@szn_ytr bu bölümü sana ithaf etmek istedim :) yorumun ve mesajın olmasaydı.Yayınlamayı pek düşünmüyordum.Teşekkür ederim.Keyifli okumalar..
"1 hafta sonra kurtuluyorsun Salih abi benden.az daha sabret"dedim dikiz aynasından ona bakıp göz kırparken.
"Estağfurullah Benan Hanım kurtulmak ne demek"dedi o da resmi bi şekilde.Resmiydi çünkü yanımızda babam vardı.resmi olmak zorundaydı.Ben bile çoğu zaman resmi oluyordum babamın yanında..
"Hiç heveslenme küçük hanım ehliyet alacak olman yalnız başına gezebileceğin anlamına gelmiyor.Yine sen nereye Salih oraya."dedi benim canım babam.
Sessiz bir of çekip başımı cama yasladım.tartışmanın,karşı çıkmanın bir yolu ve manası yoktu.Babam ne derse o olurdu.Aslında bu durumdan -Salih abinin yanımda olmasından-rahatsız değildim.Salih Abi,öz abimden daha çok abilik yapmıştı 6 sene de.Görünürde sadece özel şöförümdü ama aslında sadece bir şöförden ibaret değildi.Yakın korumamdı,dövüş sanatları hocamdı,abimdi,arkadaşımdı,sırdaşımdı..Hayatımda önemli bir yere sahipti yani.Babam,nam-ı değer ''BAŞAR HOLDİNGLERİN TEK SAHİBİ'' Suat Başar normalde bir çalışan ile bu kadar samimi olmamı asla ama asla kabullenemezdi ama Salih Abi onun hayatını kurtarmıştı.Hemde daha hiç tanımıyorken babama yapılan bir saldırıda gözünü kırpmadan ona doğru gelen bir kurşuna vücudunu siper edip 8 ay komada kalmıştı.Kimsesi yoktu.O hastanede yatarken her gün gidip teşekkür ederdim.Eğer o olmasaydı babamda olmayacaktı.Annem gitmişti.Barış gitmişti.Abim..oda gitmiş sayılırdı.Nihayet iyileştiğinde babam hayatını kurtaran bu gözü kara delikanlıyı yanına almıştı.Onda ki cevherleri farkedincede sağ kolu olmuştu.öyle güveniyordu ki beni ona emanet etmişti.
Birde Fidan Teyze vardı.Fidan'ım.Emektarımız..Annem ablası gibi severdi Fidan Teyzeyi.Babam sırf annemin hatırı için onunla o kadar yakın olmama bir şey demiyordu.Yine de babamın yanında bir resmiyet koyuyorduk aramıza.Ne olursa olsun Suat Başar'ın prensipleri vardı ve esnekliği çok kısıtlıydı.
''Abimle konuştum.Doğum günüme gelemeyeceğini söyledi.İşlerİ çok yoğunmuş.''dedim tabletinde işleri takip eden babama.Allah aşkına bari şu anda bıraksaydı zaten günün çoğunu şirkette geçiriyordu.Eve geldiğinde de iş iş ve iş vardı.Bize kalan tek zaman yemekler oluyordu.
Tabletinden başını kaldırmadan alaycı bir gülüş ile ''eminim öyledir'' dedi .Vücudumu ona doğru dönderip dudaklarımı yaladım.
''Doğum günümde yanımda olmasını istiyorum baba.Eğer sen ararsan gelir.''
Nihayet bakışlarını tabletinden bana çevirdi ama konuşmadı.Bakışları çok şey söylüyordu zaten.Tabiki de aramayacaktı.Suat Başar ne zaman birşeyleri alttan almıştı ki zaten?Gururu,prensipleri ve işleri herşeyden ve herkesten önce gelirdi onun için.Bizden bile önce..Başımı tekrar cama dayayıp gideceğimiz yere varana kadar yolu izledim.Anlamıyordum gerçekten anlamıyordum.Annem öldükten 1 hafta sonra apar topar Amerika'ya gitmişti abim o zamandan beri babamla arası soğuktu.Bende küsmüştüm uzun bir süre konuşmamıştım.Beni burada nasıl tek başıma bırakabilmişti?Hala kırgındım bunun için ona.Ama yaşım ilerledikçe onuda anlayabiliyordum.Annem ölmeden yalnızca 2 hafta önce kız arkadaşı intihar etmişti.17 yaşındaydı daha ve kısa aralıklarla hayatında ki iki önemli kadını kaybetmişti.Daha Derya'nın intiharını hazmedememişken birde annem..Çok ağırdı anlayabiliyordum ama..Bende 11 yaşındaydım henüz.Hiç mi düşünmemişti beni.Ne halde olacağımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCAK ZAFERLER
Teen Fiction...Sonra kaybedilmemek adına oyuncak oldum.Kim eline aldıysa beni iğrenç oyunlarında kazanmış saydı kendini. Kim eline aldıysa oyuncak zaferler elde etti. Sorsanız hepside benim iyiliğimi istiyordu... Benimse; En büyük aptallığım herkesi kendim gibi...