Bölüm 17~

8.8K 317 36
                                    

Evet geldi yb gençler giremiyorum çok son zamanlarda o yüzden geç geliyor üzgünüm ki yazarda yb eklemiyor bir türlü bir kaybınız yok sadece 1 bölüm kaldı yazılmış zaten.... O da kısa. O yüzden beklicez zaten. Neyse hata varsa affola kontrol etmedim, o SIAS içinde sorry :D Keyifli okumalar~supernaturel~~

BÖLÜM 17

‘3 gün oldu.’  Jongin bıyık altından diğerleri duymasın diye yavaşça konuşuyordu, elbette Kyungsoo’nun duyabileceği şekilde.  Çocuk kollarını ona bakmayan Kyungsoo’nunkilere doladı.  Şu an Kyungsoo tıpkı otların arasında avcısından saklanmaya çalışan, gözleri korkuyla büyümüş zavallı bir geyikti ve kendini yakalamaya çalışan kaplanın kolları arasında mahsur kalmıştı.

‘Bana bak.’ Kaplan sinirle tıslayarak dudaklarını çocuğun kulağına yaklaştırdı. Kyungsoo onun istediğini biliyordu ve boyun eğmeye hiç niyeti yoktu. ‘Lütfen beni yalnız bırak.’ Kyungsoo hapsolduğu kollardan kurtulmak için çaresizce sızlanıyordu.

‘Dur artık, sadece bırak bunu Kyungsoo.’ Jongin başını aşağı indirerek çocuğu gözlerine bakmaya zorladı. Ve gözleri buluşmuştu. Biri ürkek bir ceylanınkiler kadar şaşkın ve korkmuşken, diğeri ise keskin ve öfke dolu duruyordu…

‘Söylesene neden beni görmezden geliyorsun?’ Jongin kör değildi, öpüştüklerinden beri çocuğun ondan köşe bucak saklandığını görebiliyordu. O gecenin sabahına yatakta tek başına ve hayal kırıklığı içinde uyanmıştı, ne zaman ikisi yalnız kalsa Kyungsoo saçma bahaneler üretip kendini bir an önce ortamdan dışarı atıyordu. Bu Jongin’i sinirlendirdiği gibi kalbini de kırmaya yetiyordu.

‘B-ben seni görmezden gelmiy-‘

‘Yalan söyleme.’ Jongin homurdanarak onun sözünü kesti.

‘Söylemiyorum! Şimdi bırak beni! Bizim seninle konuşacak bir şeyimiz y-‘

‘Beni sabah tek bıraktın! Nedenini bilmek istiyorum! Öpücük yüzünden mi?’  Jongin’in titrek sesle bağırması Kyungsoo’yu ürpertti.  Gözlerinden ateş saçarken çocuğu serbest bıraktı ve saçlarını karıştırarak sinirle kendini köşedeki sandalyeye attı.

‘Neden sana yardım etmeme izin vermiyorsun? Benden kaçman beni öldürüyor.’ Jongin gözlerini kapalı kapıya doğru bakınan çocuğa dikerek söylemişti ama her zaman korku ya da çekingenlikle bakan çocuğun ona kızgın bakışlar atmasıyla içindeki sinirin söndüğünü hissetti.

‘Seni öldürüyor mu?’ Kyungsoo bu baş kaldırmayı yapacak cesaretin kendine nereden geldiğini bilmiyordu. ‘Haklısın yaklaşık 1 yıldır bana olan tutumun sağolsun bu duygunun nasıl bir şey olduğunu gayet iyi biliyorum.’ Jongin duyduğu sözle gerileme ihtiyacı hissetti, duyduklarına mı yoksa çocuğun kendini savunmasına mı şaşırmıştı bilmiyordu. Sanırım ilkiydi?

‘Geçmiş geçmişte kaldı. Bunu unutabilir ve-‘

‘O halde öpücük meselesini de unutalım!’

Dudaklarının birleştiği zamanı hatırlayınca durakladı Jongin. Uzun zamandır böyle hissetmemişti. Elbette daha önce kız ya da erkek her neyse öpüşmüştü ama Kyungsoo’yu öptüğü zaman hissettiğinin yanında diğerleri birer hiçti… Tüm düşündüğü bu öpücüktü, hatta günlük rutini olan dansında bile bunu düşünüyordu.

‘O bu kadar kolay değil.’ Dedi Jongin.

‘O halde benimde senin davranışlarını unutmam kolay değil. Bana yaptıklarından sonra hiçbir şey isteme lüksüne sahip değilsin.’ Kyungsoo hiç çekinmeden konuşuyordu. Jongin yerinden kalkarak kısa çocuğa doğru yürüdü ve onu tekrar kolları arasına hapsetti.

Just Like You [Kaisoo Çeviri][ASKIDA/YB Bekleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin