Kutu

293 7 0
                                    

Annem beni doğururken ölmüş.
Ablam , ben , babam ve babaannemle beraber yaşıyoruz. Dedemi de hiç görmedim. Ben doğmadan önce ölmüş.
Zor bir çocukluk geçirdim. Aslında ablamda zor bir çocukluk geçirdi.
Benim zor geçirmem hep ablam yüzündendi. Hareketlerinin değişmeye başladığını babaannem ve babam anlamamıştı ama ben anladım. Kendi kendine konuşuyordu. Duvarları tırnaklarıyla kazıyordu. Tuvalete bir girdimi çıkmıyordu. Yaşım küçüktü o zamanlar bilemedim ne yapacağımı.
Bildiğim tek şey , ablamın durumu hiç iyi değil , aslında benimde pek iyi sayılmaz. Ablamla aynı odada kalıyorduk. Her gecemi kabusa çeviriyordu. Korkuyordum onun yanında ama kimseye anlatamazdım. Korku , insanda ki en değişik duygu , birden ter basıyor ve gözlerin dönüyor. Eğer gerçek bir korku yaşarsanız kesinlikle bayılırsınız.
Ablamın davranış değişikliklerini ilk fark eden babaannem oldu , bir gece yine duvarları tırmalarken kapı açıldı , ışık yandı. Karanlıkta fark etmemiştim ama dolabın arkasını tırnaklayıp işi bitince dolabı geri çekiyormuş.
Babaannem içeri girdi ablama dönüp ;
- kızım ne yapıyorsun ?
- Canlarını yakıyorum babaanne.
- Kimin canını yakıyorsun kızım.
- Onların.
- Kim onlar kızım ?
- Melek yüzlü şeytanlar.
- Ne istiyorlar senden ?
- Şşşştttt kızdıracaksın şimdi. Sonra sorarlar hesabını benden
- tamam kızım tamam , korkma sen ben çıkıyorum.
Babaannem benim korktuğumu anladı ve hadi oğlum sen gel benimle bakalım dedi.
DUR! dedi ablam. Onuda seviyorlar , seninde kalmanı istiyorlar dedi.
Babaannem o benimle gelecek , sen tek başına yap ne yapacaksan dedi.
O gece babaannemle uyudum , bayadır böyle güzel uyumamıştım.
Sabah okula gitmek üzere giyindim. Babaannem babamla konuşuyordu.
Ablamla ilgiliydi konuştukları.
- kızın durumu hiç iyi değil oğlum gel gidelim bir hocaya bakarsın bir şey der.
- anne bırak Allah'ını seversen ya. Kız gayet iyi , sen niye birden çıkardın bunu.
- sen beni dinleme oğlum , ama anam demişti diyeceksin.
- anne , var mı başka bir isteğin ben çıkıyorum.
- yok oğlum yok , var git işine.
Okula gittim , okul benim için çok müthişti , kimse rahatsız etmiyordu beni.
Akşam olmuştu yine , evde sessizce oturuyorduk , televizyon izliyorduk.
İçerde ablam yine bir şeylerle uğraşıyordu. Tıkırtılar geliyordu ,
Babaannem babamın kolundan tuttu ve odaya doğru çekmeye başladı , kapıyı bir açtı ablam en köşede kolundan bir parça koparmış çiğniyor. Bize bakıp gülüyordu. Çok korkmuştum , aklımı oynatacaktım az kalsın.
Bana döndü , seni istiyorlar dedi. Babamın gözü dönmüştü , hemen atladı aldı ablamı bizde o arada ambulans çağırdık ve ablamı hastaneye kaldırdılar.
Bir yerininden parça et aldılar ve koluna koydular.
Babam korku dolu gözlerle bakıyordu o gün kızına , korku dolu.
O gece ablam hastanede kaldı. Babamda tabii.
Ben ve babaannem evdeydik. O gece birşey olmadı. Sabah yine aynı okula gittim ve akşam geldiğimde ablam evdeydi. Yanına oturdum.
Elini başımın üstüne koydu ve güldü. Uzun zamandır güldüğünü görmemiştim.
Ablam uzun bir süredir birşeylerin kontrolü altında ama babam ve babaannem yeni farkediyorlar. Sadece ben biliyordum. Artık onlarda biliyorlar ve ablamı kurtarırlar inşallah.
O gece ablam yine ayaktaydı.
Sabaha kadar bir oraya bir buraya dönüp durdu. Ben sadece onu izliyordum. Elimden keşke birşey gelseydi. O zamanlar ben 12 ablamda 15 yaşlarındaydık.
Günlerim ablamın erimesini izlemekle geçti , o yavaş yavaş sönüyordu ve babam halen babaannemi dinlemek yerine o hasta diyordu.
Ablam ise seni istiyorlar diyip duruyordu. Artık ne yapacağım hakkında hiç fikrim yoktu. Tek çare neler olacağını beklemekti.
Hafta sonuna girmiştik ve bir sabah kapı çalmıştı. Yataktan kalkıp kapıya doğru gittim. Kapının önünde 2 tane çarşaflı kadın bir tane de yaşlı siyah Saçlı bir adam vardı.
- Buyur dayı ne istedin dedim.
- Bana benim olanları vereceksiniz dedi.
- Senin olan ne dayı dedim.
- Elini içeriye doğru işaret etti ve o dedi.
Arkamı bir döndüm ablam vardı. Ayakta bana bakıyordu. Tekrar adama doğru döndüm yerinde yok , etrafa baktım yoktu. Neler oluyor anlamıyordum.
Babaannem uyuyordu o sırada. Ablam büyün gün bana bakıp duruyordu. Korkutmaya çalışıyordu beni.
Yine akşam olmuştu. Babaannem bir şekilde babamı ikna etmişti ve bu akşam ablama bakmak üzere bir hoca gelecekti. Hepimiz yemek yedikten sonra hocayı beklemeye başladık. Sonunda kapı çalmıştı ve hoca gelmişti. Besmele çekerek içeriye geldi ve cümleten selamün aleyküm dedi. Aleyküm selam dedikten sonra direk olaya girdi babam. Ablamın yaptıklarını anlattı.
Ablam odadaydı. İçeri girdi hoca ve siz burada bekleyin dedi.
İçeri tek girdi. Yaklaşık 10- 15 dakika içeride bağırış sesleri geldi.
Hoca durmadan ona bağırıyordu. Sonunda odadan çıktı , elindeki havlu sırılsıklam olmuştu. O kadar terlemişti. Bana çok sağlam bir bir ip getirin dedi hemen getirdi babaannem.
İçeri tekrar girdik ama bu sefer hocayla beraber bizde girdik. Hoca babama çok sıkıca tutun kurtulmak isteyecektir dedi. Babam tuttu ve hoca kollarından ve bacaklarından ablamı yatağa bağladı , ablam çok sinirlenmişti ve ortalığa küfürler saçıyordu. Babam şaşkınlıkla izliyordu. Hoca yanında getirdiği sırt çantasından Kur'an-ı kerim'i çıkardı ve besmele çekip açtı.
Bize dönüp siz şöyle oturun ve ne kızımız ne yaparsa yapsın tek kelime etmeyin ve yerinizden ayrılmayın dedi. Biz hep beraber oturduk , babaannem dualar ediyordu. Hoca Kur'an-ı kerim'i masaya bıraktı ve ablama döndü.
- Kimsin ? Ne istiyorsun bu günahsızdan dedi.
- Ablamın yüz ifadesi değişti , göz bebekleri küçüldü ve sesi kalınlaştı.
- Asıl sen kimsin köppeeekkk dedi.
Hoca ağır başlı bir şekilde ablama ;
- ben Allah'ın bir kuluyum , asıl sen söyle kim olduğunu dedi.
- Bende şeytanın sadık kuluyum dedi.
- Seni şeytan mı yarattı ki şeytanın kulu oluyorsun ?
- Ben ateşim , sen çamursun. Acizsin , korkaksın. Nankör olan sizdiniz , and olsun ki hepinizin nankör olduğunuzu Allah'a göstereceğiz.
Hoca o anda sustu ve sandalyeye oturdu. Eline kur'an-ı kerim'i aldı ve
Birinci sayfadan okumaya başladı. Ablam acı çekiyordu veya içindeki.
Sanki yanan bir ateşte kavruluyormuş gibi bağırıyordu.
Sızlanıyordu. Hoca baştan sona kadar okudu. Bütün sayfaları bitirdikten sonra ellerini dua etmek üzere açtı ve sizde duaya katılın dedi. Bizde elimizi açıp hocanın duaya başlamasını bekledik.
Yarabbi , kurtar bu masum kulunu , yalnız senden yardım diler , yalnız senin önünde secde ederiz. Sen bizi bu cinnin şerrinden koru yarabbi sen bize güç ver yarabbi sen büyüksün , sen bu kızcağız ve bu ailesinin yüzünü tekrar güldür yarabbi.... dualar böyle devam etti.
Aslında çok uzunca dua etti.
Dua ablamın normale dönmesine kadar devam etti. Ablam kendi sesine ve hareketlerine dönmüştü.
Ağlıyordu. Baba kurtar beni diye sızlanıyordu. Hoca ablamın ellerini çözdü ve babaanneme dönüp hemen banyoya götür ve iyice temizle , sonrada abdest aldırıp geri getir dedi.
Babaannem ablamı alıp gitti. Bu arada babam birşeyler sormak istedi ama hoca sözünü kesti. Şu an size hiçbir şey söyleyemem. Kızınız tekrar saldırıya uğraması söz konusu dedi. Anlamamıştım. Söylüyor diye saldıracaklar mıydı ?
İşin aslı ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi oluyormuş. Bilem kişi sayısı arttıkça onlar sinirleneceklermiş. Hoca gerçekten çok iyi birisiydi. Babamda etkilenmişti hocadan. Beklemeye başladık. Sonunda ablamı getirmişti tekrar babaannem , hoca ablama baktı ve ;
- İyi misin ? Kızım dedi.
Ablam sessiz bir sesle ;
- İyiyim dedi.
Hoca başıyla onaylayarak odaya geçmesini işaret etti. Ablam yavaş adımlarla yürümeye başladı ve gözünden yaş geldi. Hoca da içeri girdi ve siz gelmeyin dedi.
Kısa bir süre sonra içeri gelin dedi ve girdik. Ablamı bağladılar tekrar.
- Beni neden bağlıyor sunuz ? Dedi ablam.
Hoca gülümsedi.
- Tamamen senin iyiliğin için kızım dedi. Merak etme yakın zamanda tekrar mutlu bir genç kız olacaksın dedi ve başını okşadı , çünkü sen mutlu olmayı hakeden çok güzel bir kızsın dedi.
Babam çaresiz bir şekilde eli kolu bağlı ablamı izliyordu. Ablamı tekrar bağladık ve hoca tekrar elini sırt çantasına attı. İçinden bir sürü dua yazılı şey çıkartıp dört bir köşeye astı. Kur'an-ı kerim'i de ablamın baş ucuna koydu. Ayethel kürsi'yide ablamın göğüs kısmına elbisesine iğneyle astı. Odada işi bittiğinde ise ablama tekrar döndü ve ;
- Unutma , senin rabbin Allah. O izin vermedikçe sana birşey olmaz. Sadece dua et. Allah içten dua edenleri geri çevirmez.
Odadan çıktı ve babaannem çay koydu. Hoca biraz oturdu ve babam tekrar sordu ;
- Hocam ne oluyor Allah aşkına ?
- Bilmiyorum ne olduğunu ama hayırlı birşey değil.bu kıza nasıl olduysa bir şekilde musallat olmuşlar. Çok güçlü bir ifrit yakması kolay değil. Beni canımdan edebilir.
- Hocam büyü olmasın bu dedi babaannem.
- Yok büyü değil. Bu kızımız birşey yapmış ama söylemiyor. Ne yaptı bilmiyorum ama isteyerek yapmadığını düşünüyorum. Ne yaptığını öğrenebilsem belki müdehale edebilirdim. Tek seansta olacak bir şey değil bu , daha çok işimiz var gibi görünüyor.
- Hocam peki bu iş için bizim ne kadar borcumuz olur ?
- Ortalama 100 bin kadar.
- Titrek bir sesle hocam çok değil mi ? dedi babam.
- Evet çok dedi hoca ve ekledi ,
Ben buraya Allah rizası için geldim. Para için değil. Dualarınızı eksik etmeyin bu benim için yeterli dedi.
Babam bir oh çekti ve ;
- Gerçekten nasıl teşekkür etsem az hocam. Allah sizi gönderdi vallahi sizin gibi iyi insanlar bulmak zor.
- Estağfirullah , hepimiz Allah'ın kuluyuz. Çayımızı içtik kesenize bereket. Ben numaramı size bırakayım , siz aksi bir durumda beni ararsınız. Yarın akşam yine burada olacağım.
Hocayı yolcu ettikten sonra içeri geçip oturduk. Durumu babam ve babaannem konuşmaya başladılar ;
- Ben sana söylemiştim , keşke daha evvel çağırsaydık.
- Ne bileyim anne , benimde kafam bulanık bilmiyor musun ?
- Biliyorumda oğlum ne olacak bu böyle. Adam daha çok işimiz var diyor. Ne kadar gidecek bu böyle.
- Ben ne bileyim anne ! Adamın dediklerini duydum. Durum ciddi diyor işte ne bileyim.
O sırada babam kalktı ve ablamın yanına doğru gitti.
- Ah be kızım , sen ne işlere bulaştın. Oysaki tek isteyim sizin iyi bir hayat sürmenizdi. Offfffff.
- İsyan etme oğlum. Allah'ın gücüne gider. En ihtiyaç duyduğumuz an şu an Allah'a. İsyan etme dua et , en iyisi bu. Hadi git yar biraz sende yoruldun.
Babam başıyla babaannemi onayladıktan sonra odasına doğru gitti ve odasına dinlenmeye çekildi.
Yarın yine işe gidecekti.
Babaannem bana bakıp gülümsüyordu. Yüzüm bembeyazdı ve babaannem yüzümdeki korkuyu hissetmişti. O yüzden gülüyordu. Beni sakinleştirmek , korkumu azaltmak içindi.
- Hadi oğlum sen benimle gel , ablan rahat uyusun dedi.
Ama ben biliyordum. Rahat uyuması için değildi , bana zarar verir diye yanında götürüyordu beni. Yaşım küçüktü ama aklımda yerindeydi.
Gece tıkırtı sesleriyle uyandım. Yine aynı sesti. Duvarları tırmalayan birisi vardı ve gitmeye korkuyordum. Babaannem uyuyordu. Ayağa kalktım. Ablamın odasında hareket eden birşey vardı. İçerde Camın önünden hızla geçen bir şey vardı.
Beni de almak istediklerini fısıldayıp duruyordu. Elimi kapıya attım. Çok yavaş bir şekilde açtım ve içeriye kafamı soktum. Karanlıktı ve seste kesilmişti. İçeriye girip ışığı yakmak istedim. İçeri girer girmez kapı üzerime kapandı. Açılmıyordu , ışığı açtım. Ablam yerinde yatıyordu. Ama uyanıktı. Dolap yine yerinden oynamış bir şekilde duruyordu ve arlasında birisi yine tırnaklarıyla kazıyordu. Ablam yalvarır bir şekilde sanki oraya bakma dermiş gibi bakıyordu yüzüme.
Ama ben hiç büyüklerimi dinlemedim ki...
Yavaşça dolabın arkasına doğru yaklaştım. Kafamı uzattım ve bir baltım ablam. Duvarları tırmalayan ablamdı ve yataktaki de ablamdı.
Duvarları tırmaladığı elleri kanlar içerisindeydi. Yerde tırnak parçaları vardı.
Bana baktı o pis yüzüyle ve ;
- Noldu ablam , korkuyor musun ?
Uyandığımda baş ucumda o hoca vardı. Korkma evladım ben buradayım dedi.
İçeri geçtik ve babam ve babaannem öylece hocanın diyeceklerine bakıyorlardı.
- Sizinle açık açık konuşucam.
Kızınıza musallat olanlar , oğlunuzada musallat olmak istiyorlar. Sebebi nedir bilmiyorum ama asıl hedefleri oğlunuz. Kızınızı aracı olarak seçmişler. Oğlunuz gerçekten çok akıllı olduğu için kızınız üzerinden oğlunuzu ele geçirmek istiyorlar. Onca kur'an , ayethel kürsi ve birçok koruyucu ayet koymama rağmen gelmişler.
Yani şunu demek istiyorum. Musallat olan tek bir cin değil. Sayısını söyleyemem ama tek olmadığı kesin. Bu kadar koruyucu ayet , en güçlü koruyucu ayet olan ayethel kürsi , kur,an'ın olduğu bir odaya kafir bir cinin girmesi resmen ölüme meydan okuması gibi birşey.
Şöyle düşün , bir tarladasın ve etrafın tamamen mayınlarla çevrili , yapacağım tek yanlış hayatını bitirir.
Bunu gibi birşey bu.
Bu cinler şeytanın emrindeki cinler , en pis , en korkunç , en korkusuz cinler. Artık çocuklarınız neye bulaştıysa , ölümü bile göze almış bir cin topluluğu ile baş başasınız.
Çoğu hocaya göre bu cinlerden kurtulmanın tek bir yolu vardır.
Oda Hz. Süleyman'dır. Bu cinlerle başa çıkmış tek insan odur.
- Peki biz ne yapacağız hocam.
- İşimiz çok zor , ama elimden geleni yapacağıma yemin ederim. Allah şimdiden sonumuzu hayır eylesin.
Konuşmaları bitirdikten sonra
Ablamın odasına gittik ve ben ve ablamı karşı karşıya koydu. Ablamla göz göze gelmiştik. Elime yüzüme heryerime birşeyler yazdı. Işıkları kapatıp mumları yaktı.
Öylece birbirimizin gözüne bakıyorduk. Odada ayet vb hiçbir şey yoktu. İkimizin olduğu yere ikimizin de içinde olacağı bir daire çizdi ve üzerine 2 tane Arapça harf yazdı. Dualar etmeye başladı ama değişik dualar. O dualar etmeye başladıkça ablamda aynı duaları etmeye başladı. Babaannem içeri bir leğenle girdi. İçinde su vardı ve çok sıcak olduğu buharlarından belliydi. Dairenin içine onuda koydu ve ablamı o aıcak suyun içine ayaklarıyla soktu. Nasıl oluyordu da yanmıyordu ?
O değişik sesle devam etti ablam konuşmalara. En son bayıldı. Hoca kanını aldı ve leğene damlattı aynısını banada yaptı.
İkimizin kanı bir leğende birleşti ve şekil almaya başladı.
Hoca siz şimdi çıkın dedi.
Odada hoca , ben ve ablam kalmıştık.biz hocanın ne yapacağına bakıyorduk sadece.
Kan değişik şekillere dönüp duruyordu. En son durdu.
Hoca bize döndü ve bulduğumuz , daha doğrusu o boş evden çaldığınız kutu şimdi nerede dedi.
Hiç aklıma bile gelmemişti o kutuyla
İlgili olduğunu. Ablam ben ve 2 arkadaşı boş bir eve girmek istemiştik biraz heyecan olsun diye , herkesin cinli olarak nitelendirdiği o eve girecektik ve girdik. 4 kişi girmiştik ama içerde sadece ablamın sesini duyuyordum diğerleri galiba kaçmışlardı. İçeride bir kutu buldum ve açtım. Ablam açma demişti. Kutuyu açar açmaz içindem rüzgar gibi dumanlar çıkmaya başladı kutuyu kapatıp oradan çıktık. Ben yanıma kutuyu da almıştım ama isteyerek değil , o korkuyla elime almışım işte. Ablam alıp dereye attı kutuyu ve kimseye söz etme dedi. Bu olay olalı 2 ay kadar olmuştu.
Korkulu gözlerle o kutuyu ablam attı dedim.
Nereye dedi.
Valla dereden aşağı attı dedim.
İşte sebebi bu dedi. Seni almak istemelerinin sebebi bu. O kutu burada olsa kurtulmanız çok kolay olacaktı ama şimdi iş çok zor. Çocuklar siz neden böyle şeylerle uğraşırsınız ki ?
Kutu yerine sizi istiyorlar. Almakta kararlılar.
Ya onlar ölecek yada siz onların olacaksınız dedi. Ölünceye yada öldürünceye kadar bırakmazlar bunlar.
Ağlamaya başlamıştık , evet yanlış yapmıştık. Sandığı açarak içindeki cinniyi serbest bırakmıştık ama cin o kutu olmadan tam olarak kurtulmuş sayılmazdı ve o kutu artık yoktu.
Şimdide bizim peşimizdelerdi.
Dışarı çıkıp babam ve babaanneme olanları anlattı hoca. Babam çok üzülmüştü.
Hoca babama baktı ve korkma , korktukça daha çok üstümüze gelecekler dedi. Son dedi , bu son.
Buraya son gelişim bu dedi.
Bu gece her şey son bulacak.
Ya kurtulacaklar , ya da ölecekler.
Boş bir odada dualarla kağıda yazdığı şeyleri tek tek yaktı. Her yakmasında uzun uzun dualar ediyordu.
En son yaktığı tüm kağıtların külünü ablam ve benim üzerime doğru üfledi.
Dışarıdan babamın çığlık sesi geldi.
Babaannem ağlıyordu. Yangın çıkmıştı evde.
Hoca hiç birşeye aldırmadan dualara devam ediyordu. Yapamayacağını anladığı zamanda kaçtı. Biz bizeydik artık orada yanarak bizi kendi taraflarına çektiler ve başardılarda. Evet tam da düşündüğünüz gibi , ben ve ailem oracıkta can verdik.
Ben nasıl mı konuşuyorum ?
Hahahhahahahahhahahahhahahahahhahaahaahhahahahahahhahhah.
BURADA OKUDUKLARINIZIN TAMAMI SES KAYDIDIR...

Korku hikayeleri & bilgiler & paranormal olaylarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin