KURABIYENİN RÜYASI 6

28 5 1
                                    

Gün 14 - Bugün

Dostlarım şimdiki zamandan sizlere selam yollamak isterim. Bugün, kendimi daha da sorumlu hissediyorum penceremin ardındaki seslere. Bahçem artık Kurabiye'nin oyun alanına dönüştü ve ben bu durumdan çok rahatsızım. Bugünün bitmesine dostlar, sanki 50 gün daha varmış gibi hissediyorum. Korkuyorum.

Bu sabah bahçeye sütü koyup pencereme geçtim. Kurabiye sütü hüpletip üzerine bir de güzel geğirdikten sonra tatlı bir öğle uykusuna yatmıştı. Bahçe durağandı ve ben bu durağanlığı hiç sevmemiştim.

Ani bir ses duydum önce dostlarım. Sonra üst kattaki balkondan kara kedinin, bir savaş uçağından düşen bomba misali aşağıya atlayışına tanık oldum. Gülmez kedi tüm gücüyle saldırıyordu bahçeme.

Çimenlerim, ah masum çimenlerim... Bir çimen vardı dostlarım: en halis olan, demir gibi bir çimendi o. Kara kedi onu yedi. Enikler apar topar kalkıp tüm masumiyetleri ile bahçeyi savunmaya başladılar. Büyük bir savaş vardı bahçemde ve Kurabiye uyandı. Bahçenin reisi olarak "Savunun" dedi, "Bu bahçe hepimizin"
"Bahçe hepimizin ama süt yalnızca benim."
Ne trajedi ama... Neyse.

Savaş pek uzun sürmedi dostlarım, anlaşıldı ki gülmez kedi ortalığı dağıtmaya gelmiş. Enikler ve Kurabiye hep birlikte def ettiler onu bahçeden. Filler tepindi, olan benim çimlerime oldu.

Fakat dostlarım, şu an bu satırları yazarken bile bir an var ki gözümün önüne düşen, hiç anlam veremedim. Canavar Kurabiye'nin dişleri, beline geçmişti gülmez kedinin. Çok güçlü ısırdı, gördüm. Ve ısırdığı yerde hemen kan belirdi. Canı acıyan kara kedi o andan itibaren kaçmayı kafasına koydu. Eniklerin ve Kurabiyenin arasından sıyrıldı ve bahçenin demirlerine zıpladı.

Tam o an işte dostlarım, gülmez kedi arkasını döndü ve güldü. Güldü dostlarım.
Bahçemde gülen bir kedi gördüm!

Neden güldü, hiç bilmiyorum, anlayamadım. Zaten sonra kaçtı gitti. Şu an üst katın balkonundan olup biteni izliyor farkındayım. Sanırım o gülüşü, sonrasında olacakların habercisiydi.

...

Sonra ne mi oldu dostlarım, kara kedi kaçınca Kurabiye balkona benzer tümseğe çıktı. Ve şöyle konuştu:

KURABİYE: Sizler, benim için canınızı tehlikeye attınız. Bu saldırıyı hep birlikte atlattık. O yüzden şimdi yanıma gelin ve sarılalım. Annemiz böyle istiyor kardeşlerim!

Altı, Kurt ve Güneş, Kurabiye'ye doğru yürüdüler. O sırada Kurabiye bir kez daha bağırdı:

KURABİYE: Güneş, sen gelmeyeceksin!

Altı bu işe bozulmuştu, hemen anladım fakat o an, o da sarılmaya gitti. Bir canavar ve iki enik sarılmışlardı birbirlerine. Üç kardeş sarılırken Güneş uzaktan onları izledi, bu kez kalbinde bir yara açılmıştı. Ama olsundu, o; yaralara alışıktı. Sarılmaları çok uzun sürmedi. Kurabiye onlara yerlerine geçmesini söylediğinde ikisi de Güneş'in yanına geri döndü. Kurabiye yeni bir vaaz vermeye hazırlanıyordu. Eliyle bıyıklarını düzeltip hafifçe gülümsedi ve başladı:

KURABİYE: Kardeşlerim biliyorsunuz bize saldırdılar. Hain saldırı birlikte yaşama arzumuzu güçlendirdi. Fakat önlemimizi de almamız gerekiyor. Şimdi, bu noktada bunun tek bir yolu var. O da şudur: bu bahçe benim olacak! Eğer bu bahçe benim olursa, o zaman kimse saldıramaz dostlarım. Daha güçlü olacağız. (Rüzgar güçlü şekilde Kurabiye'ye esti. Çimenler Kurabiye'ye yöneldi.) O yüzden kardeşlerim, bu bahçe benim olmalı.

Şimdi ne hissettiğimi düşünün lütfen. Bu bahçe benim dostlarım, siz de biliyorsunuz. Bana bu bahçeyi babam bıraktı. O, Kasım'ın en soğuk gününde giderken bu bahçeyi bana miras bıraktı. Ve ben bu bahçede bir canavar yetiştirdim. Dostlarım, anlayın lütfen beni. Şimdi ne yapacağım?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MUTLAKA GELECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin