4.Kepçük!

1.5K 114 39
                                    

Bir Erkeğe içindekileri söyletmek istiyorsan, içir. Bir Kadına içindeki doğruları söyletmek istiyorsan, sinirlendir. /Grumpy Bear/

    
       Yağmur’un mesajını okuyunca ufak çaplı bir krizi daha yaşadı Zeynep.

“Ne partisi? Benden habersiz fakülte yandı da benim mi haberim yok ” diye geçirdi içinden. Kerem uğruna sosyal medya mecralarını talan etmekten şarjı yarısı boş cips paketinden daha çabuk biten cep telefonunu alıp, mesaj attı.

     “Hayırdır Yağmur’cum, yerli ‘gossip girl’üm benim, ne partisi bu?”

   Yağmur’un onlarca kişi ile konuşurken bile her yazılana cevap vermede altın madalyalı bir sporcu olduğunu biliyordu Zeynep. Bu kadar hızlı cevap gelmesine şaşırmadı.

     “Ya sen neredesin kaç saattir? Zahmet edip attığım ilk mesajları da okusaydın keşke. Ne partisi olur kızım, bizim beleşe girebileceğimiz alt sınıfların tanışma partisi işte.”

    Her sene güya ilk sınıfların tanışması için düzenlenen ama ne hikmetse üst sınıfların birbiri ile fingirdeme alanı olarak kullandığı okul partisini bir türlü anlamamıştı, gitmek de istemiyordu zaten.

       “Yok, canım ben almayayım. Hiç çekecek halde değilim uğraşamam.”

       “Ne demek almayayım Zeynep? Ben istiyorum, beni beni Yamur’unu mu kıracaksın.”

        Gelen mesajın üzerine gülümsedi Zeynep.

       “İyi, gelirim ama fazla durmayacağız.”

        “Tamam ‘ergen bacım’ erkenden döneriz sen de rahat rahat izlersin, Şu turuncu kafalıyı. ”

     “Bakıyorum da saç renginde karar kılmışsın. Hala etkilenmediğini falan iddia etmeyeceksin değil mi?”

           “Tamam itiraf ediyorum etkilendim ama senin gibi hastası olacak değilim.”

            “Anlıyorum ben seni canım, şimdilik sadece gülüyor ve aramıza hoş geldin diyorum.”

         “Fazla uzatmada yarın okuldan sonra gidip neler giyeceğimizi ayarlayalım. Seni yalnız başına bırakamıyorum; dar paça eşofman giyer gelirsin falan maazallah.”

            “hahahhaha! Aman ne komik.”


         “Komik tabi diye” diye kendi ile dalga geçti yeniden elindeki telefonu bir köşeye atıp laptopun başına geçerken.

  “Hadi bakalım Zeynep, kim bilir sen yokken neler döndü twitterda, facebookta. Kerem bugün nerelerde gezmiş, fragman çıkmış mı? Yeni resimler gelmiş mi? Aç vaktini peynir ekmek gibi yiyen canavarı da kurul başına. Kerem’in yatağında da uyudun uykunda gelmez zaten.”

 Laptopun başına geçti. Daha yeni açılan aletin kendine gelmesine fırsat vermeden internet tarayıcısının sekmesine tıklamıştı. Neredeyse her birinde ayrı hesabının bulunduğu bütün sosyal medya sitelerini açtı, ekrana kilitlenmişken.

 Sanki dünya üzerinde birileri ışınlanmayı keşfetmiş bakışları attı Kerem’in yeni çıkan resmini gördüğünde. Aman Allah’ım gene biri ile görüntülenmiş sevgilisi mi haberleri yapılmıştı. Ekrandan içeri girip resimdeki hatunu Çin işkencesine maruz bırakmak istiyordu.

“Dur bakalım” diyerek uyardı kendini.

“Ne oluyoruz yahu? Gene başladın saçmalamaya. Kaç yaşında adam bu kadar popüler, hani elini otostop yapmak için sallasa aracını durduran kadınlar yüzünden Türkiye trafiği birbirine girer. Ne bekliyordun yani? Acı ama gerçek, kim bilir kaç kişi ile gecesini gündüz etti.”
     Göz kapaklarının emrine itaat etmeyip zorla kapanıncaya kadar internet başında uyanık kalmaya devam etmişti.

Gerçek Bir RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin