BÖLÜM BEŞ

234 8 0
                                    

Yeni bölümm❤❤

İyi okumalar kelebekler😊😊

Beğenileri unutmayalım.

 
Çantamdaki anahtarımı çıkardım. Kilite koyup çevirecekken Kapıyı Selma açmıştı.
"Ben pazara çıkıyorum. Eve geldiğimde yemek hazır olsun."
Omzuma çarparak yanımdan gitti. Başımı tamam der gibi sallamıştım. Alışmıştım daha doğrusu. Alışmaktan daha kötü ne olur derseniz ben yine alışmak derdim. İnsanın canını yakıyordu bilerek bağlanmasını sağlıyordu. Alışmak kötüydü. Herşeye alışırtırırdı. Aşka acıya en önemlisi ölüme. Ben önce annemin ölümüne sonra babamın kötü birine dönüşmesine alışmıştım. Canım yansada susmuştum.

Eve girdikten sonra odama gittim. Kapıda durup dağınık odama göz gezdirdim. Önceden annem odamı temziler sonra ise beni azarlardı. Fakat sonra hep tek başıma odamı temizler sonra kendime söz verir oldum. Fakat verdiğim sözleri yerine getiremiyordum.

Gri tüylü halımın üzerindeki pijamalarımı aldım. Katlayıp dolabıma koydum. Çekmecelerimi kapattım. Perdeyi aralayıp pencereyi açtım. İçeriye giren gül kokusunu uzun uzun içime çektim. Dağınık yatağımı toplayıp tekrar dolabımı açtım. İçiden siyah gri çizgili pijamalarımı çıkardım. Üzerime geçirdikten sonra banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynadan kendime baktım. Yanağımdaki morluk geçmişti. Saçımı sıkı bir şekilde at kuyruğu yaptım.

Banyodan çıktıktan sonra mutfağa gittim. Mutfaktaki pencereyi açıp başımı dışarıya çıkardım. Çocuklar top oynuyorlardı. Pencerenin yanındaki saksıda büyüyen gülü kokladım. Tekrar başımı içeriye sokup yemeği yapmaya başladım.

                           *****

Sofrada babam Selma ve barışla birlikte yemeğimizi yiyordum. Ev sesizdi. En sevdiğim sessizlikti.
Barış babama,"Bizim iş ne oldu?" diye sorduğunda babam öfkeli bir şekilde, "Para mı var lan!" diye bağırdı. Tabağımla oynamayı bırakıp ellerimle oynamaya başladım.

Selma bana bakıp imalı ses tonuyla, "Aslında bir yolu var." dediğinde anlamamış gibi kaşlarımı çattım.
Babam ve barış da bana bakmaya başlamışlardı. "Neymiş o yol?"
Selma babama döndü ve sırıtmaya başladı. "Aseli zengin biriyle evlendirmek."
Masadan bir hızla kalktım. "Sen ne diyorsun!" diye bütün gücümle bağırdım. Sesim titremeye başlamıştı.
Selma ne diyordu böyle. Ben daha lise sona gidiyordum. Hayallerim vardı. Şaşkınlıkla öfkem karışmış koca bir dağ olmuştu.

"Ne o kız! Sanki başka çaremiz var."

Babam sandalyeye yayılmış düşünüyor gibi bir hali vardı. "B...baba susma! Birşey söyle şuna!"

Selma öfkeli bir şekilde, "Terbiyesizlik yapma kız!" dediğinde,"Sende hiç mi vicdan yok be! Ben daha okuyorum." diye bağırdım. Babam elini masaya vurup,"Susun!" diye bağırdı.
Barış babama dönüp,"olmaz baba! Bu iş." dediğinde Selma,"Karışma len sen." dedi.
"Baba yalvarırım yapma böyle birşey. Bırakma beni. Annemden sonra ben sana tutunuyorum. Beni dövsende suçlasanda sana baba diyorum "

Kelimelerim boğazıma düğmük olmuştu. Babam sandalyeden kalktıktan sonra karşıma geçti. Yüzünde mecburum diyerek çığlık atan bir ifade vardı. Ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Babamın dudaklarının arasından çıkacak söz benim hayatımı değiştirebilirdi.
Barış babamın kolunu tuttu. "Yapma baba. Asel evlenemez!"
Selma Barışa sert bakışlar atıyordu.
"Sana karışma dedim oğlum! Baban en doğru kararı vericek. Bizi düşünecek durumumuzu düşünecek."

"Baba yapma bunu bana. Lütfen."
Babamın elini tuttum. Daha fazla gözyaşlarımı tutamıyordum. Yanağımdan akmaya başlamışlardı.
Babam elini çekmiyordu bakışlarını yere sabitlemişti.
Barış Selmaya sert bir şekilde, "Sen sus anne! Hep senin yüzünden oluyor bu!" diye bağırdığında Babam Barışa döndü. "Sus lan sen! Sana ne oluyor?"
"Baba Asel evlenemez!"
"Oğlum sanane! Aselin evlenip evlenemiyeciğine ben karar veririm!"
Babam elini benden çektikten sonra gözlerime bakmaya başlamıştı.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin