Solan Mor Menekşe(Düzenleniyr)

79 7 0
                                    


Yıl 1945  bir ilkbahar sabahında , dökülen pembe sakura yapraklarının arasında süzülen rüzgar ,  Akame konağının  en küçük  prensesin tahtadan köşeli ışıldayan camını hafifçe  tıklattı.

Yatakta uyuyan prenses Yuuri ve Kardeşi Yukii  , Akame konağının ilk ve son  çift yumurta ikiz prensesleri idi .

Yuuri  kızıl  düz parıldayan saçlarıyla , güzel çocuk yüzüyle  , çok okuyan , müziğe aşık  5 yaşında bir kızdı.Normal bir kız değil di o babasının biricik kızıydı . Annesinden ve kardeşin den önce en sevdiği insan (vampir) babasıydı.

Yukii sarı dalgalı saçlarıyla ve pembe gözleriyle kardeşi gibi konağa ışık saçıyordu.Oda  kardeşinden ve babasından önce en sevdiği kişi Annesiydi.O da annesinin biricik kızıydı.En sevdiği şeyler peluş oyuncak hayvanlar ,  çay partileri , açık doğa ve mis kokulu çiçeklerdi.

Yuuri ve Yukii nin annesi konağın hanımı  ve  insanların ( ve vampirlerin ) arasından en güzel kadındı.Güzelliği ile en güzel kadınları  kıskançlıktan çatlatırdı.Kızı  yukii gibi sarı  Yuuri gibi düz uzun saçları vardı.Gözleri Yukii gibi pembe ve ışıl ışıldı.Bu güzel kadının ismi ise Esmeralda idi.

Ve bu ailenin  (Collen)  başı Edwart  kaslı, güçlü ,alımlı, yakışıklı ,Esmeralda gibi güzel bir kadına yakışacak kritel de bir koca idi.Kırmızı dalgalı kısa saçları  oval bir yüzü    kurumuş kan kadar kırmızı gözleri vardı.

 Çocuklar uykuda iken Esmeralda kitap okuyor onun yanında güler yüzlü kocası  Edwart ise gelecek işin planlarını  yazıyor bir yandan da  güzel karısının yaptığı özel  şekersiz elma çayını yudumluyordu.

Edwart   planın listesini bitirerek son cümlesini tükenmez kalemi ile noktayı koydu,  sağ elinde duran siyah tükenmez kalemini yorgunluk ile elinden kaymasına izin verdi ve derin , güler bir yüz ile nefes aldı.Ardından yüzü olay mahalini çözmek için gelen bir polis gibi kaşlarını çattı ağzı düz bir çizgi haline geldi.

Kocasının  yüz ifadesine şaşıran Esmeralda  , Edwart ın bakdığı yere doğru döndü ve donakaldı.

Dışarısı en güzel ilkbahar sabahında olduğu gibi ışıl ışıl  parlak ve kuş  sesleri ile dolu değildi.

Ne olmuştu?!

 O güzel pembe görüntü gitmiş en korkutucu fırtınalı akşamlar da ki gibi bulut koyu bir griye bürünmüş iki çifte kaşlarını çatmış suratını ekşitmiş bir şekilde büzüşmüş kavgalı halleri ile şimşek çaktırıyor , rüzgarları ile gelin misali pembe - beyaz lara bürünen sakura ağaçlarının kahverengi gövdesini çıplak bırakıyorlardı.

Her zaman kokuları ile insanları büyüleyen bin bir çeşit  kokulu çiçekler o özelliklerini  konaktan elini ayağını çekip insanı ürperten duygusuzluk hissi ile onları yalnız bırakmışlardı.

Konağın içi ve dışı eski televizyon lara dönüşmüştü ; gri ve siyah.

Asmeralda elindeki kitabı bırakır bırakmaz şiddetli rüzgar kapıyı hızlı bir şekilde açtı.

İlk defa çığlık atan Asmeralda ellerini  kendisini savunmak için yüzüne tutarken karısını korumak için öne atılan Edwart  ellerini iki yanına açmış yüzünde  insanı iliğine dek soğutacak bir şekilde donduracak  nadir bakışını kapının hemen dışındaki karanlık bir gölgeye gönderdi.

Gölge bir adım öne gelirken beyaz dişlerini etrafa sergilercesine açtı.Gözleri taze kan gibi kırmızıydı öldürme arzusuyla onlara bakıyordu.

Sağ kolunu  çiftte doğru uzattı.

Elinde  solmuş  mor bir menekşe vardı.....




HADESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin