Araba otelin önünde durduğunda babam nasıl olduğumu anlamak için son kez bana baktı.Spreyden bir kez daha hava çekip çantama koydum.
''Ben hazırım baba.Hadi ''Başarları'' gösterim herkese''dedim gülümseyerek.Oda gülümseme içten bir şekilde karşılık verip arabadan indi.Ardından benim inmemi bekleyip koluna girmem için elinin dışını beline koydu ve bende istediği gibi koluna girdim.Saniyede kaç flaş patlıyordu bilmiyorum ama gözlerim kör olma tehlikesi geçiriyordu.Daha fazla dayanamayacağımı düşündüğüm sırada babam bu kadar pozun yeterli olduğunu düşünmüş olacak ki nihayet yürümeye başlamıştı.
Bu kutlama sadece şirketin 50.yıl kutlamaları değil Suat Başar'ın sır gibi sakladığı kızını-şirketlerin tek varisini- insan içine çıkardığı gündü.Suat Başar'ın tek oğlu ona kafa tutarak fotoğrafçılık okumuştu.Tabi ki 'herkesin'bundan haberi vardı.Aslında bilinmemek işime geliyordu.Ben öyle mutluydum.İnsanlar sizin kim olduğunuzu bilmediğinde tanımaya çalışırlar ve tanıdıklarında severlerse,yakın hissederlerse yanınızda kalırlar.Sevmezlerse,düşünceleri uyuşmazsa da uzak durmayı seçerler.Ama ülkenin neredeyse her sektörde parmağı olan en büyük ve önemli holdinglerinden birinin varisi olduğumu öğrendiklerinde,gazatelerde,dergilerde,televizyonlarda boy boy görüntülerim sergilendikten sonra herkes yapmacık olacak beni ben olarak değil Suat Başar'ın kızı olarak görecekler ve ben bu durumdan gerçekten nefret ediyorum.
Ve nihayet otelin kutlanma için hazırlanmış büyük salonuna girdiğimizde tüm gözler bizim üzerimizdeydi.Ne kadar heyecanlansamda özgüveni eksik bir kız değildim.Başımı daha dik hale getirdim ve yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.
Babam önemli gördüğü ve 4 yıl sonra işlerin başına yavaş yavaş geçmeye başladığım zaman etkileşimde bulunacağım insanlarla tek tek tanıştırıyordu beni.Fidan Teyze yaşındaki kadınların palyaço gibi boyanması bana ne kadar garip ve komik gelsede 'saygılı'görünüşümden taviz vermeden ne kadar şık ve güzel oldukları yalanları sıraladım.Tabiki de gece Meriçle bunlarla ölümüne dalga geçip karnımız ağrıyana kadar güleceğiz.Ha tabi ben önce beni burda yalnız bırakıp Enginle köşede bucakta yiyişmesinin hesabını soracağım.
Süslü kokonalar benimle tanıştıklarına memun olduklarını ve tabiki babama yaranmak için ne kadar -saygılı-bir evlat yetiştirdiğini söyledikten sonra nihayet yanımızdan ayrıldılar.Onlarda gittikten sonra koca salonda tanışmadığım birileri kaldı mı acaba diye düşünüyordum ki babamın elini belime koymasıyla ona döndüm.
''Çok iyi gidiyorsun.''dedi.Ama halinden memnun değil gibiydi.Anlamadım sıkıldığımı çok belli ettiğim için imada mı bulunuyordu yoksa gerçekten iyi gidiyordum ve o bundan rahatsız mı olmuştu?Yo yoo Suat Başar bundan asla rahatsız olmaz aksine çok mutlu olacağı bir durum bu.Suat Başar'ın kızıda kendisi gibi özgüveni tam.Başarılı.Dikkat çekici.Saygılı.İnsanlar bana annemi acı bir şekilde kaybettiğim için acıyarak değilde öyle bir olaydan sonra güçlü bir şekilde ayakta kalabildiğim için imrenerek bakıyorlar.Direncimi kıskanıyorlar.İçimde nasıl bir fırtınanın koptuğunu bilmeden.Aslında ne kadar güçsüz olduğumu bilmeden..
Biraz fazla gerildiğim için ben yanlış anladım sanırım.Babama ufak bir gülümseme ile karşılık verirken göz ucuyla yanımıza birisinin geldiğini gördüm.Gerçekten mi!?Hala bitmedi mi tanışma faslı?Kendimi gülümsemek için zorlarken babam belimdeki elini çekip yanımıza gelen çocuğa sarıldı.Babam.çocuğa.sarıldı.babam.sarıldı.!!!
''Bende seni arıyordum Kuzey!Nerede kaldın oğlum?''Ağzım hiç hoş olmayan bir şekilde yerçekimine yenik düşerken irileşmiş gözlerimle babama baktım.Nihayet çocuktan ayrıldığında bende kendimi biraz toparladım ve çocuğu incelemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCAK ZAFERLER
Roman pour Adolescents...Sonra kaybedilmemek adına oyuncak oldum.Kim eline aldıysa beni iğrenç oyunlarında kazanmış saydı kendini. Kim eline aldıysa oyuncak zaferler elde etti. Sorsanız hepside benim iyiliğimi istiyordu... Benimse; En büyük aptallığım herkesi kendim gibi...