Gözlerimi açtığımda küçük bir kulübedeydim.Tanıdık,oldukça tanıdık bir kulübeydi bu.Ben 8 yaşındayken yapılmıştı bu ufak kulübe.Ağaç evdi daha doğrusu.Etrafa bakınırken sanki daha bugün alınmış gibi yeni duran sarışın barbie bebeği elime aldım.Saçları beline kadar geliyordu.Yeşil gözleri vardı.Benan demişti Barış.Benan koymuştu adını.
''Tıpkı sana benziyor.Çok güzel.Benan olsun adı''demişti.Hiç itiraz etmeden kabul etmiştim.Güzel olduğunu düşündüğü bir şeye benim adımı vermişti nasıl hayır diyebilirdim ki.Elimde ki bebeği yerine koyup hemen yanında duran erkek bebeği elime aldım ve bir anı daha canlandı.Bu sefer isim veren bendim.
''Bak bu sana benzemiyor ama buda çok yakışıklı.Senin gibi.Bunun adıda Barış olsun.''dedim heyecanla.Oda gülümseyip tamam demişti.Sonra kaç gün o bebeklerin yerine bizi koyup sanki gerçekten oluyormuş gibi evcilik oynamıştım.Oyuncaklarla geçmişe dalmışken dışarıdan bir ses geldi ardından kapı açıldı.Bal köpüğü renginde saçları beline kadar gelen koşmaktan yanakları al al olmuş koyu yeşil kareli elbisesi ve yeşil babetleriyle güzel bir kız çocuğu girdi içeri 10 yaşlarındaydı sanırım.Avuç içlerini elbisesinin eteğine sildi ve ufak tekli koltuğa oturdu.Beni görmüyordu.Bir kaç dakika sonra kalktı ve ufak kulübenin içinde dolaşmaya başladı.İkide bir kolunda ki barbieli saate bakıyordu.Biraz daha dolaştıktan sonra eskimiş küçük aynada kendine bakıp saçlarını düzeltti.Elleriyle yüzüne yelpaze yaptı.Sonra biraz daha dolandı bu sefer koltuğun yanında ki masanın çekmecesinden bir şey çıkartıp ağzına götürdü.Astım ilacıydı bu.O an anladım herşeyi biliyordum.Bu rüyanın sonunu biliyordum.Hayır hayır uyanmam lazım hayır.Küçük kızın kolundan tuttum ama hissetmedi.Kız biraz daha oturup tekrar saatine baktığında bir çığlık sesi geldi.Başlıyorduk işte.Küçük kız korkuyla başını saatinden kaldırdı hızla kapıya giderken eli bir çerçeve çarptı.Çerçeve yere düşüp paramparça olurken kız bir an duraksadı.
''Dur!''dedim sesimi duymayacağını bile bile.Yere eğilip paramparça olmuş çerçevenin içinden fotoğrafı çıkardı.5 yaşlarında küçük bir kız ve genç bir kadın vardı.Deniz kenarında saçları ıslak bir şekilde sıkı sıkı sarılmışlardı birbirlerine.Fotoğrafı bırakmadan koşarak çıktı küçük kız ardından bende çıktım.
''Gitme!''dedim bir kez daha.O esnada Ayağı taşa takıldı ve yere kapaklandı beyaz külotlu çorabının diz kısmı hızla kan olurken o canının ne kadar yandığına aldırmadan tekrar kalktı ve büyük evin bahçe kapısına doğru koşmaya devam etti.Tam gireceği sırada içeriden elinde ve kıyafetinin bir kısmında kırmızılık olan bir adam çıktı küçük kızı görünce gözlerinden bir damla aktı.
''Mehmet Amca?Ne oluyor?O ses neydi?Hem Barış nerede?Ağaç evine gelmesi gerekiyordu.Çok önemli bir şey konuşacaktım onunla'' diye sorularını sıraladı safça.Adam hızla küçük kızın alnına bir öpücük kondurdu.
''Barış artık yok kızım.Unut onu ve beni affet yapmak zorundaydım.Affet''diyip tekrar bir öpücük kondurdu ve hızla koşmaya başladı.Küçük kız şaşkınca adama bakarken yanına gidip kollarından tuttum.
''Bak bana!Bak!Duy beni!Lütfen duy beni!Sakın girme içeri.Girersen ömür boyu atlatamayacağın şeyler göreceksin.Girme!'' dedim ama nafile duymuyordu,görmüyordu.Küçük kız kapıdan içeri adım atarken tek yapabildiğim arkasından takip etmekti.Sonra küçük kızın ağlayarak annesini araması ve kanlar içinde yerde bulması.Annesine sarılarak ağlayan babası.Korku ve dehşet içinde olanları izleyen hizmetçiler..ve içler acısı bir çığlık.
''ANNE!''
*/*/*/*
''Benan!Uyan!Uyan kızım!Benan!''
''Anne!''diye çığlık atarak uyandığımda yine evimizin emektarı Fidan Teyze yanımdaydı.Alışkın olduğu için spreyim elindeydi krizim gelmeden hemen önce spreyden nefes aldım ve kendime gelmeyi bekledim.Sırılsıklam olmuştum.Ellerim daha da önemlisi bedenim zangır zangır titriyordu.Lanet olası bilinç altım bu iğrenç sahneyi sanki unutuyormuşum gibi sürekli hatırlatıp duruyorudu.
''Ah yavrum,güzel kızım benim.Yine aynı rüyayı gördün değil mi?''dedi elleriyle terden yüzüme yapışan saçlarımı geriye atarken.
''Kabus.Kabus Fidan Teyze.''diye cevap verdim gözlerimin dolmasına engel olamadan.
''Al.Al hadi iç şu suyu.İlacını da al krizin tetiklenmesin yavrum.''Titremem biraz azalınca suyla birlikte ilacı içtim.Yataktan çıkıp banyonun yolunu tuttum.Kapının kulpunu indirmeden önce Fidan Teyzeye döndüm.
''Babamın haberi olmasın bundan Fidan'ım olur mu?Mezarlığa gittiğimi anlamasını istemiyorum.''diyip banyoya girdim.
Bir insan intikam uğruna ne kadar acımasız olabilir?
Bir insan para için gözünü ne kadar karartabilir?
Bir insan aşk uğruna nelerden vazgeçebilir?
Okuduklarınıza inanın..Hiçbir şey imkansız değil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCAK ZAFERLER
Teen Fiction...Sonra kaybedilmemek adına oyuncak oldum.Kim eline aldıysa beni iğrenç oyunlarında kazanmış saydı kendini. Kim eline aldıysa oyuncak zaferler elde etti. Sorsanız hepside benim iyiliğimi istiyordu... Benimse; En büyük aptallığım herkesi kendim gibi...