6. Bölüm

10 10 0
                                    

      Genç adam bu aralar çok aksatmıştı şirketini. Ve aksatmaya gelmezdi.Babasından kalan önemli yerlerden biriydi çünkü burası. Hep anlatırdı çocuğuna. Burayı ne zorluklarla kurduğunu biliyordu babasının. O yüzden tedbirliydi. Elden bırakmazdı ipleri. Bunun için de tek çare çalışmaktı ama bir sorun vardı. Eline bir dosya alıp gömülmek istediği zaman genç kız geliyordu aklına. O ürkek bakışları, çekingen adımları, yumuşak elleri. Ne yaparsa yapsın çıkmıyordu aklından.Oysa böyle değildi adam. Kızları sadece ihtiyaç için kullanırdı. İşi bittiği zaman da mendil gibi atardı maziye. Yıllar önce zincirlemişti kalbini. Anahtarı da atmıştı dipsiz bir kuyuya. Ama nasıl oluyor bilmiyordu ama zincirlerinin yavaşça kırıldığının o da farkında idi ki bu en son isteyeceği şeydi. Adam sıkıntıyla bir of çekti. Ve soğumaya yüz tutmuş şekerli kahvesinden bir yudum aldı.  Bir yanı kızda bir yanı da dosyalarda gömüldü işlerine.
         Genç kız ise adam gittiğinden beridir çıkmadı odadan, çıkamadı. Kahvaltıdaki insanların ona karşı bakışları çıkmıyordu aklından bir türlü ve korkuyordu haliyle ve adamın ne zaman geleceğini merak ediyordu. Dakika başı bakıyordu saate. Bu böyle olmayacak diyerek çıktı odadan. Bütün gözler kızın üzerindeydi.Aç bir kaplan misali avının hareketlerini izliyorlardı sessizce. Bir şey yapamıyorlardı çünkü ceylanın arkasında ormanların kralı vardı.Ama burada kurallar farklıydı. Orman kralı aslan değildi. Akrep'ti...
         Genc kız karnından gelen guruldama sesiyle acıktığını yeni yeni hissediyordu. Şöyle güzel bir sandviç midemi bayram eder diye düşündü kız ve mutfağı aramaya başladı. Yaklaşık beş dakika sonra nihayet buldu mutfağı. Birine sormaya çekindiği için kendisi  bulmak zorunda kalmıştı ve bu da sandığından da zordu. Buzdolabını açıp gerekli malzemeleri çıkardıktan sonra işe koyuldu tam ekmeği ikiye bölerken gelen iğrenç bir kokuyla arkasını döndü. Elinde bira şişesi olan genç bir çocukla karşılaştı ve sarhoş olduğu her halinden belliydi. Yalpalaya yalpalaya kızın yanına geldi. Kız korkudan ne bağırabiliyordu ne de çocuğu itebiliyordu. Sadece korkunun verdiği hisle ağlıyordu. "Vay vay vay mekanımıza bir afet katılmış ve benim haberim yok mu?"dedi o iğrenç sesiyle. Genç kız ne yapacağını bilmiyordu. O gün Akrep kurtarmıştı kendisini ama ya bugün? Aklına gelen kötü fikirler kendini tetikleyince avazı çıktığı kadar bağırdı genç kız.
Imdat...

    Adam güldü. Burası öyle bir yerdi. Kim kime ne yaparsa yapsın hiç bir şey diyemezlerdi ama bir şey hariç. Akrep sana dokunulmazlık hakkı vermişse ve sen onun saçının teline dokunduysan işin biter biletin kesilir ve genç kızın karşısındaki bu yarım akıllı onun kim olduğunu bilmiyordu. Yeni gelen fahişelerden biri sanıyordu ama bu yanlış tahmin onun canına malolacak.
       Adam kızın sesinden rahatsız olmuş olacak ki ilk yüzünü buruşturdu sonra da sert bir tokat attı zavallının yüzüne. "Boş yere bağırma kimse elimden kurtaramaz seni. "Kızın içinde umut vardı. Bir kere kurtarmıştı. Bir daha kurtarırdı. "Eğer bana dokunursan seni mahveder. " Adam güldü. "Kimmiş bakalım seni elimden kurtarabilecek kişi?"

     Soğuk ve gür sesiyle "Ben "dedi adam.

İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin