"Louis!?"Üst dudaklarımızın birbirine değmesine ramak kala duyduğumuz sesle aynı anda birbirimizden uzaklaşmıştık.Tanrım,bana neden bunu yapıyorsun!?
Annesi merak ve şüphe dolu bakışlarla ikimizin arasında gözlerini gezdirirken Louis ağzını açıp konuşmaya çalıştı ama her defasında kekeleyip kapatmak zorunda kaldı.Telaştan,heyecandan ve korkudan değişik duygular içerisinde olduğu belliydi.Onu böyle bir duruma soktuğum için utanç duygusunun nasıl bir şey olduğunu anladım.Ondan uzaklaşmayı hiç istemediğim gibi onu böyle bir duruma da sokmak istemezdim.
"Bu saate kadar neredeydin ve okuldan aradılar bugün hiçbir derse girmemişsin,sana neler oluyor böyle!?"Annesi olduğunu umursamadan sırf ona bağırdığı için ağzını dikmek istiyordum.Louis'i soktuğum bu boktan durumdan kurtarıp konuşmanın vakti gelmişti."Bakın Louis'in üstüne bu kadar gelmeyin,bugün kendini pek iyi hissetmeyince onu dolaştırmak istedim"
"Eğer kendini iyi hissetmiyorsa bana telefon açıp eve gelebilirdi,daha doğru düzgün bile tanımadığım birisiyle bu saatlere kadar dolaşmasına göz yumamam"İç çekme sesleriyle beraber bir hıçkırık sesi duyduğumda görünmeyen ama çok acı veren çivilerin teker teker derimden içeri gönderildiğini hissettim.Onun ağlayıp üzülmesini istemiyordum."Sizi bu kadar endişelendirdiğim için kusura bakmayın ama siz beni çok iyi tanımasanız da Louis tanıyor,ona değer ve önem verdiğim için onunla dolaşmakta bir sakınca olamaz bence,kendini iyi hissetmeyip okula gelmediği gün bile Zayn'le buraya gelmiştim hatırlarsanız,Louis'in iyi hissetmesini sağlamak için yapmayacağım şey yok"
Annesinin ardından babası da dışarı çıktı ve başıyla Louis'e içeri geçmesini işaret ettikten sonra tekrar bana döndü."Demek Louis'in geçen akşam yemekte anlatıp durduğu Edward sensin"
Bir dakika....Anlatıp durduğu mu!?
Ceketimi çıkarıp kolumun üstüne astım ve evet anlamında başımı salladım.Babası bir süre daha yüzüme baktıktan sonra karısının kolunu sıvazlayıp içeri geçti.Şuan Louis'in nasıl olduğunu deli gibi merak ederken annesi gelip önümde durdu ve soğuk bakışlarını üzerimde gezdirdi."Oğluma bu kadar değer vermenin sebebi ne?"
"N-ne?Özür dilerim ama ben anlayamadım"
"Onunla ilgilenmen,hediyeler alman,Zayn'den sonra onunla tanışmana rağmen ona Zayn'in bile göstermediği şekilde ona değer vermen,bak Edward ben kuralcı ya da sert bir insan değilim ama konu Louis olduğunda hassaslaşabiliyorum çünkü o sizler gibi değil,dünyayı olduğu gibi kabul etmiyor,kendisi nasıl görmek isterse öyle bakıyor,onun incinmesine asla izin vermem"
"B-ben...."
"Ona karşı gerçekten bir şeyler hissediyor musun?"
Sanırım hissettiğim şeyler için bir şeyler demek anlamsız ve basit kalırdı,bu yaşadığım şeyin bu kadar kısa süre içerisinde aşkında ötesinde bir şey olduğunu anlamıştım.İlk başlarda Louis'in gereksiz gülümsemeleri ve sürekli ciyaklayıp neşeyle konuşması sinir bozucu gelse de aslında sonradan bunun hiçbir zaman sinir bozucu olmadığını kendimce bir inkar yöntemi geliştirdiğimi fark etmiştim.
Ve fark ettiğim başka bir şey daha vardı.
İsteyen herkes üstüne baskı uygulayarak da ben duygusuzum ya da aşk tarzı şeylere inanmam dese de başınıza ne geleceğini bilmeden büyük konuşmamak gerekmiş,dünyadaki en cani insanın bile sımsıkı sevgi ipleriyle bağlı olduğu bir kalp vardır mutlaka.Dünya üzerindeki en cani insan olmasam da listede muhakkak adımın yer aldığını hissedebiliyordum.
Belki bir canavar yada şeytandım ama bildiğim bir şey vardı ki Louis için bağlılık yemini etmiş gibi hissediyordum ve o nereye giderse gitsin onu bırakmaya niyetim yoktu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not A Revenge Story (Larry Stylinson)
Fanfiction"Ben Harry Styles,bu bir intikam hikayesi değil,hayalleri yıkılmış küçük bir çocuğun yavaş yavaş bir seri katile dönüşme hikayesi"