elisanın bu sorusundan sonra bir anda cevap veremeyip düşünsemde 'acaba' diye içimden geçirsem de
''kızım saçmalama olurmu öyle şey,hem sevgilisi var'' dedim imkansız mış gibi elisaya bakarak
''bence poyraz o kızı sevmiyor''
''olsun ama kız neler dedi bana gördün''
''ya gel şu kızı dövelim harbi bak''
''saçmalama kızım ya kendine gel''
dememle hocanın bizi susturması bir olmuştu
artık hocalara karşı kötü öğrenci moduna geçmemek için ders boyu susmayı denedım,başardımda arada gözüm poyraza kaydığında elisa anlıyormuş gibi kolumu dürtüyordu,ben de 'ne var ya' der gibi bakıyordum elisaya,bir kaç sefer yine gözlerimizin buluştuğuda oluyordu.. çok tatlıydı,yüzü gözleri herşeyi benimle pek ilgilenmesede sanırım yavaş yavaş hoşlanıyordum, bu duyguları uzun zaman olmuştu tatmayalı,ama karşılıksız sevginin de ne demek olduğunu pek bilmezdim sanırım bunuda poyrazda tadıcaktım. poyrazın sevgilisi vardı,olmazdı ki olamazdı..
zilin çalmasıyla poyraz bir anda sıradan kalkıp gitmişti elisanın nereye dur bekle gibi kelimelerine aldırmadan ben de poyrazın arkasından gitmiştim. merak etmiştim bir anda kalkıp nereye gidiyordu.
koridordan gittiğinde bende pek belli etmemeye çalışarak arkasından gidiyordum,gittiğimiz zemin kat koridoruna gidiyordu daha da meraklanmıştım aşağıya indi 5 dakka sonrasın da ben arkasından indim. köşeyi döndüğümde poyraz kızın kolunu sımsıkı tutmuş o kıza kızıyordu,dinlemek için daha da yaklaştım köşede dinlemeye koyuldum
''aleynaya neden sabah öyle dedin?''
''poyraz istemiyorum onunla görüşmeni kız aramızı bozuyor baksana''
''sana mı sorucam kimle görüşüp görüşmiceğimi?''
dinledikçe şaşkınlığım bütün vicudumu sarıyordu yine,poyraz benim için o kıza mı kızıyordu şimdi?
''poyraz izin vermicem senin onunla olmana izin vermicem'' dedi kız ayaklarını yere vurarak belliydi sinirlenmesi her hareketlerinden belli oluyordu
poyraz daha da sinirlenerek kızın boynunu tutup
''sakın bana karışma ona da birşey demiceksin dediğin an karşında beni bulursun biliyorsun dimi ? bu senin için hiç iyi olmaz'' dedi ,kızı tehtid etmişti
kız üzülmüş vaziyette
''ondan hoşlanıyor musun?'' dedi.
poyraz elleriyle saçlarını kaşıdı birşey demedi kıza ''sanane'' demekten başka
kız hem sinirliydi hemde ağlıyordu ''anlamıştım.. sen de beni öteki kızlar gibi gördün oynadın dimi benimle'' diyerek poyraza tokat atmıştı
birden ellerimi dudaklarıma götürüp şaşkınlığımla birlikte koşar adımlarla merdivenleri çıktım elisaya bunu anlatmam gerekti.
içimde çok değişik bir heyecan huzursuzluk olsa da pek belli etmeyerek sınıfa girdim elisanın elinde ayranla bana bakıyordu
elisa nolduu sana acilen anlatmam lazım dedim heyecanlı bir şekilde
bütün olayları tek tek anlattığımda elisanın yüzünde hafif bir şaşkınlıkla
''poyrazda senden hoşlanıyor işte'' dedi.
emin değildim sanmıyordum sadece poyraza yardım ettiğim için böyle yapıyordu bana yardım ediyordu biliyordum.
''sanmıyorum'' dedim elisaya omuz silkerek
elisa telefonla bana döndü
''mert mesaj attı akşama sahilde toplanalım mı diyor ne diyim''
''kim kim olucak mışız ki''
''mert sen ben gizem çağla onur işte'' dedi.
bazen toplanıp sahil kenarında ateş yakar onur da gitar çalardı sesi güzel olan arkadaşımız gizem de şarkı söyler sabaha kadar eğlenirdik. birer biralarımızla da olaya renk katardık
''tamam söyle geliceğimizi'' dedim
''tamam'' dedi elisa, telefonuna dönüp mesajı yollamıştı bile.
poyrazın sınıfa gırmesıyle yuzumu hemen aşağıya eğdim,sanki biraz utanmıştım..
yüzüm kıpkırmızı olduğundan adım gibi emindim bir an önce eve gidip kulaklıklarımı takıp yatagımda öylece uzanmak ıstıyordum
son dersin bitmesiyle de zil çaldığı anda herkes çıkmıştı
sınıfta bi tek elisayla ben kalmıştım hala çantamı topluyordum bu konuda çok yavaştım
elisa '' yavrum ben gidiyorum babam gelicek çıkışa yarın görüşürüz'' diyerek görüşürüz bile diyemeden apar topar çıkıp gitmişti arkasından sırıtmakla kalmıştım.
çantama son olarak kalemlerimi de atıp montumu askılıktan alıp arkamı döndüğümde o kızla karşılaşmıştım
birden elinde ki çakıyı gördüm çığlık atıcaktım ki elleriyle ağzımı kapattı
daha da yüzüme yaklaşıp çakıyı yüzüme değdirdi o kadar çok korkmuştum ki gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı
''merhaba küçük bayan,ben senin kabusun''