BÖLÜM ON

385 18 8
                                    

Yeniii bölümm

         kelebeklerimm ❤❤❤❤❤
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

Arkama döndükten sonra Burağın karşısına geçtim. Sıkıntılı bir şekilde iç çekip,"Ne demek istiyorsun?" diye sordum.
"Bu sıralar Rüzgar hocanın peşinden ayrılmıyorsun da"
"Ben kimsenin peşinde değilim." dedim sert bir şekilde ve Burağın birşey demesine izin vermeyerek yanından uzaklaştım. Sınıfa girdikten sonra Mervenin Sinanla gülüştüklerini gördüm. Bende üzerimdeki gerginliği atarak Sinanla Mervenin yanına gittim.
Sinan gülmeyi bıraktıktan sonra,"Nerdesin sen?" diye sordu.
Cevap vericekken Merve,"Nerde olucak. Sözlüsünün yanındadır." dedi ve gülümsedi.

Sıraya oturduktan sonra başımı sıraya koydum. Sinan,"Neyse siz kızlar biraz dertleşin ben uzaklaşim." dedi ve yanımızdan ayrıldı. Merveye imalı bir şekilde bakış atıp,"Siz hayırdır?" diye sordum. Merve ilk başta sırıtsada ciddi bir şekilde yüzünü değiştirip,"Yok hayır falan. Salak geldi yanıma espiri yapıyor." dedi.
"Tabi canım. Sende her espiriye gülersin saten. Hatta dersin gelin bana espiri yapın."
"Sen boşversene beni Asel! Anlat dinliyorum." dediğinde sıkıntılı bir şekilde iç çektim.
"Hayatın kuralını yaşıyorum. Doğdum ağlıyorum ve ölücem."
"Doğdun gülmelisin ve Rüzgar hocayla mutlu olmalısın."
Başımı sıradan kaldırıp ellerimi sıranın üzerine koydum.
"Nasıl olucak o?"
"İsteyerek canım. Hatta istemek yetmez çok isteyerek."
"Ya istemek istemiyorsam. Ya Merve mutlukuk hayatımda akan nehir gibiyse?"
Merve elini yanağıma koydu. Yüzünü buruşturup,"Bilemezsin. Bilemeyiz. Sadece denemelisin. Dene ki akan nehir bile anlasın insanların hayatından akmanın kurallarını." dedi.

Kapı açıldığında Rüzgar hoca hızlı bir şekilde sınıfa girdi. Merve önüne döndükten sonra Rüzgar hocayı izlemeye başladım. Kitapları masanın üzerine koyduktan sonra sınıfa döndü. "Kitapları açın. Ünite sonu testini çözücez." dedi. Bakışlarını bana çevirdiğinde bakışımı sıraya çevirdim. Kaçamak bakışlardı insanı boşluğa iten. Kara boşluktu insanı parçalayan. Ne bunu aşık insan bilir nede bilmek isterdi.

                             *****

Rüzgar hocayı bir saatir arabasının yanında yere bağdaş kurmuş bir şekilde bekliyordum. Fakat okul çıkış zili çaldığında sadece bana,"Birazdan gelicem arabanın orda beni bekle. " demişti. Okul bahçesinde kimse kalmamıştı. Ben ve yavru kedi haricinde. Karşımda oturan yavru kediyle bakışıyorduk. Onun dilinden anlamasam da arada onun gibi sesler çıkarıyordum. Benle oyun oynamak istiyordu. Elimi uzatsam da tırmalıyordu. Mavi boncuk gibi gözleri vardı. Yaprağı ona doğru uzatığımda iple oynar gibi oynuyordu.
Rüzgar hoca bana doğru geldiğinde sesimi yükselterek,"Şükürler olsun." dedim.
"İşim uzadı küçük. Hadi gidelim."
Yerden kalkacakken Rüzgar hoca elini uzattı.
"Gerek yok hocam. Sağlamım çok şükür." dedim ve Rüzgar hocanın uzattığı elini geri çevirdim. Yerden kalktıktan sonra üzerimdeki tozları temizledim. Rüzgar hoca arabaya doğru ilerliyecekken arkasından,"Misafir kabul eder misiniz?" diye sordum.
"Ne misafiri?"
"Mavi gözlü cadı biraz. Ama çok tatlı"
Rüzgar hoca etrafa bakındıktan sonra anlamamış bir şekilde, "Anlamıyorum küçük?" dedi.
Yerde duran kediye baktığımda Rüzgar hoca gülerek,"Başımın üstünde." dedi.

"Şey ama bir sorun var."
"Neymiş sorun?" bu sefer ben gülümseyerek,"Dedim ya biraz cadı. Elimi tırmalıyor. Sen alırmısın?" dedim. Rüzgar hoca kedinin yanına geldikten sonra eline aldı ve, "Bak bana birşey yapmıyor. Sevmemiş seni." dedi. Ofladım arabanın kapağını açtıktan sonra,"Hiç de bile. Beni sevdi de bakmayın çaktırmıyor." dedim. Rüzgar hoca gülerek yanıma geldi. Koltuğa oturduktan sonra kediyi kucağıma bıraktı. Allah tan tırmalama işini bırakmıştı. Kucağıma mayışmıştı. Bende elime başını okşuyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 28, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin