Saat gece yarısı 4:45 de , hristiyanlığın yoğun bir şekilde yaşandığı , dindar bir köyde.
Köyün , en büyük klisesi nin bahçesinden boğuk , aynı zamanda tiz bir çığlıklar yükselmeye başladı.Gece nin karanlığında , çığlık sesiyle uyanan insanlar , ellerinde tabanca , tırmık , kürek vs ellerine ne geçer ise alıp kilise bahçesine koştular.
Erken uyandıkları için ağlayan çocuklar ,köyün erkeklerinin homurtusu ve kadınların kah sinirli kah meraklı dedikodularından yükseldiği ses , derin ormanlarda uyuyan hayvan ları bile uyandırıyordu.
Bir den , bu koca uğuldu dehşet banzarayı görünce pür dikkat kesildi.
Sonra , kadınların ağzından çığlık nidaları bir yandak ağlayan çocukların bu muhteşem (yani dehşet)manzarayı görmemeleri için elleri ile gözlerini kapatıyorlar, erkeklerin bir kısmı kadınları uzaklaştırırken yakınlardaki polisleri çağıran bir kaç grup topluluğun yanına geliyorlardı.
Köyün lideri olan Papaz Carl herkezi merkeze çağırarak , polisleri rahat bırakmaları nı istdeği bir duyuru yayınladı.Ardından polis memurların yanında yardımcı olmaları için bir kaç grup güvenilir insan ile güvenlik çalışanlarını halkın arasından bahçeye yolladı.
Papaz Carl sıkıcı konuşmasını yaparken , polis memurları bu vahşeti yani cinayeti incelemeye koyuldular ama bir fikir bulamadılar.
Görüldüğü manzara polis memuru charlie , polis raporunda şöyle anlatmıştır:
'Hızlı bir şekilde , köyün sakinliği ve dindarlığı ile bilinen Heiwa köyüne geldik.8 yıl bu kasaba ile çalışmış ve hiçbir sorunla karşılaşmamıştım.Ne ınsanları ile ne de çocuk su bir takım sorunları ile.Çoğunlukla bu tip sorular hemen çözülürdü .Hırsızlık da dahil .Amma lakin iki gün önce gördüğüm o sakin , huzurlu , güvenilir ve iç açıcı insanlar, yırtıcı bir hayvana dönüşmüş deli hastanesindeki hastalar gibi bir birlerine bağırıyor ,bomba patlamış bir savaş meydanı gibi herkes birbiri ile kavga ediyordu.Tam bir kargaşa.İsyan çıkmış gibiydi.
Sebebini öğrenmek için bize gösterilen yere doğru gittik.İlk ayak basar basmaz burnumuza paslı demir ve tuz kokusu geldi .Bunun kan olduğunu biliyordum.2 yıl cinayet bürosunda çalışmıştım.Yaşlıları kesen genç insanlar , aile cinayeti vs...
Ama bu tam bir dehşet abidesiydi.Vicdana akla almayan bir cinayet olduğu gözle ilk bakışta anlaşılıyordu.İlk önce cinayet maali ni betimleyecek olursak şöyle idi:
Her taraf kana bulanmıştı .Bu kan her taraftaydı .Her taraftan dediysem gerçekten de hertarafta !
Kan kilisenin arka bahçesine açılan kapının girişinden başlıyor , bahçenin ortasında duran çeşmenin bir uzağında duran ormanın sonunda bitiyordu.
Çeşme , her zamanki beyaz ve maviliğinden yoksun bir şekilde kuşlar yerine ceset parçaları yüzüyor.Beyaz su yerine koyu kırmızı kan akıyordu.
Etraf taze kan ve ceset kokusundan yoğun olduğu için her birimiz ağzımıza bez bağlamıştık.Bu kokudan da 1 insan dan fazla kişi öldürüldüğü ortaya çıkıyordu.
Her bir meslektaşlarım ile bu ceset parçalarını inceleyip örnekler aldık.Tam tamına 200 güvenlik vs .... çalışanları geldi lab görevlilerinden cinayet fotoğrafçılarına kadar.
Bütün parçalar birbirine tutmayacak kadar küçüktü.Hepsi lime lime edilmiş kasap parçaları gibiydi.Bu manzaraya midem ilk defa çok bulandı , vicdanım burkuldu.İlk defa -yine- soğukkanlılığımı kaybettim.Onların yerinde ben olsaydım ne olurdu ? sorusu aklımdan hiç gitmedi.
Ben bu manzarara ya daha fazla dayanamayaraktan bahçenin köşesinde duran muhteşem haç ve Hz.İsa heykelini izlemeye gittim.Ama keşke gitmeseymişim.Hz.İsa ve haç işareti heykellerinin önünde bazıları insan olduğu kesin bildiğim ama diğer 5 tanesinin korkunç yüzlü bir hayvan a ayid tam tamına 17 kafa duruyordu .Hepside tek kan ve dehşet ifadesi bürünmüştü.Hemen meslektaşlarıma haber verdim .Onlarda ilk önce yüzlerinde dehşet ifadesi olsada hemen toparlanıp işlerine toparlandılar.laboratuvar sonuçlarında 11 insan kafatasının kime ait olduğu adı sanı belirlenmesine karşın 5 diğer kafatasının hangi canlıya ait olduğu belirlenemedi.
Cinayet in sebebinin silah tan çok elle yapıldığını gösteriyordu ki bence bu imkansızdı .Tek bir cinayet silahı kalıyordu .İnanamıyacaksanız ama meyve bıçağı.Bu fikrm herkese delice gelse de incelemeye alındı.Sonuç daha belelirlenmedi.Bu cinayet en inanılmaz cinayetlerin ilk 2 . sırasına yer aldı.
Not: 11 insan kafatası şu kişilere aittir.
Ryūsei Rakka ,Pinku Akuma ,Barasono,Kokuei,Aka no kishi,bara,Aoi hoshi,nikki,yukki,Nana,Rere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HADES
VampireKaranlık gökyüzünde süzülen ay ışığı mia nın ciddi yüzünü aydınlattı.Vahşi gözleri sıradaki avını avlamak için pür ciddiyetle boş noktaya odaklanmıştı.Kolundaki kalıcı iyileşmiş yara izi ve kzıl saçları ona hem korkutucu hem de olgun bir hava katı...