Daha sonra ruhum kadar cansız ve titrek bir biçimde yanan mum devrildi , ortam bir anda gün batımı biçimini aldı ardından düşen mum canlandı , harlandı . Düştüğü yer cehennem ateşine büründü ortalığa ateş yerine kan yayıldı ve tüm kâinat kana bulandı yandı. Dünya'nın iki ucunda iki farklı ve kanla kaplı insan silüeti kaldı bunlardan biri sen öteki ben .
Eylül Akay...
Bindiğim taksi de en sevdiğim şarkı kulaklarımdan içeriye ahenkle dans ederek süzüldü ve tüm evreni sarmaya başladı . Ben eğer bir şarkıya işte bu benim en sevdiğim şarkı diyorsam eğer o şarkının bir köşesinde de aynen hayatta sıkışıp kaldığım gibi sıkışık durumda olduğumdan , şarkıyı her dinlediğim de ise ruhumun biraz daha özgür kaldığını hissettiğimden .Böyle bir cümle kurarım. Evet çalan şarkı da bana bunları hissettiriyordu .Ben sigara dumanının altında
Yana yana en sonunda kül oldum
Sen kibritin hiç yanmayan ucunda
Birinin hayatında geçmiş oldun ...- Şebnem Ferah-
Yoldan geçerken duvarda ki yazılı olan yazı gözüme ilişti "Mavi benim umudum du sen de en güzel tonu " bu göz bebeklerimin irileşmesine sebep olurken aynı zaman da dudaklarım da kıvrılmaya neden oldu .Evet karşıma bir yerde daha çıkmayı başarmıştı sanki evrenin bana sunduğu en güzel hediyeydi ve ben bunu her seferinde geri çeviriyordum . İmge den aldığım telefonla Umutu orada yapayalnız bırakmıştım acaba ne hissetmişti , ne yapıyordu mesela şuan . Ruhu acı çekiyor mudur ? Zihnim deki bu soruların cevaplarını sanırım asla bulamayacaktım , yoktu çünkü yanımda yoktu , ne bir telefon numarası ne de bir sosyal medya hesabı vardı
"Evet ! Umrunda değildi demi bir daha onun yüzünden hayatın değişmeyecekti demi ? O zaman bu neyin merakı Allah aşkına bana bir anlat ya !" Yeter! Dudaklarım bana ihanet ederek ve tükürür gibi Yeter diyince taksi şoförü dönüp bana anlamsız gözlerle baktı . Bu ses benim içime nereden girdi ya Aldık başımıza belayı kaybetmezsek.
Umut Gürmen...
Ne oluyor lan !
Sinirden gözlerimin içi yanıyordu. Yine mi , gerçekten yine mi bırakıp gitmişti beni . Eylül'ün ardından başlayan gözyaşlarım biçiminde; bir o kadar hızlı lakin bir o kadar da güçsüz yağan yağmur altında yine yalnız kalmıştım . Yağmur gittikçe şiddetini artırarak insanlığın üzerine yağıyordu . Çoğu insanın aksine yağmurdan kaçmayı değil de kaslarımın hepsine kilit vurmuş gibi hareketsiz bir biçimde bankta oturmayı seçmiştim. Yüreğimin içerisinde yana kor ateşin üzerine damlayan yağmur damlaları söndürmek yerine daha da güçlendi, güçlendi ta ki tüm bedenimi sarana ve beni içine çekene kadar . Gözlerimden damlayan yaş da bu hale destek veriyordu sanki , yağmur altında kimsenin görmediği göz yaşlarım . Ağlayabileceğim tek alan olan yağmurun altında içimde ki zehri akıtmak yerine yana yüreğime har oluyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM MUCİZEM
ActionDostluğun ; aşkın , maceranın , gizemin , gerçek sevginin olduğu okurken sizin hayatın başka bir penceresinden bakmanızı sağlayacak bu kitap . Mucizelere hep inanın zira ne zaman kapıyı çalacağı belli olmaz...