~ Faruk hoca ~

343 7 0
                                    

Bu anlatacağım olay tamamen gerçektir.  Metinde yazan hiçbirşey hayal ürünü değildir.  Karanlık bir ortamda empati kurarak okuyunuz|

Olayın yaşandığı tarih: 12 Ocak 1992

Olay yerel gazetelere çıktıktan bir gün sonra halkın korkmaması için apar topar gazeteler toplatılmış. 

Olayı anlatan kişinin polise verdiği ifadesinden alınmıştır.  Anlatan kişi,  sağlık sorunu nedeniyle 2014 yılında ölmüştür.

" Murat Ç... ,  42 yaşındayım.  Ö.....  köyünde ikametgah ediyorum.  Genelde bu tarz olaylardan çok korkmuşumdur.  Ancak başıma geleceğimi hiç düşünmedim.  Bizim köyde,  Faruk isminde bir büyücü diye tabir edilen biri var.  Kendisini de severim,  köylüde sever.  Köyümüze 1990 yılında geldi.  Gelmeden önce köyümüz çok sakin idi,  ancak o geldikten sonra köyde uğursuzluklar meydana gelmeye başladı.  Halil ağanın hayvanları telef oldu,  hasatlar para etmemeye başladı,  fakirlik fukaralık işin daniskası..  Bide gece yarısından köydeki gençleri hep evine davet eder.  Bizi almazdı,  içeride ne konuşurlar bilmezdik.  Hatta kendi oğlumu bu yüzden dövdüm.  Sanki sigara,  alkol gibi bağımlı olmuşlardı Faruk hocaya..  Hoca diye hitap ederdik..  Camiye giden gençler,  camiye gitmez oldu.  Hepsi berduş olmuştu.  Namaz yok,  niyaz yok.  Hepsinin elinde sigara,  saç sakal birbirine karışmış,  insan gibi görünen mahluklara benziyordu hepsi..  Benim çocuğum da gittiği için farkına varmıştım,  sürekli  psikolojik olarak sorunları vardı.  Gece bağırmalar olsun,  evin içinde gezmeler olsun böyle korkutuyordu bizi.  Delirmesinden korkuyordum..  Öğlen namazından sonra imam bizi kahvede topladı.  Bilin bakalım aramızda kim yok?  Gençler ve Faruk iti. Hiç dışarı çıkmaz yüzünü bi kere gördüm. Neyse işte İmam bize çocuklarınıza destek olun felan zırvaladı bişiler.  Zaten sinirliyim eve vardım,  hanım ağlıyor,  dedim hayırdır niye ağlıyorsun, çocuğun vücudunu gördün mü dedi.  Ulan vücudunun her tarafına kibrit çöpü ile yazılmış arapça harfler yazılıydı.  Tir tir titriyordu yatakta oğlum..  Bi anlık sinirle Faruk hocanın yanına gidecektim hanım engelledi.  Çocuğu,  komşunun motoruyla hastaneye götürdük.  Doktor,  çocuğunuz turp gibi dedi.  Bu işin içinden çıkamadım.  Çocuğa engel olamıyorum,  camiye gidince hemen kaçıyor o Faruk hocanın yanına gidiyordu.  Bir gece, Yatsı namazını kıldım ,  camiden çıktım,  Faruk hocanın evinin önünde durdum,  camda ufak bir delik vardı.  Örümcek bağlamış her yeri camın,  ama perdeden bişi gözükmüyordu.  Sesleri duyuyordum, " onlar size yardım edecek,  sizde onlara bedeninizi vereceksiniz" diye.  Eve gittim bahçede elimde sopayla çocuğu bekledim ne gelen var ne giden,  sabaha kadar uyumadım,  Faruk hocanın eve gitmeye karar verdim,  İsmail emmi bana sizin oğlan derenin kenarına niye gitti sabah sabah dedi.  Hemen koştum derenin yanına doğru, ancak derenin kenarında eşyalarını gördüm.  Çocuğum intihar etti komiserim çocuğum intihar etti!  Hiçbir derdi sıkıntısı olmayan çocuğum intihar etti.  O sinirle eve vardım,  evden babamdan kalma yadigarı (emaneti | silahı) aldım.  Faruk hocanın evine vardım,  kapıyı kırarak içeri girdiğimde onu göremedim. Evde sanki hiç yaşamamış gibi herşey yerli yerindeydi.  Duvarlarda kanlar,  mide bulandıran koku ben o ara bayılmışım.  Gözlerimi hastanede açtım,  Muhtar kulağıma eğilerek çocuğun öldü başın sağolsun dedi.  O,  an bende ölmek istedim.   Bizim köyde diğer gençlerden biride babasını vurdu.  Onu tam olarak bilmiyorum.  Aklımda kalan herşeyi anlattım komiserim..  "

⚠ Polisin yaptığı araştırma sonucunda Faruk isimli kişiye ait delil bulunmadı.  Öyle birinin olmadığını söyleyenler dahi var.  Gençlerin çoğu akli dengesini kaybetmiş durumda.  Şuan hala o köyde yaşamaktalar. 

Korku hikayeleri & bilgiler & paranormal olaylarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin