Elisa gecenin bir yarısı kalkıp bağırıp çağırmaya başlıyordu, sürekli ruhunun çıkardığı sesleri duyuyor, iyice deliriyor ve buna engel olamıyordu. Komşuları bu durumun farkındaydı. Ve Elisa için çok üzülüyorlardı. Geriye tek bir çare kalmıştı "akıl hastanesi." Psikiyatri doktorları bu durumun ilaçsız düzelmesinin mümkün olmayacağını söylüyordu. Dolayısıyla kesinlikle iyi bir kliniğe yatması gerekiyordu Elisa'nın.
Elisa'yı çok iyi bir kliniğe yatırdılar. İlaç tedavileri yanı sıra onun bu olayları unutabilmesi için karşılıklı muhabbetler, farklı eğlenceleri faaliyetler içerisinde bulundurmaya çalıştılar. Elisa denilen her şeyi yapıyordu. Yapmasının tek sebebi ise "ruhundan kurtulabilmesi" idi. Ama bu tabi ki de mümkün olmayacaktı. Çünkü şimdiye kadar yapılan hiçbir araştırmada ruhlardan kurtulma yolu bulunamamış. Bulan tek insan da ertesi sabahı evinde ölü bulunmuştu. Bu yüzden ruhlardan kurtulma yolunu bulmak isteyende yok. Elisa ruhundan sadece ölünce kurtulabilecekti.
Elisa akıl hastanesinde yaşamına devam ediyordu. Tarih mayısın beşiydi. Yani tam bir yıl önce bugün Tarık intihar ederek ölmüştü. Tam bir yıl önce bugün Elisa'nın içine ateş düşmüştü. Ve tam bugün mayısın beşinde Elisa da ölmüştü. Evet nihayet ölmüş ve kurtulmuştu ruhundan. Elisa o kadar çok sevmişti ki bunu yazarak anlatamazdım...
İşte Elisa'nın aşkı kuzenini öldürmesine sebep olmuştu. Elisa'nın aşkı en yakın arkadaşının ölümüne sebep olmuştu. Ve Elisa'nın aşkı aşkını, Tarık'ı, öldürmüştü. Oysa hiç birini öldürmek istemezdi. Oysa ne güzel hayaller kuruyordu. Ama hiç bir şey istediği gibi olmamıştı. Sonucunda en sevdiklerinin öldüğünü gördükten sonra kendisi de ölmüştü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHLARIN SAVAŞI
HororEvet, yazmış olduğum ilk kitabım. Biraz heyecanlıyım ve mutluyum açıkçası. Kitap okumak çok güzel bir alışkanlık. Ben kitap okurken bazen yazarın yaşadığı duygularını, yazma aşamalarını düşünüyorum. Ve bunu kitap yazarak anlayabileceğimi düşündüm. K...
