Bölüm 5~

5.8K 333 19
                                    

Bölüm bölüm eklemeye karar verdim. Bu 4. bölümdü gençler. Kaldı eklenen 11!! Jongin'e sövmek serbest benim yerime de sövün hıyar!! Luhan'ı seviyoruz :3 Keyifli okumalar~supernaturel~~

BÖLÜM 5

Jongin’in bakış açısından~

‘Hadi ama çocuklar açın kapıyı.’ Jongin yumruklarını kapıya vurup yalvarıyordu. Hava çok soğuk olmasa da rüzgar çok sertti ve üstünde de ince bir t-shirt varken titreyerek kapıya vurup enerjisini boşa harcıyordu. Yere oturup dışarıdan birinin gelip kapıyı açmasını beklediyse de gelen giden yoktu.

5 dakika sonra artık iyice sinirlenmeye başlamıştı. Oturup etrafına bakınacağına kapıyı yumruklayıp durmaya karar verdi.

‘Lütfen!’ Ayaklarıyla kapıyı tekmelerken adeta yalvarıyordu.

‘Hayır! Önce git ve Kyungie’yi bul!’ L uhan’ın tiz sesi kulağını cırmalamıştı. Eline geçince Luhan’ı öldürmeye aklına not etti.

Pratikten sonra yurda döndüklerinde koskoca 2 saat boyunca Kyungsoo’nun nerde olduğunu sorup durmuştu. Jongin nasıl olduğunu anlamasa da Sehun ile iş birliği yaparak onu yurttan atıp kapıyı kilitlemişlerdi.

‘Gitmeme izin ver Luhan yoksa-‘

‘Yoksa ne Jongin? Kyungsoo’yu bulursan girmene izin vereceğim.’  Jongin sertçe kapıyı tekmeledi. ’Nerede olduğunu bilmiyorum, o yüzden aç şu lanet kapıyı!’

‘HAYIR!’ En sonunda Jongin pes ederek etrafa bakınmaya başladı.

‘Nerede bu çocuk?’ diye fısıldadı kendi kendine, nefesinin soğuktan buharlaşarak çıktığını görebiliyordu. Eğer uyumak istiyorsa önce Kyungsoo’yu bulmalıydı. Yine kendi başına bela açmıştı.

Bina ve caddeleri geri de bırakarak yürümeye devam ediyordu, ama bu çocuk nerede saklanıyordu ki?

Yarım saatin sonunda sinirle saçlarını karıştırdı Jongin.  Kafasına vurarak yurdun öbür tarafına doğru gitmeye başladı.

Soo’nun koşarak öbür tarafa gittiğini yeni hatırlamıştı. Vaktini boşa harcadığı için sinirle bağırdı, çoktan gecenin 10u olmuştu.

Yürümek yerine koşuyordu, kendi bile buna inanamadı, Kyungsoo yüzünden vaktini boşa harcıyordu ama başka çaresi yoktu değil mi? Luhan Sehun’un yardımıyla onu zorlamıştı, Sehun’u da öldürmeyi kafasına not etti.

Barları falan da kolaçan etse de nafileydi.

‘Benden kısa, büyük gözlü sıska bir çocuk gördünüz mü? Üstünde sarı bir ördek oan t-shirt giyiyor?’ Etraftaki herkese sordu. Kimi ona tip tip bakıyor kimi de kibarca görmediğini söylüyordu.

Koca bir yarım saat daha geçtikten sonra vaz geçmeye karar verdi, dışarda uyusa ölmezdi ya?

Köprünün kenarında yavaşça yürüyordu, buradan şehir inanılmaz görünse de manzaranın keyfini çıkaracak halde değildi.

5 dakikanın ardından dönmüş gidecekken köprünün tehlikeli korkuluklarına oturmuş tanıdık bir figür gördü. Koşarak yanına gitti, onun Kyungsoo olduğunu biliyordu.

Çocuğun bazen umursamaz olduğunu biliyordu ama sözlerinin onu bu kadar etkileyeceğini düşünmemişti.

Çocuk Jongin’in ona doğru geldiğini anlamamıştı anlaşılan. Ya anlamadı ya da sallamıyordu… Ama onun geldiği yine bakınca çocuğun açıkça sallamadığını gördü.

‘Kyungsoo her an oradan düşebilirsin.’ Diye uyardı onu Jongin.

Kyungsoo bir süre konuşmadı. ‘Sanki umurunda, kimsenin değil.’ Son cümleyi çocuk mırıldanarak söylese de Jongin duymuştu.  Yine sessiz ve  tuhaf bir ortam oluşmuşken arada Jongin daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu, yeterince oyalanmıştı zaten.

Just Like You [Kaisoo Çeviri][ASKIDA/YB Bekleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin