7. he çok mutluyum. (somurttu)

3 1 0
                                    

hızlı gelmeyi planlıyıyorum artık. yukarıdaki adam dünya yağuşuklusu bir adaaağmmm bir baaaayy. 

vini'iyi meriç yafrım canlandırıyor. 


***


beni duymamıştan geldiler. "heyy size diyorum" gözlerinin önende belki görürler diye elimi salamaya başladım. "varsayalım anlamında söyledim. gerçek bir acıklaması yok"  gözlerinde doğruyu söyleyen bir ifade vardı. "pekala gidin evimden daha fazla sinirimi bozmadan." ani kararlarım ve değişmem kücük bir şaşırma duygusu uyandırmıştı buz prenste meriç ise ben demiştim bakışları atıyordu. "okey. ama önce cözmemiz gereken bir konu var öncelikle ben Egemen ve işlerde küçük bir sorun çıktığından sinirlerim bozulmuştu. sende üzerime gelince sana patladım tekrar kusura bakma" umutla gözlerime bakmıştı. kafam iyice allak bullaktı kim olduğumu öğrendiğinde çok değişmişti. öncelikle iyice inceledim. bu konuyu tekrar düşünecektim  şimdilik ılımlı olmaktan zarar çıkmazdı. 

"bi daha olmasın." ellerimi birbirine dolamıştım. tenim hemen kızaran bir özeliğe sahip değildi ondan bileğim acısada renk değişim felan olmamıştı.  içeri hışımla birisi girdiğinde "adamı bulmuşlar acil depoya gitmemiz gerek" yeşilimsi gözleri telaş duygusunu yansıtırken hafif sakaları ve dağınık sarının en güzel tonlarındaki saçları dağılmıştı. bir yerden tanıyordum ama nerden?

"aaaa Ilgaz ne işin var burda?" yağmur'un sesiyle kafamı kısa anlığına çevirdim. "hassiktir her yerde mi çıkmak zorundasın karşıma?"  kısa bir kahkaha attan kağan ve yağmur "üzgünüm beyfendi en büyük fanınızımda çekeceksiniz artık" yağmur ukala şekilde gülerken "herneyse seninle uğraşamam adam konuşmuyormuş" konuyu saptırıp meriç'e baktı o ise düşünür gibi saçlarını karıştırdı. "ben konuşturayım." tüm gözler bana döndüğünde içimde sahneye çıkmış bir eda oluştu. "senin alakan olmamalı bu konuyla" kestirip atan kağan. yüzümü düşürsede umutla meriç'e baktım. "ben bir kızım, erkeklerin en zayıf noktalarından biri kızlardır. üzerinde kurduğumuz bir etki hasas olmasına neden olabilir." sözlerim kağan'ı ve ılgazı düşündürmeye başlamıştı. "ama, sana bağlanabilir" bu olası bir durumdu. "orasıda bana kalsın ha" diyerek göz kırptım. "eğer öyle bişey olursa adamı öldürürüm. ve bize lazım. hem karışma şu işe sen gece." 

"pekala, adamı ne yaparsınız bilmem ama siz de karışmasaydınız keşke herneyse umrumda değilsiniz zaten biraz heycan katmak istedim günüme ama bir insanı öldürecek kadar kalbim sertleşmedi  MERİÇ BEY."  üzerimi değiştirmek amaçlı yukarı çıkarken telefonuma mesaj sesi geldi. "umrunda olmamam ne hoş" meriç.

odamdan aşağı bakmak amaçlı pencereye yaklaştım. "edizzcimm benim uyum var yarın da okul var zaten." cevap vermeden üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup rahat şeyler giydim. ardından rahatca uzanıp uykuya teslim ettim. 

***

gözüme gözüme giren güneşle uykum bölünmüştü "neden ya neden bir gün isteğimle uyanamıyorum."  saaate baktığımda saat 7 idi. okul olmazsaydı kalmazdım. akşam bazı kişiler odama gelince en sonunda kapıma uyuyorum yiyorsa uyandır yazılı pankartımı asıp kapıyı kitlemiştim.  yataktan sürüne sürüne kalktım. kısa bir duş uykumu açarken.  güzelce okul formamı giydim. üzerime beyaz tişort alta ise düz siyah etek ve dizimize kadar olan siyah çorap okul formamızdı. çorap zorunlu değildi. dün babam yemek için çağırırken bizim okulun artık özel okul olduğunu yeni öğrenciler geleceğini söylemişti umrumda değildi. bana bulaşmayana bulaşmazdım.

çoraplarımı bizim evde unutunca giyemeyecektim. allahtan bacaklarımı yeni aldırmıştım ayooll. siyah hafif yüksek tabanlı düz ayakabılarımı giydim. klasik ten rengi rujlarım, rimelimle makyajım bitmişti saçlarımı kardeşimin isteği ile hafif maşa yamıştım uçlarını. hazır olunca siyah çantamıda alıp odamdan çıktım saat 8 olduğundan direk rüzgar gülümün odasına koşarak gittim. kapıyı çalarak içeri girdim. siyah okul pantolonu ve beyaz gömleği siyah ayakkabısı şekillendirdiği saçlarını düzeltirken parfümünü sıktı  ben çok sıkmazdım kendi kokum yeterdi ama biraz sıkardım. "hazırmısın kuşum?" çantasını hazırlarken "hı hı " diye mırıldandım. hazırladığında yanıma gelip öptü yanağımdan " çok çirkinsin" diyerek kıkırdadı. bende gülerek "sendee" odadan gülüşerek çıktığımızda mutfağa doğru ilerlemeye başladık.

Sahiplik Eki (Gece'min Güneşi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin