Bölüm 4

92 8 1
                                    

Medyada mafya adayı Merih'imiz var.  :)

Yeni bölümle karşınızdayım canlarım. Bu arada sınav haftası olduğu için bölüm yazamadım bunun için üzgünüm gerçekten.
Keyifle okuyabilirsiniz :)

      ******                      ******

" MERİH KARAN'ın kim olduğunu sana öyle güzel öğreteceğimki ARBAY, ömrün boyunca istesen bile unutamayacaksın."
Dudağı alayla yukarı kıvrıldığında duvara mümkünmüş gibi daha fazla  bastırdı beni. Duvarla Merih arasında sıkışıp kalmıştım.
Korkudan boğazım düğümlenmişti, hiçbirşey söyleyemiyordum.

Ne ara bu kadar küçülmüştüm ben. Annemden bile bugüne kadar azar işitmemişken karşımdaki tanımadığım adamamın bana karşı sergilediği tavır sinirlerimi bozuyordu, onun gücüne karşılık vericek gücüm yoktu belki ama bu yaptıklarına, tehditlerine , itip kakmalarına boyun eğip sesimi çıkarmıyacağım anlamına gelmezdi. Ondan korkuyordum evet ama bunu ona belli etmeyecektim tabiki kendime verdiğim cesaretle aramızdaki olmayan mesafeyi oldurmak için ellerimi göğsüne koyuk itmeye çalıştım ama milim bile kımıldamamıştı. Ona karşı birşey yapamayışım beni kötü hissettirmişti. Yüzüne yayılan gülümsemesiyle şuan ki acizliğime lanetler yağdırdım. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp
" Yapma ama Bengisu, ahh Bengisu'ydu değil mi?"Diye alayla konuştuğunda gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım ama bu mesafede bedeninin baskısıyla sakinleşmem imkansızdı. Beni daha fazla duvara bastırdığında belimin ağrısıyla gözlerimi acıyla yumdum.
" Ne yapmaya çalışıyosun? Belim ağrıyor duvara bastırma daha fazla hayvan." Çırpınmaya başladım ama çırpınışlarım boşunaydı.
" Ne o canın mı yandı? E durma ozaman hadi yar kafamı. Dün tereddüt etmeden yapmıştın ya hani." Diye sinirle konuştuğunda bu kez,suyuna gitmenin daha doğru olduğunu düşünüp sakince konuştum. " Bak kafana taşla vurduğum için özür dilerim ama gözün dönmüştü ben, ben çok korkmuştum sana kaç kez bırak dedim ama sen beni tınlamadın. Başka şans bırakmadın anlıyor musun?" Gözlerine bakmadan söylediğim cümleler ne kadar etkileyici olur orası tartışılır. Ben için bırakıp bir iki adım gerilediğinde duvardan uzaklaşıp kapıya dogru ilerliyordum ki kolumu tutup bunu engelledi . Allah'ım yardım et bana. Bir an önce Merih'ten olabildiğince uzaklaşmalıydım yoksa bu yaratık beni burdan sağ çıkartmazdı. "Merih bırak kolumu." Kolumu sertçe bırakıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Konuşmak için dudaklarını araladığında gözlerim istemsiz dudaklarına kaydı  bunu farketmeden  bakışlarımı tekrar öfkeli mavilerine çevirdim.

" Bir daha benim işlerime karışırsan olacaklardan ben sorumlu olmam Arbay. Benim işime karışırsan seni öldürürüm, emin ol gözümü kırpmadan yaparım bunu."
Bugün verdiği  korku bana bir ömür yeterdi gerçekten. Psikopat mıdır nedir. Hayır ne uyarıysa bir bitmedi. Bırakmıyorda, dibime girip duruyor salak, tehdit mi ediyor taciz mi belli değil...
Alnıma düşen saçı kulağımın arkasına koyup tekrar konuşmaya başladı.
" Ha bide öyle cesur kız rolü oynama bana. Şu yakınlıkta bile bedenin benim etkimle yanıyor baksana." Gözlerim söylediği arsız cümleyle kocaman olurken sırıtmaya başladı. Gerizekalı, salak, mal. Kendini ne sanıyır bu orangutan. Sinirle bir iki adım geriledim. Kendimi iğrenç hissetmem için çabalayan bu iğrenç pisliğe ne söylenebilirdi ki.
" Gerçekten iğrençsin." Diyebildim sadece. Kollarını göğsünün altında bağlayıp pür dikkat beni izlemeye başladı. Yüzündeki gülümsemeden benimle eğlendiğini anlamak hiç zor değildi. Gözlerimin dolmasına engel olamazken hızla kapıya doğru ilerledim ama kapıyı kilitlemişti pislik. Kapıyı açmasını söyleyecekken depoda yayılan sesle birlikte bakışlarımı Merih'e çevirdim, telefonu kulağına koyup konuşmaya başladı.

" Efendim baba"

"..................." Babasıyla konuşurken elinden gelse saygı duruşuna duracak şuna bak . Böyle bir hayvandan böyle saygı ne bileyim çok şaşırtıcı gerçekten.

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin