3. BÖLÜM

2 1 0
                                    

Bu gün hafta sonu olduğu için işe gitmeyecektim. Onun yerine son zamanlarda olanlardan dolayı Pete'le zaman geçirecektim. Bu yüzden hazırlanmış onu bekliyordum.

Ben düşüncelerime dalmışken Pete zili çaldı ve koşarak kapıyı açtım:

_Merhaba Pete.

_Merhaba Zoey.

_Gidelim mi?

_Tamam hadi gidelim.

Kapıyı kapattım ve arabaya doğru yürümeye başladık. Vardığımızda Pete geldi ve kapımı açtı:

_Vay canına. Centilmen beyefendi.

_Bu güne özel. Sakın alışma.

Güldüm ve arabaya oturdum. O da oturduktan sonra şehir merkezine dünyaca ünlü bir kafeye gitmek için yola çıktık. Yol boyunca müzik dinledik, konuştuk ve eğlendik. Bir ara durdum ve onu seyretmeye başladım. Özlemiştim. Hem de çok. Sanırım o akşamki korkumu ve pişmanlığımı ömrüm boyunca unutamayacaktım. O olmasaydı ne yapardım. Onsuz iki gün bile benim bu kadar düzenimin şaşmasına neden oluyorsa daha fazlasını düşünmek bile istemiyordum. O benim tek ailemdi.

Kafeye geldiğimizde bir masa seçip oturduk. Güzel bir mekandı. Ortam loştu. İçeri güneş ışınları girse de etrafta birkaç mum vardı. Ve her masada çiçekler. Ben etrafı süzerken Pete güldü:

_Bu anların tadını çıkart.

_Neden?

_Haftaya okul başlıyor.

Doğru, haftaya okul vardı. Tamamen aklımdan çıkmıştı. Yaz tatili olması gerekenden fazla hızlı geçip beni şaşırtmıştı. Tatilimi yaşayabileceğim sadece yarın vardı. Bu gün neredeyse bitmek üzereydi:

_Bir günümüz kaldı.

_Tadını nasıl çıkartmak istersin?

_Bilmiyorum. Belki de bir yerlere gitmeliyiz. Ne dersin?

_Bana uyar. Seni istediğin yere götürebilirim.

_Nereye istersem mi?

_Evet.

Sonra bir an durdu. Sanırım aklımdaki planları anlamıştı. Bu soruyu özellikle sorduğumu biliyordu ve telaşla sözünü geri aldı.

_Hayır zoey. Kesinlikle olmaz.

_Ama evet dedin.

_Sonra sözümü geri aldım. Oraya bir daha asla gitmem.

_Ama...

Sıkıldığını belli etmek için kafasını geriye doğru attı ve sandalyesine yaslandı.

_Dondurma var biliyorum Zoey. Ama başka bir yer olamaz mı?

_Hayır.

_Başka bir dondurmacıya gidebiliriz.

_Hayır.

_Ya da...

Sözünü kestim:

_Başka bir şey söylemek yok. Oraya gidiyoruz.

Bir şey söylemek için ağzını açtı ama tam bu sırada garson başımızda dikildi:

_Ne isterdiniz.

_Ben papatya çayı alacağım.

_Ben bir şey almayacağım. Dedi Pete şaşırmıştım.

Garson tamam deyip gitti:

ZOEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin