Bölüm 2~

6.2K 365 14
                                    

Evet ilk bölüm bitmiş oldu 2 partla :3 Beğenilmedi mi daha duyulmadı mı bilmedim ama bir DRAWN to You kadar okunmadı sanki neyse hayırlısı devamında artar okuyucumuz belki... Keyifli okumalar~supernaturel~~

BÖLÜM 2

Gürültü ve hışırtılarla uyanmıştım, anlaşılan üyeler çoktan kalkmıştı. Odamın boş olduğunu düşünürken bir anda yanımda birini hissettim. ‘Kyungsoo! Lütfen bize kahvaltı hazırla! Yoksa bu deliler evi yakacak!’  diyerek yatağımda hoplayıp zıplamaya başladı Luhan. Kahvaltı lafının geçmesi bile midemdeki orkestranın konser vermesine yetmişti. ‘Oh, pekala.’ Luhan gülümseyerek odayı terk edince  yüzümü yıkayıp kendimi Lay ve Yeol’ün ele geçirdiği mutfağa gitmeye zorladım. Lay’in aşçılık yeteneği iyi olsa da, Yeol tam tersi ayaklı felaketti.

Bir şeyi yakmış olmalılar ki tüm o da yanık kokusuyla bezenmişti ve bunu anlayan üyelerde homurdanıp yurtta inanılmaz bir gürültü oluşturuyordu. Yangın alarmı bir anda devreye girince ise herkesin sinirli nidaları en az bir mil öteden bile duyuluyor olmalıydı. Komşuların polisi çağırmamasına şaşırmıştım.

1 saatlik süren felaket ve temizlik sonrası her şey durulmuştu, bende kahvaltıyı hazırlarken herkes yerine geçmiş çoktan koyu bir sohbete dalmışlardı bile. Baek, Yeol, Suho ve Kris mutfaktaki ufak masa da yerken ; Lay ve Tao köşede bir şeyler hakkında harıl harıl konuşuyor ; Xiumin ve Chen yerdeki geleneksel tipteki sehpanın üstünde yemeklerini yiyor; Luhan, Sehun ve Jongin ise kanepeye oturmuş sessizce yemekleriyle ilgileniyorlardı. Tabii bu arada Sehun sürekli Luhan’a bakmaktan geri kalmazken Luhan’ın bundan bir haber olması da cabasıydı. Bense bir iskemleye oturmuş herkesten uzak sessizce yemeğimi yemekle meşguldüm.

Kahvaltıdan sonra taş-kağıt-makas ile kimin ortalığı temizleyeceğine karar verildi, her zamanki gibi ben kaybettim elbette. Ama biri daha yardım edecekti, tam kimsenin yanımda olmamasını dilerken diğer kaybendense Jongin olmuştu. Jongin sürekli yorgun olduğundan yakınsa da Kris ona müsamaha göstermemişti, yani sonuç olarak Jongin ile durmuş inanılmaz garip bir atmosferde temizleme işine başladık.

Duyabildiğim tek şey tabakların takırtısı ve bulaşık süngerinin sürtünme sesiydi. Benim yıkadığım tabakları Jongin silip kaldırırken bundan daha garip bir atmosfer olamayacağını geçiriyordum aklımdan. Açıkçası tek yapmak daha rahattı, o zaman bu kadar gerilmezdim. Sonunda sessiz ortamı biri konuşarak bozsa da tabii ki bu ben değildim.

‘Neden buradasın?’

Bir an donarak temizleme işine ara verdim, ağzından kötü bir şeyler çıkacak diye ödüm patlıyordu. ‘Ç-çünkü temizliğe y-yardım etmeliyim.’ diyerek ona temizlediğim tabağı uzattım. İç çekti. ‘Korktun değil mi? Demek istediğim neden buradasın?’ Sonlara doğru bastırarak söyleyince bu iğneleyici ses tonundan cümlenin arkasında ki anlamı kavrayabilmiştim.

‘Çünkü ben ş-şarkıcıyım.’ Duyduğuyla memnun olmuş olacak ki sırttı Jongin. ‘Şarkı söylemekle uzaktan yakından alakan yok. Neden buradasın? İyi bir sesin olduğunu kabul ediyorum ama onu hissedemiyorsun. Hep aynı kalıptasın, sanki kendini bunu yapmaya zorluyor gibi.’ Soğuk bakışları direk bana odaklanmıştı. Ne diyeceğimi bilemeyerek bir süre kala kaldım. ‘Be-‘ Tam başlamışken şansıma Luhan gelip beni kurtarmıştı.

‘Hadi artık gitmeliyiz! Çabuk olun!’ diyip beni mutfaktan sürüklemeye başladı. Jongin ise sadece bakmakla yetinmişken Luhan’ın beni kurtarmasına minnettardım. Eğer o gelmese muhtemelen ölmüştüm.

Just Like You [Kaisoo Çeviri][ASKIDA/YB Bekleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin