Arabada derin bir sessizlik hakimken başımı cama yaslamış gözyaşlarımı içime akıtıyordum.Yanımda Meriç,şoför koltuğunda Salih Abi onun yanında Engin.Babam mı?Babam yoktu.Davet bitipte herkes gittikten sonra sahte olduğunu anladığım 'mağdur ve kızını çok seven babacan' tavrından çıkıp anında kaşlarını çatmış ve öfkeli bakışlarını bana yöneltmişti.Babamı daha önce defalarca kez öfkeli görmüştüm.Ama bana karşı bu kadar öfkeli olması..İlkti.
Sanki tiksiniyormuşçasına bakıyordu bana ve ellerini yumruk yapmıştı.Bana vurmamak için mi ellerini yumruk yapmıştı?
Tiksinti dolu bakışları can buldu ve sözcüklere döküldü.
''Bir süre gözüme gözükme Benan!''tıslayarak söylemişti adeta.Ne demek istediğinİ anlamayan bakışlarımı ondan Kuzey'e çevirdiğimde bana acıdığını gördüm.Evet acıyordu bana.Sinirden gözlerim doldu.Yabancıların bana acımasına nasıl izin verebilirdi?Hiç tanımadığı birinin karşısında beni nasıl küçük düşürebilirdi?
Tekrar tekrar ve tekrar tırnaklarımı etime batırdığımda babam çoktan arkasını dönüp gitmişti.
Arabada ki sessizliği çalan bir telefonun ritmik melodisi bozdu.Salih Abi telefonuna baktığında kaşları çatıldı ve reddedip torpido gözüne attı.Ondanda sağlam bir azar yiyeceğimi biliyordum.Böyle bir şeyi ondan gizli saklı yapmama tabi ki kızmıştı.Belkide kırılmıştı.Kimbilir.?Aynı melodi tekrar sessizliği bozduğunda bu sefer ufak bir küfür savurup uzanıp telefonu aldı.Aynadan bana bakıp telefonu açtı.
''Efendim Suat bey''babamın sert sesini duyabiliyordum ama ne dediği anlaşılmıyordu.Salih abi aynadan tekrar bana baktığında bakışlarının yumuşadığını gördüm.
''Ama Suat Bey-''Salih Abi lafını bitiremeden tekrar babamın sert sesini duydum.
''Peki efendim.İyi yolculuklar''diyip telefonu kapattığında bakışlarımız tekrar dikiz aynasında buluştu.Ne oluyor?Babam bir yere mi gidiyordu?Salih Abi dikkatini tekrar yola verirken konuşmaya başladı.
''Suat Bey 1 haftalığına Ankara'ya gidiyormuş.Acil bir işi çıkmış''
Hiç bir şey söylemeden başımı tekrar cama yasladım ve gözlerimi kapattım.Evet babamın böyle bir tepki vermesi ihtimaller arasındaydı.Yani kızabileceğini biliyordum.Aslında başka bir ihtimal yoktu bunu içten içe bilmeme rağmen diğer ihtimali ben sadece umut etmiştim.Yapmak istedim.Böyle özel bir günü sadece şirkete mal olmaması gerekiyordu.Anneminde hatırlanması gerekiyordu.Babamın annemi hatırlaması gerekiyordu.!Evet annemin ölümünden 7 yıl geçmesine rağmen babamın yanında dişi bir sinek bile görmemiştim ama..Tanrı aşkına ben 7 senedir babamı bile doğru düzgün göremiyordum ki..Belki de göremediğim zamanlardan birinde bir kadına gidiyordu?Hayır hayır.Bu düşünce aklıma ne zaman gelse üzerinden çok geçmeden babamı gazetede veya haberlerde görürdüm. ''Suat Başar bu işide başardı'',''Suat Başar'ın başarısı..'' vs.vs.böylelikle eve uğramadığı günlerde işlerle uğraştığından emin olurdum.Başka bir kadına gitmesindense işleriyle evli olması beni daha iyi hissettiriyordu.
Meriç'in soğuk elleri tenime değdiğinde gözlerimi açtım.Eve gelmiştik.Hiçbir şey söylemeden inip önden eve girdim ve odama çıktım.Arkamdan Meriç ve Engin geliyordu.Topuklu ayakkabılarımı çıkarıp bir köşeye fırlattım soyunma odama girerken Meriç ile Engin odaya girdi.Çekmeceden iç çamışırlarımı çıkarıp raflardanda bi eşofman ve t-shirt aldıktan sonra odaya döndüm.
''Sizde girin duşa.Meriç sen benim dolabımdan bir şeyler ayarlarsın.Engin sende Salih Abiden iste.Biraz büyük olabilir ama idare et''diyip banyoya yöneldim.Nasılsa Suat Başar yoktu.Enginde kalabilirdi.Meriç'in bu duruma çok sevineceğini biliyordum.Bari onlar mutlu olsunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCAK ZAFERLER
Novela Juvenil...Sonra kaybedilmemek adına oyuncak oldum.Kim eline aldıysa beni iğrenç oyunlarında kazanmış saydı kendini. Kim eline aldıysa oyuncak zaferler elde etti. Sorsanız hepside benim iyiliğimi istiyordu... Benimse; En büyük aptallığım herkesi kendim gibi...