2.Bölüm Ceza

19 3 0
                                    

Kızlarla birlikte bahçede oturuyorduk. Duygu merdivenden çıkan çocukları kesiyordu. Eylül ise yemek yiyordu. Etrafıma bakarken Egenin bize doğru geldiğini gördüm. Kızlar ayağa kalkıp selamlaştılar. Bende ayağa kalkıp günaydın diyecektim ki Ege bir anda bana sarılınca olduğum yerde kaldım. Bunu beklemediğim için bir süre tepki veremedim. Ege öyle bir sarılıyordu ki, sanki yıllar görmediği birini görmüş gibiydi. Tam sarılışına karşılık verecektim ama geri çekildi. Ege yalandan gülümseyip ''Günaydın'' dedi. Yüzünde biraz kırgınlık vardı. Kırılmış mıydı? Peki neye kırılmıştı. Ben de sıcak gülümsemeyle ''Günaydın'' dedim. Aslında insanlara güvenen biri değildim, ama nedense Ege bana sarıldığında içime bir güven duygusu doldu. Yada ben öyle hissediyordum. Zil çalınca tüm düşüncelerim dağıldı ve kızlara dönüp ''Hadi sınıfa gidelim'' dedim. Kafalarını yukarı aşağı doğru salladılar ve sınıfa gitmeye başladık.

Cam kenarında tek başıma oturuyordum.Hoca ise hepimize tek tek soru soruyordu. En önde oturan çocuğa bakıp ''Baturalp kalk ayağa'' dediğinde Baturalp'in 'aha sıçtık' demesini duydum. ''Hocam benim sorulara fobim var ben kalkmasam?'' dediğinde tüm sınıf gülmeye başladı. Hoca ise gözlerini devirdi. '' Kalk oğlum ayağa '' dediğinde Baturalp ayağa kalktı. ''Hocam bende bir soru sormak istiyorum.''dedi. Hoca Baturalpe merak dolu gözlerle bakarak ''Dinliyorum'' dedi. ''Hocam ciddi ciddi soruyorum niye ben?'' dediğinde sınıf daha çok gülmeye başladı. ''Oğlum çık dışarı!'' diye bağırdı hoca. Baturalp ise '' Vallaha mı?'' dediğinde hoca sinirle ayağa kalktı. Baturalp ise sınıftan koşarak çıktı. Herkes güldüğünde, hoca ''Susun!! Kaldığımız konudan devam ediyoruz'' dedi. Ben ise kafamı sıraya koydum. Maalesef her şeyi kafama takıyordum şimdi ise Egenin neden bana sarıldığını taktım. İç sesim  Aman Esim öylesine sarılmıştır dediğinde ona hak verip, gözlerimi kapattım.

''Esim Allah belanı vermesin kalk artık'' diye başımda öten duygunun sesiyle gözlerimi açtım.'' Hı?'' diye ses çıktı ağzımdan ''Öğle arasına girdik yürü kantine'' dediğinde kafamı belli belirsiz salladım. Kantine indiğimizde Eylül yemekleri alacaktı. Biz ise Duyguyla masaya oturmuş dedikodu yapıyorduk. Duygu ''Sabah Ege'nin o hakareti neydi öyle?'' diye sordu. Ben gibi Duyguda her şeyi kafasına takan bir kızdı. Eylül ise annesi ve babası onu küçükken bırakıp gittiği için hiçbir şeyi kafasına takmazdı. Bence en iyisi buydu. ''Aman takmayalım. Öylesine sarılmıştır dimi 3 cm'' dedim. Duygu bana sikici bakışlarını yollamaya başladı. Aramızda en kısa Duygu olduğu için ona 3 cm diyorduk. Ama Duygu bundan pek hoşlanmıyordu. Eylül yemekleri getirdiğinde ''Çok kalabalıktı. Zor çıktım sıradan.'' dedi. Biz Duyguyla Eylülü takmayıp yemeklere gömüldük.

Ders bloktu ve hoca gelmemişti. Sınıfta herkes birbirine kağıt atarken, ben ise sınıftan çıkmış tuvalete gidiyordum. Koridorun sonunda Ulaş'ı gördüm. Ulaş Rüzgar'ın en yakın arkadaşıydı. Çok sıcakkanlı ve sevimli bir çocuktu. Tam selam verecekken kafama atılan şeyle duraksadım. Arkamı döndüğümde Rüzgar'ın elinde tebeşir kutusu hiç beklemediğim bir şeydi. Rüzgar o tebeşiri kafama bilerek mi atmıştı? Sinirlenip tebeşiri yerden aldım ve Rüzgara attım. Nasıl attım bilmiyorum ama tam anına denk gelmişti. Şuan tuvalete gidip sevinç dansı yapmak istiyordum. Ama Ulaş'' Tebeşir savaşı'' diye bağırınca, bu fikri sonraya erteledim. Ulaş bana tebeşir atmaya başlayınca, bende gülerek bir kutu aldım ve Ulaşa atmaya başladım. Hunharca gülüyorduk tabi ''Noluyor burda '' diye bağıran müdür yardımcısı eğlencemizi bölmüştü.İç sesim 'aha sıçtın Esim kaç kurtar kendini' diye bağırıyordu. '' İkinizde hemen buraları temizleyip odama geliyorsunuz'' diye kükredi,  müdür yardımcısı ersel hoca. Yerlere baktığımda durum içler acısıydı. Biz burayı nasıl temizliycez  ya! Aklıma gelen şeyle donup kaldım. İkiniz mi? Ulaş? ''Size kolay gelsin'' diyen Ulaşa tip tip baktım. Hocayı görüp hemen erkekler tuvaletine kaçmış mal. ''Kardeşim dedim. Bağrıma bastım. Yapılır mı bu be!'' dedim. Rüzgara baktığımda Ulaş'ın üstüne yürüyordu. Ulaş hemen korkup kaçınca Rüzgarla birbirimize 'olmamış bu.' bakışı attık.

UçurumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin