar bi şok geçirdim. Bugün benim doğum günümdü ve ben hem geç kalmıştım hem de unutmuştum. Içeri adım atınca yanıma ilk gelen ev arkadaşım Eylül oldu. 1.70 boyunda,sarışın,uzun saçlı ve ela gözlü bir kızdı Eylül.
-'Iyi ki doğdun miniğimmm!!' diye çığlık attı.
-'A-ama bu nasıl ..? Ben unutmuştum.' Şoku üstümden attıktan sonra konuşmaya devam ettim:
-'Yaaa... Iyi ki varsınız!!♡'
O esnada Tuğçe de yanıma geldi. Eylül'ün tam tersi esmer güzeliydi Tuğçe. O da yan komşumdu. Tuğçe'yle de iyi anlaşırım. Onlada sarildiktan sonra salona geçtik. Ortamı çok güzel hazırlamışlardı. Beğenmiştim. Film ayarlamışlardı,filmi izledikten sonra biraz daha sohbet edip Tuğçe' yi evine yolladık. Ben ve Eylül ise evi biraz toparlayıp odalarımıza geçtik. Üstümü değiştirirken o adam geldi yine aklıma.. Yatağa girdim ve derin bir uykuya dalmak için gözlerimi sımsıkı yumdum....Okuduğunuz için teşekkürler..♡ Nasıl buldunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek İsterdim Sana Sarıla Sarıla..
Romance"Her kayan yıldızdan sonra seni dilemekten bıkmadım. Ama sen bende dilenecek bi 'sen ' bırakmadın."