7. BÖLÜM

2 1 0
                                    

Elbisemi giymiş, saçlarımı yapmış, ayaklarımı ise zar zor ayakkabımın içine sıkıştırılmış Scott'ı bekliyordum.

Üzerimde yeşil, kuyruklu bir elbise vardı. Ayakkabılarım yeşille uyumlu bir siyahtı. Saçlarım fazla abartı değildi ama kostümlü baloya gittiğimiz için bir taç takmıştım. Prenses gibi gözükmek istiyordum.

Zil çaldı. Topuklularla koşa bildiğim kadar hızlı koştum ve kapıyı açtım. Scott gelmişti. O da prens kostümü giymişti ve ona cidden çok yakışmıştı. Hem de çok:

_Vay canına bu sen misin?

_Neden çok mu yakışıklı olmuşum?

_Hayır. Yani evet. Demek istediğim seni siyahtan başka bir renkle görmek çok hoş.

_Senin için bir değişiklik yaptım. Ama şunu söylemek gerek siyahı özledim.

_Her neyse hadi gidelim. Yoksa partiyi kaçıracağız.

Kostümünün hakkını vererek önümde eğildi ve elini uzattı. Ben de elimi elinin üstüne koydum. Beni bırakmadan ayağa kalktı ve beni arabaya götürdü. Arabaya bindik ve son hız baloya gittik.

Okulun otoparkındaydık. Scott arabasını park ediyordu. Bense yavaş yavaş girişe yürüyordum. Benim olduğum yer girişten biraz uzak olduğu için çok fazla insan yoktu. Ama iki kişinin gülüşmeleri beni rahatsız ediyordu. Dar sokakta sesleri yankılanıyordu. Bir kız ve erkek. Pete ve Rose. Partiye birlikte gidiyorlardı. Pete hiç tereddüt etmeden onu davet etmiş olmalıydı.

Beni fark etmelerini istemiyordum. En azından yalnızken fark edilmek istemiyordum. Bu yüzden adımlarımı sıklaştırıp onlardan biraz daha uzaklaştım.

Bu arada yan sokaktan biri gelip elini belime doladı. Scott'tı. Kulağıma doğru eğildi:

_Arkamızdalar.

_Farkındayım.

_Onları kafana takacak mısın? Ya da kıskandıracak mısın?

_Hayır. Sonuçta bu benim de partim. Hadi içeri gidelim ve biraz eğlenelim.

Bir an durdum ve sinsi bir gülüşle:

_Ama biraz kıskanmalarının bir zararı olmaz.

_Hiç söylemeyeceksin zannetmiştim.

Hem komik olduğu için hem de onları kıskandırmak için gülüştük. Bu kadar gülmenin ardından bizi fark ettiklerini umuyordum.

İçeri girmek için uzun bir kuyruk vardı. Biz de kuyruğun en sonuna geçtik. Arkamıza ise Pete ve Rose geçti. Seslerini duyabiliyordum. Rose yine koca sakızını patlatarak konuşuyordu:

_Ah Pete artık içeri girmek istiyorum.

_Sıra olduğunu görmüyor musun?

Beni eliyle itti:

_Hey öndekiler hızlı olun. Burada eğlenmek için bekliyoruz. Güzellik kraliçesini bekletmeye utanmıyor musunuz?

Olabildiğince sakin bir tavırla arkama döndüm:

_Özür dilerim ama hangi kraliçeden bahsediyoruz.

_Kör müsün sen? Önünde duruyorum ya!

Ağzında duran sakızı çekip uzattı:

_Ah doğru kraliçem. Sizin kurbağalar kraliçesi olduğunuzu unutmuşum. Beni bağışlayın lütfen.

Bunu o kadar sakin söylemiştim ki onu sinir ettiğim kesindi. Ama bunu tek komik bulan ben değildim. Scott gülmemek için arkasını döndü ama güldüğü çok belliydi. Kendini zor tutuyordu. Ve tabi ben de öylek:

ZOEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin